Genel başkan Kılıçdaroğlu'ndan başlayarak tüm
CHP'liler
OHAL uygulamasına karşı. Her meseleyi bir şekilde
OHAL'e bağlıyorlar.
Neredeyse Suriye'deki vahşeti bile OHAL'e bağlayacaklar. Abarttığımı
düşünmeyin; 'Suriye krizinin bu kadar
tırmanmasına sebep Türkiye'nin
politikalarıdır' demiyorlar mı? Daha ileri
gidip 'Türkiye terör örgütlerine destek
vermeseydi bugün Suriye'de sorun
çözülmüş olurdu' da diyorlar. Bunları
diyen Suriye'deki vahşete neden olarak
OHAL'i de gösterir.
'Nedir OHAL'in sakıncası' diye sorunca ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, haksız işten atılmalar, parçalanan aileler, bağımsız yargı gibi lafları sıralıyorlar. Saydıkları kavramların hepsi birbirinden önemli, olmazsa olmaz. Ama CHP'nin dilinde beylik lafına döndüler maalesef. Hiçbir karşılığı olmayan, ne ifade ettiği belli olmayan, afaki bir eleştiri bulutu.
Bugün hala OHAL'den kaynaklanan somut bir sorun gösterebilmiş değiller. Devlet bir komisyon kurdu. OHAL kapsamında haksız yere işten atıldığını düşünenlerin itirazlarını aldı. Araştırmalar tetkikler yaptı. Bazı itirazları reddetti. Bazılarını da haklı bulup göreve iade etti.
Ana muhalefet partisi madem OHAL'den bu kadar rahatsız, OHAL'ın kötü neticeleri olduğunu söylüyor; neden bunları somut bir şekilde kalem kalem listeleyip kamuoyu ile paylaşmıyor.
Şurada ihraç edilen şu kişi, burada OHAL'la kapatılan şu dernek; FETÖ'cü değildir, terörist değildir, suçlu değildir, diye neden ortalığı ayağa kaldırmıyor.
Yapamaz çünkü çalışmak ister, emek ister, çaba ister. Onun yerine OHAL geldi, her şey çok kötü oldu demek çok daha kolay. Nutuk atmak varken, çağdaşlığın faziletlerinden bahsetmek varken neden çalışalım. Neden şehir şehir dolaşıp sözde mağdurları saatlerce dinleyelim. Rakı masalarında halkçılık yapmak varken neden yollara düşelim.
Bu meselenin bir yönü. Diğer yönünde ise daha büyük bir tezat var.
Kılıçdaroğlu neden partisi için hak gördüğü OHAL'i ülke için şer görüyor.
CHP'de OHAL mi var?
Evet, var! Tüzüğe göre yok ama Kılıçdaroğlu'nun siyasetine göre uygulamada var. İftira, hakaret, yalan, küfür siyasetine hız veren Kılıçdaroğlu bir OHAL uyguluyor partisinde. Artık yamalı bohçaya dönmüş CHP'yi ve iktidarını siyaset namına küfrü sahaya sürerek bir arada tutmaya çalışıyor.
Erdoğan'a küfrederek seferberlik hali yaratıyor. Sezgin Tanrıkulu, Canan Kaftancıoğlu gibi 'katil devlet' diye bağıran milletvekillerine tepki gösteren Kemalist tabana sus payı veriyor. 'Bakın Erdoğan'a karşı ne kadar sert muhalefet yapıyorum' diye göz boyuyor. Göz boyuyor ki CHP'de yuvalanan terör sevicileri terörist cenazelerini daha rahat omuzlasınlar.
Kılıçdaroğlu'nun liderliğinin bekası için OHAL'a evet, devletin bekası için OHAL'a hayır!
ALMANLAR BİZİ KISKANIYOR MU?
Evet Almanlar bizi kıskanıyor.
Batıcılıktan gözü dönmüş olanlar bunu kabul etmese de durum ortada.
Almanya yıllardır havalimanı inşaatını bitirememişken, Türkiye'nin üçüncü havalimanının inşaatını planlandığı gibi hızla bitirmesini kıskanıyorlar. Zar zor koalisyon kurarken Türkiye'nin siyasi istikrarı kalıcı olarak güvence altına almış olmasını kıskanıyorlar. Afrika'da temsilcilik üzerine temsilcilik açmamızı kıskanıyorlar. Önceden selam sabah vermediğimiz birçok ülke ile diplomatik ilişkilerin yanında ticari ilişkilerimizin de günden güne artmasını kıskanıyorlar.
Tüm engelleme çabalarına rağmen yurt içinde ve yurt dışında sürdürdüğümüz terörle mücadeleyi kıskanıyorlar. Başarılı sınır ötesi operasyonları birbiri ardına yapmamızı kıskanıyorlar.
Evet, daha gidilecek çok yolumuz yapılacak çok işimiz var. Almanya'nın bizden iyi olduğu alanlar da var. Ama tüm bu şartlar altında her alanda hızı günden güne artan yükselişimizi kıskanıyorlar.
CEVABI BELLİ SORU
Almanların bizi kıskanması gayet doğal ve beklenilir bir şey. Peki ya içimizdeki Almanlar bu yükseliş grafiğinden neden rahatsız oluyor?.
[Takvim, 12 Nisan 2018]