ABD seçim sistemi, Kongre’nin yapısı, bağış kampanyaları gibi prosedürel uygulamaları baÅŸarıyla kullanan Ä°srail lobisi, Demokratlar’ı ürküterek Obama’yı Ä°srail konusunda geri adım atmaya zorlamıştır. Türk-Amerikan iliÅŸkilerinin görünmeyen üçüncü ortağı hep Ä°srail’di. Ä°kinci Dünya Savaşı’nın sonundan beri stratejik bir çerçeveye oturan bu iliÅŸki, Ä°srail’i de zaman zaman seviyesi deÄŸiÅŸmekle birlikte hep yanında tutmuÅŸtur. Nasıl ki Türkiye-ABD iliÅŸkilerinde zaman zaman krizler yaÅŸanmışsa, Türk-Ä°srail iliÅŸkilerinde de krizler yaÅŸanmış, ancak Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde olduÄŸu gibi burada da iliÅŸkilerin ÅŸimdiki gibi sona erme noktasına varması daha önce görülmemiÅŸtir. Yeni olan Türk-Ä°srail iliÅŸkilerinin sona ermeye doÄŸru yol alması, bu gidiÅŸatın ise Türkiye-ABD iliÅŸkilerini nasıl etkileyeceÄŸinin henüz kestirilemiyor olmasıdır. Üç ülke de gidiÅŸatın ne sonuç doÄŸuracağını bilemiyor, sonucu kontrol etmeye çalışıyor. Bu üçlü iliÅŸkinin asıl kahramanı olan Washington’daki Ä°srail Lobisi, olanları büyük heyecanla izlerken, Türkiye ile Ä°srail arasında yaÅŸanan gerginliÄŸi, Türk-Amerikan iliÅŸkilerini gererek kontrol altına almaya çalışıyor, Ä°srail’le gerilen iliÅŸkiler konusunda adeta Türkiye’yi tehdit eder bir politika izlemekte beis görmüyor.
Netanyahu tedirgindi
Ä°srail BaÅŸbakanı Benjamin Netanyahu’nun Washington’a yaptığı resmi ziyaret iÅŸte tam da bu gerilimli atmosferde geliÅŸti. Ä°lk gençlik yıllarını ABD’de geçiren, Ä°ngilizceyi Boston aksanıyla konuÅŸan aşırı saÄŸcı koalisyon hükümetinin baÅŸbakanı Netanyahu, zirve öncesi Washington’da nasıl karşılanacağı konusunda son derece tedirgindi. Ziyaretin merakla beklenmesinin ise baÅŸlıca iki nedeni vardı: Netanyahu ile Obama arasında berbat geçen Mart ayındaki görüÅŸmenin tekrar edip etmeyeceÄŸi ve bu ziyaretin Türk-ABD iliÅŸkilerine ve Türk-Ä°srail iliÅŸkilerine nasıl yansıyacağı. Mart ayındaki görüÅŸmede OrtadoÄŸu barış sürecini tıkayan Netenyahu’ya hiç de dostça davranmayan Obama’nın bu tavrı gerek Ä°srail’i gerekse ABD’deki Ä°srail Lobisi’ni çılgına çevirmiÅŸti. Netanyahu ile fotoÄŸraf dahi vermeyen, akÅŸam yemeÄŸinde yalnız bırakarak ailesi ile yemeÄŸe oturan Obama’nın bu tavrı Ä°srail Lobisince hasmane bir ÅŸekilde karşılanmış, o günden beri de Obama adeta Ä°srail düÅŸmanı ilan edilmiÅŸti.
Merakın sebebi de Obama’nın aynı tavrı sürdürüp sürdürmeyeceÄŸiydi. Obama tavrını sürdürürse, bunun anlamı Ä°srail’in artık ya adım atmak zorunda kalacağı ya da kendisini tamamen tecrit edeceÄŸi anlamına gelecekti. Bu da ABD-Ä°srail gerginliÄŸinin artık sürekli hale gelmekte olduÄŸu anlamına gelecekti. Aksi olduÄŸu takdirde ise Ä°srail rahatlayacak, aynı uzlaÅŸmazlığına devam edecek, yanında destek olarak da ABD’yi bulacaktı. GörüÅŸme sonucunda ikincisi gerçekleÅŸti. Ä°srail’in fendi ABD’yi yenmiÅŸti.
GörüÅŸmenin merak edilen ikinci konusu Türk-Ä°srail iliÅŸkilerinin geleceÄŸi ve bu iliÅŸkilerin ABD iliÅŸkileri konusundaki etkisiydi. Epey zamandır Türkiye aleyhinde düÅŸük yoÄŸunlukla süren Ä°srail Lobisi’nin tavrı 31 Mayıs’ta yaÅŸanan meÅŸhur gemi hadisesinden sonra Türkiye aleyhinde açık kampanya halini aldı. Türkiye’yi açıktan hasım ilan eden Ä°srail Lobisi, Türk-Ä°srail gerginliÄŸinin muhtemel sonuçlarının Ä°srail aleyhinde olacağını görmenin etkisiyle, yaÅŸanan problemi Türk-ABD gerginliÄŸi haline getirmek için seferber oldu. Adeta Türkiye’yi ABD eliyle cezalandırmak gibi bir misyon edinen lobi bunun için epey çaba harcıyor. Kısmen baÅŸarılı olduÄŸunu söylemenin de mahzuru yok. Lobi, Washington’daki havayı Türkiye aleyhinde deÄŸiÅŸtirmeyi yani Türkiye’yi yakından tanıyan ya da izleyen uzman ya da gözlemcilerin kafasında Türkiye ile ilgili soru iÅŸareti bırakmayı baÅŸardı. Elbette bunda Türkiye açsıından konuyu sunmakta yaÅŸanan zaafların, Türkiye’nin BMGK’da verdiÄŸi Ä°ran oyunun zamanlamasının, hayır oyunun gerekçelerinin tam anlatılamamasının da payı var. Ancak gerekçesi ne olursa olsun, son 45 gün içerisinde Ä°srail Lobisi bu havayı etkileyerek, Türk-Ä°srail sorununa ABD boyutu eklemeyi baÅŸardı.
Psikolojik savaş havası
DiÄŸer yandan hedef aldığı ülke ya da lideri adeta ölümüne takip eden, topyekün hedef alan lobi bu noktada kendi sınırını da biraz görmüÅŸ oldu. Kongre’de gündeme getirilmeye çalışılan inanılmaz sert üsluptaki bir takım karar ya da yasa tasarıları imzaya dahi açılmadan kadük oldu. Böylece Ä°srail Lobisi de tavrını biraz gözden geçirerek hem daha dolaylı hem de üslubu daha ayarlı giriÅŸimlere ağırlık vermeye baÅŸladı. Kongre’de geçen günlerde neredeyse görülmemiÅŸ sayıda imza ile geçen bir mektup iÅŸte bu çerçevede ele alınmalıdır.
Mektup, yasal olarak anlam ifade etmeyen, dili yumuÅŸatılan bir hal almaya mecbur bırakılmış, ancak aynı zamanda görülmemiÅŸ bir destekle de geçmiÅŸtir. Bunun sonucu Ä°srail Lobisi’nin istediÄŸini alamasa da alabileceÄŸini en görkemli ÅŸekilde yerine getirmeye çalıştığının iÅŸaretidir. Bir baÅŸka deyiÅŸle lobi hedefinin küçültmek zorunda kalmış, ancak küçülttüÄŸü hedefinin de hakkını vermiÅŸtir. Ä°ÅŸte devam eden bu çabaların Türk-Amerikan iliÅŸkilerine etkisinin ne olacağı Netanyahu-Obama zirvesinin en merak edilen sonuçlarından biriydi.
Obama-Netanyahu Zirvesi’nin ölçülebileceÄŸi bir kaç konu vardı. Gerek formel açıdan gerekse de içerik açısından merakla beklenen zirvede, Obama Netanyahu’ya formel açıdan gösterilebilecek en üst düzey muameleyi gösterdi. Ä°çerik açısından da durum çok farklı deÄŸil. Washington’daki Ä°srail Lobisi bir kaç hafta önceden ABD-Ä°srail iliÅŸkilerinin krizde olduÄŸunu, yaÅŸananların ABD-Ä°srail iliÅŸkilerindeki en ağır kriz olduÄŸunu, Obama’nın Ä°srail’i yalnız bıraktığını kapı kapı, ekran ekran dolaÅŸarak anlattılar. Tam anlamıyla psikolojik bir savaÅŸa dönüÅŸen bu sürecin Obama Yönetimi üzerindeki etkisi son derece açıktır. Neredeyse tüm tv kanallarından boy gösteren lobiye yakın isimler Obama’yı neredeyse ihanetle suçlayarak Netanyahu görüÅŸmesi için havayı hazırladılar.
Elbette gemi krizini de bu noktada son derece baÅŸarılı bir ÅŸekilde kullandıklarını kabul etmek gerekir. Ä°çerik açısından da bu kampanyanın baÅŸarılı olduÄŸunu söylemek gerekir.
Obama’nın Ä°srail’den beklentileri son derece açıktı: Neyanyahu’nun açıkça barış görüÅŸmeleri lehinde tavır koyması, Filistin Yönetimi’nin doÄŸrudan görüÅŸmelere önÅŸart olarak koyduÄŸu Batı Åžeria’daki yerleÅŸimlerin geniÅŸlemesini donduran kararın uzatılması, yerleÅŸimlerin geniÅŸlemesi kararının dondurulmasında “doÄŸal geniÅŸleme hakkı” söyleminin terkedilmesi, Ä°srail’in Nükleer Silahların Sınırlandırılması anlaÅŸmasına taraf olacağını açıklaması, DoÄŸu Kudüs’te devam eden Ä°srail geniÅŸlemesinin durdurulması, Türkiye-Ä°srail gerginliÄŸinin sona erdirilmesi çaÄŸrısı, Gazze’deki insani trajedinin son erdirilmesi için hızlı ve makul adımların atılması, vs. Hakkını yemelim, Obama bu konuların ikisinde kısmi adımlar atmayı da baÅŸardı.
GerginliÄŸi hemen bitir
Ancak görüÅŸme gerek Türkiye, gerek ABD gerekse de dünya kamuoyunun taleplerini karşılamaktan son derece uzak sonuçlar üretti. Tam anlamıyla daÄŸ fare doÄŸurdu. GörüÅŸme sonucuna bakılırsa, görüÅŸme baÅŸlamadan önce Netanyahu’dan istenen Türkiye ile gerginliÄŸin sona erdirilmesi çaÄŸrısının, Ä°srail Sanayi Bakanı Ben-Eliyezer’in Türk DışiÅŸleri Bakanı DavutoÄŸlu ile Zürih’te gizli görüÅŸme sonucunu doÄŸurduÄŸu görülür. Ancak görüÅŸmenin basına sızması, Ä°srail içinde Netanyahu’nun bu tavrının koalisyon içinde dahi destek bulmadığının da iÅŸareti olarak yorumlanmalı. Netanyahu-Obama zirvesinin olumlu sayılabilecek bir diÄŸer sonucu ise her ne kadar yerleÅŸimlerin durdurulması kararı uzatılmamış olsa da, Obama’nın acilen doÄŸrudan görüÅŸmelere baÅŸlanması talebi, bir yönüyle, Eylül ayında sona erecek olan 10 aylık dondurma kararı sona ermeden adım atılmasını istemesi anlamına geliyor.
DiÄŸer konulara bakılırsa ABD Nükleer Silahların Sınırlandırılması vizyonu konusunda daha önceki konumundan geri adım atarak, Ä°srail Hükümeti’ne neredeyse ÅŸartsız destek verir duruma gelmiÅŸ, Obama’nın nükleer silahsız dünya vizyonu ÅŸeklinde baÅŸlayan ve devam eden giriÅŸimlerinin altını oyan bir çerçeveye oturmuÅŸtur. Bu noktada atılan geri adım, ABD’yi sadece ikili iliÅŸkilerde deÄŸil, uluslararası alanda izleyeceÄŸi genel strateji baÄŸlamında ciddi meÅŸruiyet sıkıntısına sokacaktır.
DiÄŸer tarafdan, yerleÅŸimlerin geniÅŸlemesi konusunda Ä°srail pozisyonu öne çıkmış, Türkiye ile iliÅŸkler konusunda da açık bir tavır sergilenmemiÅŸtir. Tüm bunlar alt alta sıralandığında, eÄŸer görülmeyen son derece gizli mesajlar verilmediyse -ki bu ihtimal son derece düÅŸük görünüyor, zirve Netanyahu açısından bir zafer olarak kayda geçirilebilir.
Obama ise bu zirve ile birlikte inandırıcılığını büyük oranda kaybetmiÅŸ, kendisi ile ilgili beklentileri Kasım seçimleri sonrasına erteletmiÅŸ, hatta büyük oranda sona erdirmiÅŸtir. Kasım ara seçimleri sonrasında büyük bir sürpriz olmadığı sürece Obama efsanesi de büyük ihtimalle bu zirve ile birlikte son ermiÅŸtir.
Sonuç iyi tahlil edilmeli
Bu zirvenin Türkiye için de dolaylı sonuçları olacaktır. Ancak daha da önemlisi zirvenin bu ÅŸekilde sonuçlanmasının nedenleri iyice analiz edilmek zorundadır. ABD dış politikasının OrtadoÄŸu ayağını Ä°srail’in çıkarları doÄŸrultusunda etkilemek üzere hareket eden koalisyona verilen isim olan Ä°srail Lobisi bu zirvenin sonuçları konusunda gerekli krediyi almalıdır. ABD seçim sistemi, Kongre’nin yapısı, bağış kampanyaları gibi çeÅŸitli prosedürel uygulamaları son derece baÅŸarılı bir ÅŸekilde kullanan lobi, Kasım seçimleri konusunda demokratları ürkütmeyi baÅŸarmış, Obama’yı Ä°srail konusunda geri adım atmaya zorlamıştır. Bu konuda baÅŸarılı olan lobi aynı zamanda görülmemiÅŸ derecede olumsuz tepkiyi de göze almış, hiç olmadığı kadar açıktan da eleÅŸtirilmeye baÅŸlanmıştır.
Ancak mevcut durumun deÄŸiÅŸmesi ÅŸu an için son derece zor görünmekte, bunun için ABD’de bir seçim sistemi ya da kamu reformuna ihtiyaç duyulduÄŸu ortaya çıkmaktadır. Önümüzdeki dönemlerde Ä°srail’in haksız olduÄŸu durumlarda bile adeta koÅŸulsuz olarak desteklenmesini isteyen lobinin ABD’ye çıkardığı fatura, ABD’yi uÄŸrattığı zarar daha fazla gündeme gelecektir. Bu konudaki hınç birikimi de orta vadede lobi aleyhine sonuçlar doÄŸurma potansiyelini içinde taşımaktadır. Zira ABD çıkarlarını önceleyen farklı kesimler arasında kurulan ittifaklar, bu rahatsızlığı hiç olmadığı kadar açıkça ifade eder durumuna gelmiÅŸtir.