CHP Kampanyasının Üç Yapısal Sorunu

31 Mart yerel seçimlerine giderken CHP'nin bir türlü aşamadığı üç yapısal sorunu var.

Devamı
CHP Kampanyasının Üç Yapısal Sorunu
CHP Laikçiliği YSP ve TİP Solculuğu Birleşirken Alkış Tutanlar

CHP Laikçiliği, YSP ve TİP Solculuğu Birleşirken Alkış Tutanlar!

Millet İttifakı partilerinin ve adayları Kılıçdaroğlu'nun boş bıraktığı alanı YSP (HDP), TİP ve CHP destekçisi medya dolduruyor.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 53. sayısı çıktı.

Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu, İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi figürler planlı bir şekilde sırasıyla sahneye çıkıyorlar. Farklı toplum kesimlerine farklı mesajlar veriyorlar..

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin yerine oturtulmaya çalışılan yeni ideolojik konumlanmasında Atatürkçülerin yeri bulunmamaktadır. Bu CHP'de Atatürk artık yalnızca gerekli görüldüğünde kullanılan bir siyasi refleks ve popülist reaksiyon aparatı halini almıştır.

CHP, 'Mustafa Kemal' ve 'Atatürk' ayrımı üzerinden kendi krizini yaşıyor. Gerçek Atatürkçülerin CHP'den tasfiye edildiği konuşuluyor. Atatürkçülüğün ne olduğu parti içi kliklerin bir mücadele unsuru. Bu defa Atatürk'ün partisi CHP tehlikede.

Büyük Suskunluk

Önder Sav, Onur Öymen gibi CHP'nin içinde kariyer derdi kalmayanlardan da güçlü bir açıklama duymadık.

Devamı
Büyük Suskunluk
Ertelenmiş Bir Sorgulama

Ertelenmiş Bir Sorgulama

CHP İstanbul il başkanı üzerinden parti içinde yeniden alevlenen Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin tartışma yeni değil. Tartışmanın tekrar tetiklenmesi, aslında parti içindeki alttan alta yürüyen “CHP’nin kurucu kodlarından uzaklaştığına” ilişkin sorgulamaların patlak vermesi ile ilgili.

Devamı

HDP'nin CHP'ye yaklaşacağını savunadursunlar CHP, HDP çizgisine doğru kayıyor.

CHP genel başkanı partisini değil Erdoğan karşıtı cepheyi düşünerek siyaset yapacağını ve bu yolda siyasi ilke ve duruş kaygısı gütmeden gerekli tüm adımları atacağının sözünü delegelerin alkışları içinde vererek kamuoyuna ilan etmiştir.

Muharrem İnce'nin Kılıçdaroğlu'na rakip olduğu günden bu yana parti yönetiminin hem kendisine hem de destekçilerine yönelik bir dışlama ve kara propaganda faaliyeti içinde olduğu bilinen bir gerçek.

Ayasofya Cami'nin müze olan kağıt üstündeki statüsünün tekrar camiye çevrilmesine doğrudan karşı çıkamayan muhalefet "Efendim Türkiye'nin o kadar yoğun gündemi varken şimdi bunu tartışmanın sırası mı?" sorusunun arkasına sığınıyor. Aynı isimler bugünlerde bir başka yapıyı dillerine doladılar; devletin el koyduğu FETÖ binalarından bir tanesinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na tahsis edilmesine pek içerlemişler. Bu kadar büyük bir binaya ne gerek varmış, İletişim Başkanlığı ne iş yapıyormuş, iletişim işleri için bu kadar kaynak aktarılması israf değil miymiş?

Bazıları açıktan darbeci. Bu ülkede sayıları hiç eksik olmadı. Ne istediklerini ve nasıl istediklerini çok iyi biliyorlar. Bazıları da darbe heveslisi olduğunu kabul edemiyor. Kendine itiraf edemiyor. Halbuki üç kelime laf edince darbecilik zihniyeti açıkça ortaya saçılıyor. Bu zihniyetin çok belirgin halleri ve kavramları var. Bazen karşısındakine yönelttiği otoriterlik ve tek adamlık iddialarında ortaya çıkıyor.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun darbe tehdidi ya da imasını içeren sözleri tartışılmaya devam ediyor. Yapılan açıklamalar üzerinden CHP’nin yeni dönem siyasetine yönelik analizler yapılıyor.

Son süreçte yaşananları küçük bir yanlış anlama ve karışıklık olarak değil CHP kurultayına giden süreçte yaşanabilecek daha büyük krizlerin bir parçası olarak görmek gerekiyor..

CHP içinde uzun süredir farklı ideolojik gruplar arasında bir çekişme zaten vardı. Ancak son dönemde sık tekrarlanan seçimler bu hesaplaşmanın sürekli ertelenmesini zorunlu kılmıştı. 2023’e kadar seçim olmadığı dikkate alındığında, bu hesaplaşmalar daha fazla ertelenemeyecek gibi görünüyor.

Bu hikayede şimdilik CHP'nin ittifak yaptığı İYİ Parti'ye, CHP adayına oy veren HDP'li seçmene ve özellikle 23 Haziran'da CHP için sandık başına giden Saadet Partisi ve seçmenine yer verilmiyor.

İç siyaset gündeminde son günlerin en çok konuşulan konusu CHP ile İyi Parti ittifakında bir çatlak olup olmadığı. Her iki parti arasında bazı hususlarda görüş ayrılıkları yaşanması "Millet İttifakı sona mı eriyor?" sorusunu gündeme getirdi.

23 Haziran seçimlerinde kritik karar muhafazakar seçmende..

23 Haziran İstanbul seçimlerinin bariz özelliği bir nevi ikinci tur olması. Seçmen tercihini gözden geçirecek. Kazanmasını ya da kaybetmesini istediği adayın kim olduğunu yeniden düşünecek. Kampanya stratejileri de söylemleri de buna göre şekilleniyor. İstanbullu'nun önünde başa baş geçen ilk yarışın iki adayı var: Yıldırım ve İmamoğlu. Kritik soru ikinci turun daha önceki 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 seçimlerindeki gibi bir fark oluşturup oluşturamayacağı.