Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis geçen hafta ABD'yi ziyaret etti. ABD Başkanı Biden ile görüşen ve Amerikan Kongresi'ne de hitap eden Miçotakis'in neredeyse bütün görüşmelerinde ana gündem maddesi Türkiye'ydi. Bununla beraber basına açık yaptığı tüm görüşmelerde Türkiye'nin adını zikretmemeyi tercih etti. Üstü örtülü bir şekilde Türkiye'ye karşı suçlayıcı bir dil kullanarak silah transferleri, Ege, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularında ABD'den destek talep etti. ABD yönetimi ve Kongresi'nin -deyim yerindeyse- bağrına bastığı Miçotakis, Yunanistan'a özgüvenli bir şekilde geri döndü.
ABD'nin Yunanistan Sevgisinin Kaynağı
Yunan Başbakanı Miçotakis, ABD'de üst düzey ilgiyle karşılandı. Normalde Yunanistan'ın bağımsızlığının 200. yıldönümü olarak geçen yıl yapılması planlanan ziyaret, pandemi nedeniyle bir yıl sonra gerçekleşti. Biden'ın jest olarak Yunan bayraklı bir kravatla karşıladığı Miçotakis ile görüşmesi oldukça sıcak bir ortamda geçti.
Tarihte ilk kez bir Yunan Başbakanının Amerikan Kongresi'ne hitap etmesi de Yunanistan'a gösterilen üst düzey ilginin bir başka işaretiydi. Bir diğer işaretse Miçotakis'in deyimiyle, Amerikan Kongresi'nde Yunan parlamentosundan daha fazla alkışlanmış olmasıydı.
Bu noktada ABD tarafından Yunanistan'a gösterilen ilginin ana kaynağını Biden'ın başkanlığı, Yunan lobisinin etkisi ve konjonktür olmak üzere üç noktada özetlemek mümkün. 36 yıl boyunca Amerikan Kongresi'nde Senatör olarak görev yapan Biden, seçildiği eyalet olan Delaware'de bulunan az sayıdaki Yunan asıllı Amerikalı tarafından "Joe Bidenopolous" olarak tanımlandığını dile getirmiş ve senatörlüğü süresince Kongre tarafından Yunanistan ile ilgili alınan birçok karara destek vermişti. Dolayısıyla Trump döneminde Yunanistan'a gösterilen sempati, Biden yönetimin göreve gelmesinin ardından artarak devam ediyor.
Bu süreçte Yunan lobisi, deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğdu. Yunan lobisi önceleri daha ziyade kültürel faaliyetlere ağırlık verirken, özellikle 1974'ten sonra agresif bir şekilde politize olmuş ve Türkiye karşıtı gündemin ana destekçilerinden birisi haline gelmişti. Bununla beraber Yunan lobisinin etkisi, 1990'lı yılların sonuna doğru Amerikan siyasetindeki ağırlığını kaybetmeye başlamıştı. Ancak son dönemde Yunan lobisinin Türkiye odaklı etkisi tekrar artış göstermeye başladı. Bunda Yunan lobisinin ABD'deki diğer Türkiye karşıtı lobilerle oluşturduğu sinerjinin de etkisi bulunuyor.
Son dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sorunlar, dolayısıyla konjonktür de ABD'nin Yunanistan'a gösterdiği ilgiyi artırdı. Nitekim, Türkiye-ABD ilişkilerinin nispeten iyi olduğu dönemlerde ABD-Yunanistan ilişkileri doruk noktasında olsa bile jeopolitik değerlendirmeler nedeniyle Washington'un Atina ile atacağı adımlarda otomatik olarak Türkiye hassasiyetini dikkate aldığı söylenebilir. İkili ziyaretlerden silah transferlerine kadar gözetilmek zorunda kalınan bu hassas dengenin artık eskisi kadar geçerli olmadığı görülüyor. Dolayısıyla Türkiye'ye karşı gösterdiği hassasiyetin giderek azaldığı bir dönemde ABD'nin Yunanistan'la giriştiği bu angajman şaşırtıcı değil.
Ziyaretin Yunanistan İçin Önemi
Yunan Başbakanının ABD ziyareti ve bu ziyarette gösterilen üst düzey ilgi, sadece Miçotakis'in şahsı için değil bir bütün olarak Yunan devleti için moral kaynağı oldu ve özgüven aşıladı. Bu bağlamda 2020 yılına kadar ABD'nin siyasi desteğini arkasına aldığını düşünerek harekete geçen Yunanistan, maksimalist amaçlarını hayata geçirmek için Ege ve özellikle Doğu Akdeniz'de bazı adımlar atmaya çalışmıştı. Bu süreçte Avrupa Birliği mekanizmasını ve bazı bölgesel ittifakları da kullanmaya çalışan Yunanistan'ın karşısına ise Türkiye'nin birçok cephede elde ettiği başarılar ve artan caydırıcılığı çıkmıştı. Türkiye'nin özellikle Doğu Akdeniz'deki kararlılığı Yunanistan'ın girişimlerinden sonuç almasını engellemişti.
Bunun üzerine 2020'den sonra farklı bir politikaya yönelen Yunanistan bir yandan agresif bir şekilde silahlanırken diğer yandan özellikle ABD ve Fransa ile kurduğu yeni askeri ittifaklar üzerinden Türkiye'yi yeniden dengelemeye çalışıyordu. Ancak Yunanistan'ın bazı eski müttefikleri ile Türkiye arasında yaşanmaya başlanan normalleşme süreçleri ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle beraber Türkiye'nin jeopolitik öneminin yeniden ön plana çıkması, Yunanistan'da kaygı uyandıran gelişmeler oldu. Bu gelişmelerden özellikle ikincisi, Yunanistan'ın ABD ve Fransa nezdinde eski desteği bulup bulamayacağını sorgulamasına neden oldu. Bu noktada Miçotakis'in Washington ziyareti en azından ABD nezdinde Yunanistan'a gösterilen ilginin devam edeceğini teyit etmiş oldu.
Yunanistan'ın Taleplerinin Gerçekleşebilirliği
Miçotakis'in ziyaretinde ön plana çıkan üç nokta bulunuyor. Bunlardan birincisi Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin son dönemde dile getirdiği Kıbrıs sorununda iki devletli çözüm önerisine karşı çıkılması, ikincisi Türkiye'ye silah transferlerinin engellenmesi, üçüncüsü ise Yunanistan'ın F-35 savaş uçağı alım talebini açıkça dile getirmesi.
Bu noktada Miçotakis'in iki devletli çözüme karşı çıktığını ifade ederken Biden tarafından alkışlanması, ikilinin Kıbrıs sorununda çözümsüzlük konusunda uzlaştığının bir göstergesi olarak kayda geçti.
Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satışı ve modernizasyon sürecinin Kongre nezdinde engellenmesi talebinin akıbeti, resmi süreç başlamadığı için henüz net değil. Ancak Yunanistan'a destek veren bazı Kongre üyelerinin dile getirdiği görüşler, sürecin o kadar kolay ilerlemeyeceğinin bir işareti. Bununla beraber, unutulmamalı ki Türkiye'ye bu süreç sadece Yunanistan'ın talepleri açısından değil, Türkiye-ABD ilişkilerinin gelecekte ne yönde şekilleneceğini belirlemesi açısından da önemli.
Yunanistan'ın F-35 tedarik etme niyetini açıklaması ve bunun gerçekleşmesi ise sadece Yunanistan-ABD ilişkileri açısından değil; Türkiye-Yunanistan ilişkileri açısından da önemli sonuçlar ortaya çıkaracak nitelikte. Zira Yunanistan'ın Fransa'dan tedarik ettiği Rafale uçaklarıyla birlikte düşünüldüğünde, bu satışın gerçekleşmesi halinde iki ülke arasındaki hava üstünlüğü dengesinin Atina lehine değişmesi ihtimali ortaya çıkabilir. Öte yandan söz konusu satışın 2030'larda tamamlanacak olması dikkate alındığında, o döneme kadar Türkiye'nin ABD'den veya başka bir tedarikçiden alacağı uçaklarla hava kuvvetlerini güçlendirmiş olması yüksek ihtimal olup, aynı zamanda Milli Muharip Uçak üretimi konusunda ciddi bir ilerleme sağlanmış olacaktır.
Bir bütün olarak değerlendirildiğinde Miçotakis'in ABD seyahati sıcak bir ortamda geçse de yine geçen hafta ABD'de gerçekleşen önemli bir başka görüşme gözlerden kaçmamalı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-ABD stratejik diyalog mekanizması bağlamında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile New York'ta bir araya geldi. Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sorunları aşmaya yönelik olarak oluşturulan mekanizma bağlamında yapılan görüşmeden sonra verilen mesajlar, tarafların ikili ilişkilerin gelişimine yönelik olumlu yaklaşımını ortaya koyuyor. Bu noktada Yunanistan'ın ana gündemi Türkiye olsa da Türkiye-ABD ilişkilerinde gündemler oldukça çeşitli ve gündem sıralamasında Yunanistan'ın ilk sırada yer almadığı da aşikar. Bu nedenle Miçotakis'in beklentilerinin tamamının gerçekleşmesinin önünde ciddi engeller bulunuyor.
[Sabah, 7 Mayıs 2022].