SETA > Siyaset Haritası |
Filistin Devleti nin Yol Haritası

Filistin Devleti’nin Yol Haritası

Filistin’de devlet kurumlarının inşası için uluslararası camia (İslam ve Hıristiyan dünyası) bir Filistin Fonu oluşturmalı...

Filistin meselesinin Türkiye’nin üzerinde uzlaştığı nadir meselelerden birisi olduğu son gelişmelerle tescillendi. Trump’ın kararına gösterilen ortak tepkiden sonra, İİT’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğindeki kararı konusunda da farklı kesimlerden memnuniyet ifade edildi. Bu meselede uluslararası sistemin tüm adaletsizliği içerisinde Türkiye elinden geleni yapıyor. Dünya genelinde de birbirine zıt ideolojilere sahip insanların bile Filistin’e sahip çıktığını görebilirsiniz.

Peki elimizde bu önemli ortak irade, İİT’nin aldığı tarihi karar ve adaletsiz bir uluslararası sistem varken Filistin meselesi Filistinlilerin lehine nasıl çözülür?

İsrail 1948’de “devlet” ilanına gittiğinde elinde 50 senedir kademe kademe geliştirdiği devlet aygıtları ve mobilize ettiği muazzam bir finansal güç vardı. İkinci Dünya Savaşı’ndan ise “ahlaki” bir destek rüzgarı buldu. Bir projeleri vardı ve bu projenin etrafında din anlayışları birbirinden büyük farklılık arz eden Yahudileri topladılar. Filistin’de atılması gereken ilk adım, Filistinli her ferdin arkasında duracağı asgari müştereklerde bir devlet projesi ortaya koyulmasıdır. Filistin Devleti tam üye olarak BM’ye kabul edildiğinde devlet aygıtlarının dört başı mamur bir şekilde hazır olmasını sağlamak için hazırlık yapmak lazım. Milli mutabakat hükümetinden seçim sistemine, milli eğitim müfredatından sürdürülebilir ekonomik modellemeye, tarım politikalarından güvenliğe (ordu dahil) kadar kritik alanlarda çalışmaların tamamlanması şart.

İdeolojik, dini ve siyasi ayrım gözetmeksizin Filistin’in kurucu iradesi olarak görev yapacak milli mutabakat hükümetinin (şimdiki gibi değil) tüm zorluklara göğüs gerecek şekilde kurulması, protokollerin siyasi ve bölgesel depremlere dayanıklı olarak hazırlanması elzem. İsrail, söz konusu Kudüs olduğunda Hamas-Fetih ayrımı yapmaz; Müslüman Filistinli-Hıristiyan Filistinli ayrımı da yapmaz. İsrail için Filistinli İslamcılarla Sosyalistler arasında özünde bir fark yoktur. Bu farkındalıktan ve “ya birlikte var olacağız ya da birlikte yok olacağız” anlayışından hareketle Filistin’de temsil gücü yüksek bir hükümet olmazsa olmaz.

Filistin’de devlet kurumlarının inşası için uluslararası camia (İslam ve Hıristiyan dünyası) bir Filistin Fonu oluşturmalı. Silah alımına gelince milyar dolarları İsrail’in dayanağı ABD’den esirgemeyen Müslüman ülkeler başta olmak üzere herkes bu şeffaf fona bağışlarda bulunmalı. Buna ek olarak aynı ülkeler kapasite inşası çalışmalarına her türlü destek vermeli. Filistin’in kaliteli ve zengin diasporası da mobilize edilmeli. Bu paralar ve desteklerle yukarıda sıralanan devlet sisteminin kurulması amaçlanmalı. İsrail’in yok etmeye çalıştığı Filistin mirası yeniden canlandırılmalı.

Kilitlenen BM Güvenlik Konseyi yerine Genel Kurul’un yetki alanlarının zorlanması, yeterince desteği alınamayan Hıristiyan dünyasının da Filistinli cemaatler tarafından harekete geçirilmesi ve dünyanın dört bir tarafından herkesin “sizinle beraberiz” mesajını vermek ve Filistin topraklarına sahip çıkmak için Filistin’i ziyaret etmesi de yapılabilecekler arasında… Yol uzun, imkanlar kısıtlı; fakat gayret göstermek herkesin vazifesi.

[Akşam, 18 Aralık 2017].