G7 Sonrası Biden’ın Küresel Liderlik Karnesi

G7 zirvesi sonuç bildirgesine baktığımızda, uluslararası sistemin farklı kriz alanları ve meydan okumalarına ilişkin geniş bir problemler listesi görüyoruz. Ukrayna’dan Tayvan’a, yapay zekadan enerjiye birçok sorunlu alanda nasıl hareket edeceklerini belirten liderlerin bu meselelerle ilgili farklı inisiyatiflere destek sözlerini okuyoruz. Ortak deklarasyonun bir seri iyi niyet beyanıyla dolu olmasına rağmen çözüme giden net öneriler olduğunu söylemek zor. Başka platformlarda daha önce üzerinde anlaşılan birçok inisiyatife referans verilmekle birlikte Ukrayna, Tayvan ve Filistin gibi kriz alanlarında kalıcı çözümü sağlayabilecek anlaşma önerilerine rastlamak mümkün değil. Bu durum Washington’ın kapsamlı stratejik politikalar etrafında somut çözüm üretmekte ne kadar zorlandığının ve Biden’ın küresel liderlik karnesinin zayıflığının çarpıcı bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Devamı
G7 Sonrası Biden ın Küresel Liderlik Karnesi
Türk Dış Politikası Yıllığı 2023

Türk Dış Politikası Yıllığı 2023

Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on beşinci kitabına ulaştı.

Devamı

Batı’nın İnsan Hakları Doktrini Çökerken İsrail-Filistin Çatışması

Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on dördüncü kitabına ulaştı.

Yıllarca iç savaş ve kıtlıkla mücadele eden Somali'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) 2025-2026 dönemi için geçici üyeliğe seçilmesi, dikkatleri yeniden Afrika Boynuzu'ndaki bu ülkeye çekti.

14 Mayıs 1948, Filistin toprakları üzerinde İsrail işgalinin tescillenmesine, işgalin "devletleşmesine" ve bir milletin (Filistin) trajedisini işaret eder. Bu tarih, hem İsrail'in kuruluş günü olarak kaydedilmiş hem de Filistinliler için Nekbe (Büyük Felaket) olarak anılmıştır. Ortadoğu ve Filistin açısından tarihsel bir dönemeç ve süreklilik kazanan sistematik bir felakete tekabül eden Nekbe, Filistin devleti ve toplumu açısından çok boyutlu bir süreç olarak görülebilir. Bu anlamda Nekbe'yi tarihi bir olay değil, aksine İsrail sistematik, kasıtlı bir şekilde yürüttüğü işgal, soykırım, tehcir ve yerleşimci teröründen bağımsız okumamak gerekiyor. Dolayısıyla Nekbe, Filistin halkının kitlesel sürgününün, toplumsal ve ekonomik yapısının çözülmesinin başlangıcıdır ve bu sürecin sosyo-politik sonuçları günümüze kadar uzanmaktadır. Dolayısıyla 1948'de başlayan Nekbe günümüzde de devam etmektedir. Örneğin 7 Ekim'den beri İsrail'in uyguladığı devlet terörünün temel amacı da Gazze Nekbesi oluşturmaktır.

Yeryüzündeki Cehennem

“Dün geceye ait görüntüler Refah’ın nasıl yeryüzündeki cehenneme dönüştüğünün kanıtıdır.” Bu ifadeler BM Mülteciler Yüksek Komiseri Philippe Lazarini’ye ait. İsrail’in Refah’ta güvenli bölge ilan ettiği ve Filistinlilerin sığındığı çadırları bombalayarak ortaya çıkarttığı cehennem görüntülerini tarif etmeye dilim varmıyor; sözün bittiği yer olarak tanımlamak daha doğru olur. Bu saldırının Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın Netanyahu ve Gallant’a karşı tutuklama istemesinden ve Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e Refah’ta operasyonları durdurma kararı çıkarmasından sonra gerçekleşmesi, İsrail hükümetinin hak, hukuk, adalet veya uluslararası meşruiyet gibi kavramları tanımadığının bir ifadesiydi. Netanyahu hükümeti, Washington’ın desteği öyle veya böyle devam ettiği sürece hiçbir kurum ve makamı tanımayacağını Filistinli masumları katlederek haykırmayı seçiyor.

Devamı
Yeryüzündeki Cehennem
Yunanistan ın Ege Denizi nde Deniz Parkı Girişimi ve Türkiye

Yunanistan’ın Ege Denizi’nde Deniz Parkı Girişimi ve Türkiye’nin Tepkisi

Yunanistan’ın Atina’da yapılacak Okyanuslarımız Konferansı’nı bir nevi bahane ederek Ege Denizi’nde belirtilen bölgede deniz parkı ilan edeceğini duyurması Türkiye’nin açık bir tepkisine yol açtı.

Devamı

Bu analizde ABD’nin DSÖ’ye verdiği tepkinin kısaca iç ve dış politikadaki yansımalarına değinilerek DSÖ’ye yöneltilen eleştiriler açıklanmaktadır.

Dağlık Karabağ sorununun arka planı nedir? Yakın zamanda Tovuz’da neler yaşanmıştır? Son iki gündür devam eden çatışmaların nasıl değerlendirilmesi gerekmektedir? Bölgesel ve küresel aktörlerin çatışmaya yönelik tutumları nasıl olmuştur? Türkiye’nin bölge politikasını nasıl değerlendirmeliyiz?

Maalesef CHP 2015'ten bu yana girdiği HDP'lileşme yolunda yeni bir aşamayı da Ermenistan propagandasına söylem düzeyinde katkı vermekle yakalamış oldu.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisinin (SETA DC) düzenlediği panelde, 'Bölgesel Güçlerin Dağlık Karabağ Politikaları' masaya yatırıldı.

Davos’la başlayan ve sonrasında Türkiye’nin küresel ve bölgesel aktörlerle karşı karşıya kaldığı hemen her kritik süreç 'otoriterleşme' ve 'eksen kayması' gibi tartışmalarla senkronize biçimde ilerleye geldi.