Amerikan dış politikasının şekillenmesinde etkili olmuş meşhur doktrinler bağlamında düşünüldüğünde Dışişleri Bakanı Blinken’ın etkin bir doktrin ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil.
Devamı
7 Ekim günü başlayan ve halen devam eden saldırıları ile İsrail, Gazze'de ve diğer Filistin topraklarında insanlık tarihinde eşine az rastlanır bir insani kıyımı gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu kıyımı, en yakın tarihli örneklerinden birisi olan Bosna Hersek'teki kıyımlardan da farklı olarak bütün görsel kanıtları ile tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleştiriyor.
Devamı
Biden yönetimi İsrail’le Hamas arasındaki ateşkes müzakerelerinde sonuç almakta zorlanırken bir yandan da savaşın Lübnan’a sıçramasını engellemeye çalışıyor. Biden, İsrail’in bir ateşkes planını kabul ettiğini söylemiş ve detaylarını açıklamıştı. Netanyahu ise Hamas’ı tamamen yok etme amacından vazgeçmediklerini söyleyerek Washington’ın elini zorlamasına direnmişti. İsrail Gazze’de saldırılarına devam edince, Hamas da pozisyonunu sertleştirmişti. Biden yönetimi bu sefer Hamas’ın oyun bozanlık yaptığı argümanını öne sürerek İsrail’e ateşkes için gerçek bir baskı yapmaktansa Mısır, Katar ve Türkiye gibi ülkelerin Hamas üzerindeki nüfuzunu kullanmalarını sağlamaya çalıştı.
Dini inançların kimliğin değerli bir parçası olması sebebiyle kimi zaman devletlerin politikalarına etki etmesine tanıklık ediyoruz. Ancak yayılmacı, işgalci ve savaş odaklı söylemlerin ve ideolojilerin devletlerin temel belirleyici tercihi olması durumunda işte o tehlikeli teo-politik durumuna geliniyor. 7 Ekim Hamas saldırısını savunma hakkı diyerek destekleyen Batı ülkeleri bilerek ya da bilmeyerek Netanyahu hükümetinin "aşırı dinci, Siyonist ve kıyametçi" söylemini cesaretlendiriyor. "Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas'a karşı Yeşaya kehanetini göreceğiz" diyen Netanyahu, kendisini zaten Yahudi devleti olarak tanımlayan İsrail'i daha ileri bir yayılmacı ideolojik söyleme taşıyor. Gazze'yi imha politikasını Tevrat'taki "büyük İsrail devleti" ve "vaat edilmiş topraklar" teolojisi ile irtibatlandırıyor. Bush'un Irak işgalini "haçlı savaşı" olarak nitelediği, Trump'ın Evanjelik söylemlerde bulunduğu, Biden'ın "Siyonistim" dediği ve Blinken'ın "Yahudi olarak" İsrail'i desteklediğini söylediği bir arada düşünülürse bu teolojik radikal söylemlerin insalık için ne kadar tehlikeli bir zemin oluşturduğu daha iyi anlaşılır. İşte bu tehlikeyi gören Erdoğan, Papa Fransuva ile İsrail-Filistin çatışmasını durdurmak için görüşüyor ve Batı dünyasını hilal-haç (kavgası) anlayışını terk edin diyerek uyarıyor.
İsrail ordusunun Hamas ve Filistinli gruplarla çatışması sürüyorken uzmanlardan son gelişmelere dair cevaplar aldık.
Amerikan kamuoyu ülkenin hava sahasında gözetlenen Çin’in ‘casus’ balonuyla meşgul hale geldi. Halkın balonu çıplak gözle gözlemlemesiyle gündemin ilk sırasına oturan balonun Amerikan hava sahasında seyretmesi ABD’yle Çin arasında yeni bir diplomatik kriz alanı haline geldi.
Bütün sorunlu meselelere rağmen farklı Amerikan yönetimlerinin geleneksel olarak İsrail’in güvenliğine en büyük desteği verme yarışına girdiklerini de unutmamak gerekiyor.
Devamı
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Washington ziyaretinin önemi ve arka planı nedir? Ankara ve Washington’ın Ukrayna politikaları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? ABD, Türkiye’ye F-16 satacak mı? Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerine bakışı nasıl? Washington, Ankara’nın Suriye rejimiyle temas kurmasına nasıl bakıyor?
Devamı
Etrafımızda üç önemli seçim gerçekleşti.
ABD’nin İsrail’le stratejik ilişkileri ve Filistin meselesine yaklaşımı, görevdeki hükümetlerin üzerinde bir devlet politikası olduğu için, Biden döneminde bu konuyla ilgili köklü bir değişim beklememek gerekiyor.