Yumuşama veya Normalleşme: Sınırlar ve Sorunlar

2023 seçim sonuçları, özellikle muhalefet açısından güçlü bir değişim dalgasını tetiklemişti. Seçim mağlubiyetinin ardından muhalefetin üç önemli aktöründen CHP ve DEM Parti'de genel başkan değişimi yaşanırken İYİ Parti'de siyasi strateji ve söylem "hür ve müstakil" olma iddiasıyla dönüştü. 31 Mart yerel seçim sonuçları ise seçmenin değişim talep ve beklentisinin hem ciddiyetini hem de kapsamını daha net bir biçimde ortaya koydu. Öyle ki söz konusu talebin yalnızca muhalefet ile sınırlı olmadığı ve siyaset kurumundan beklentinin daha köklü olduğu görüldü. Bunun neticesinde İYİ Parti'de 2023 seçim başarısızlığı sonrası bir şekilde savuşturulan genel başkan değişimi 31 Mart sonrası gerçekleşmek mecburiyetinde kaldı. AK Parti ise 2002'den bu yana ilk kez sandıktan birinci parti olarak çıkmayı başaramadı.

Devamı
Yumuşama veya Normalleşme Sınırlar ve Sorunlar
Podcast 31 Mart a Doğru Cumhuriyet Halk Partisi

Podcast: 31 Mart’a Doğru Cumhuriyet Halk Partisi

31 Mart’a Doğru Cumhuriyet Halk Partisi

Devamı

Siyasette yumuşama tabiri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait. Dün cuma namazı çıkışında CHP Genel Başkanı Özel ile görüşmesine dair değerlendirmede bulunan Erdoğan, kendisinin CHP'yi ziyaret edeceğini belirterek şu cümleleri kullandı: "Türkiye'nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var. Ve ilk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek, Türkiye'de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Bu adımı da atacağız." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'ye olası ziyareti Özel'in AK Parti ziyaretinden daha sembolik anlamlar taşıyor. Bu da "yumuşama dönemi" konusundaki kararlılığa işaret ediyor. 2 Mayıs'ta AK Parti Genel Merkezi'nde gerçekleşen görüşmenin olumlu geçtiğini ve yeni bir döneme işaret ettiğini CHP tarafı da teyit ediyor. Özel gündemdeki her şeyin konuşulduğunu belirterek görüşmeyi Türk siyasetinin kilometre taşı olarak niteledi: "Türkiye'de ana muhalefet ve iktidarın tartışabilen bir çizgide kalmasını önemli buluyoruz."

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 90. sayısı raflarda yerini aldı.

Türkiye'deki bütün siyasi partiler bir değişim sürecinde. Son iki seçimin en güçlü mesajı toplumun taleplerine cevap verecek değişimin gerçekleştirilmesi. Hayatın değişmeyen kuralı değişim. Kritik soru değişimin nerede, nereye kadar ve hangi aktörlerle yapılması gerektiği. Yine yumuşama, normalleşme ve yeni Anayasa tartışmaları da partilerin değişimi nasıl ve hangi ortamda gerçekleştireceği konusuna işaret ediyor. Yeni Anayasa tartışması kimlik, siyasal sistem ve güvenlik gibi konuları gündeme getireceğinden partilerin toplumun gündelik sorunlarını, birikmiş meselelerini gözden kaçırmaması gerekiyor. İki düzlemde de değişim gerekli.

Son haftaların gündemi olan genel başkan görüşmeleri siyaseti bütün boyutlarıyla canlandırma imkânı taşıyor. Bu canlanma Türkiye'nin bugünü ve yarını üzerine çok sayıda konuyu kıyasıya tartışmak anlamına geliyor. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "siyasette yumuşama", CHP Genel Başkanı Özel'in ise "normalleşme" dediği bu dönemi değerli bulduğumu ancak ihtiyatlı iyimserlikle karşıladığımı daha önce bu köşede yazdım. İhtiyatlı yaklaşmamın sebebi, siyasetin doğasındaki rekabet olgusunun yönetilmesinin zor olması ve kolaylıkla kutuplaşmaya gidebilmesi.

Analiz: 7 Haziran Seçimine Doğru Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)

Bu çalışma 7 Haziran'daki genel seçime doğru Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP'yi analiz etmeyi amaçlamaktadır.

Devamı
Analiz 7 Haziran Seçimine Doğru Cumhuriyet Halk Partisi CHP
Sol'un Avrupa ile İmtihanı

Sol'un Avrupa ile İmtihanı

Kılıçdaroğlu-Swoboda gerginliğine değinmeden önce CHP'nin uluslararası örgütsel ittifaklara yaklaşımını kısaca hatırlamakta fayda var. 12 Eylül sonrası CHP geleneğini temsil eden partilerden SHP, 1989 yılında Sosyalist Enternasyonal'e tam üye olmuştu. Bu dönemde özellikle Kürt meselesine evrensel bir pencereden bakabilen hareket -ki bugün dahi 15 Mayıs 1990'da kabul edilen bu rapora sıklıkla atıfta bulunulmaktadır- Türkiye solu ile uluslararası trendler arasındaki geleneksel ayrılıkları gidermeyi başarmıştı. CHP ile Sosyalist Enternasyonal arasında ilişkilerin en kötü noktaya gelmesi ise 2007-2008 döneminde ana muhalefetin 27 Nisan sürecine verdiği destekle ortaya çıktı. Bu dönemde partinin Sosyalist Enternasyonal üyeliğinin askıya alınacağına dair haberler kamuoyunda yer buldu ve CHP, Sosyalist Enternasyonal yönetiminde yer almayacağını duyurdu.

Devamı

Analiz, Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Yeni CHP”sine, tarihsel süreç içinde CHP'deki bu “değişim” süreçlerini inceleyerek, bugünkü değişimin kalıcı mı yoksa geçici mi olduğunu tartışıyor.

Soru şu: Genelde muhalefet, özelde de Türk solu dünyada bazı siyasetçilerin seçim başarısı ile niçin bu kadar çok mutlu oluyor? Cevabı basit: Türkiye’de şu ana kadar destekledikleri hiçbir parti ya da siyaseti iktidara gelmedi. Yakın bir dönemde de bu gidişle geleceğe benzemiyor.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili sözlerini değerlendirdi.

Bir süredir muhalefet partileri, iktidara gelmeleri hâlinde eski sisteme yeniden döneceklerini söylüyorlar. Aslında tam böyle ifade etmiyorlar. Ne olduğu ya da neye referans verdiği konusunda kimsenin bir bilgisinin olmadığı bir söyleme başvuruyorlar. 'Eski sisteme döneceğiz' yerine 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' demeyi tercih ediyorlar.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, CHP heyetinin Demirtaş'ı ziyareti üzerinden Millet İttifakı'nı değerlendirdi.

Washington’da göstericilerin Kongre binasını kolay şekilde işgal etmesini, güvenlik zafiyeti açısından değerlendiren Dr. Murat Aslan, ‘ABD için beklenmedikti, hazırlıksız yakalandılar’ dedi.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sağ - Sol kavramlarıyla ilgili sözlerini değerlendirdi.