Kriter’in Kasım Sayısı Çıktı: Macron Uçuruma Sürüklüyor

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 51. sayısı çıktı.

Devamı
Kriter in Kasım Sayısı Çıktı Macron Uçuruma Sürüklüyor

Anadolu’nun o öz kültürünün en baskın rengi olan İslam’dan hoşlanmayanlar ise, kendi iktidarlarına temel oluşturacak 'fikri' dışarılarda bir yerlerde arıyorlar. Bazıları Batı’da arıyor, bazıları ise Rusya ya da Çin’de.

Muhalefetin AK Parti'ye hakkıyla yapamadığı eleştiriyi Erdoğan kendisi yaptı. 2053 vizyonuna ulaşma için önerisi ise "milletimizin birikimi ile modern dünyanın imkanlarını" birlikte tecrübe etmek.

Ermenistan’da 2018’de gerçekleştirdiği renkli devrimle koltuğa oturan ve kısa sürede uluslararası medyanın odağı haline gelen Nikol Paşinyan’ın Dağlık Karabağ çatışmalarında yaşanan kayıplar neticesinde iç ve dış kamuoyunda imajı ciddi yara aldı.

Ne tür siyasi manevralar yapacağını bildiklerini zannediyorlar. Halbuki birlikte çalıştıkları dönemde dahi Erdoğan'ın siyasi aklını ve vizyonunu anlamamışlar ya da paylaşmamışlar. Uluslararası sistemin yapısından dış politika tercihlerine, iktidar-muhalefet ilişkisinden siyasi liderliğin doğasına kadar birçok alanda farklı zihinlere sahipmişler.

Seçim, Zamanında Yapılacak

Muhalefet partileri de bu durumun farkında. Cumhur İttifakı’nın erken bir seçime gitmeyeceğini bildikleri hâlde, CHP ve diğer muhalefet partilerinin her iki haftada bir “erken seçim olacak” çıkışlarının siyaset üretememekten kaynaklandığını artık muhalefeti destekleyen kesimler de farkında.

Devamı
Seçim Zamanında Yapılacak
Muhalefetin Siyaset Arayışları

Muhalefetin “Siyaset” Arayışları

Muhalefet bu çıkmazdan nasıl kurtulabileceğini tartışıyor. 'Muhalefet çözüm üretecek yerde değil' algısı değişmiyor. 'İktidarın dünyayı daha iyi okuduğu ve gereğini yaptığı' kanaati gücünü koruyor.

Devamı

Kamuoyu anketlerinde AK Parti’nin oy oranının düştüğünü iddia edenler, nedense CHP’nin oy oranının milim yukarıya gitmediğini, hatta birçok ankette son aldığı oylardan düşük çıktığını görmezden geldiler.

Teröre sesini çıkartmayanlar bu ülkenin değil terörün çocukları oldular. Hatay'daki yangınları çıkartan 'ateşin çocukları'na dönüştüler.

Kim derdi ki, bundan 20 yıl önce neredeyse bütün kamu müdahalelerine burun kıvıran IMF, kamu yatırımlarının önemine dair raporlar yayınlayacak. IMF’nin geç de olsa ekonominin gerçeklerini görmesi sevindirici. Darısı bizim liberallerin başına

Türkiye'de siyasi mücadele uzunca bir süre siyasi aktörler ile askeri ve sivil bürokrasi başta olmak üzere siyaset-dışı aktörler arasındaki mücadelelerce belirlendi. AK Parti liderliğinde toplumun yaklaşık yirmi yıllık demokrasi kavgası iktidar mücadelesinin siyaset-içi bir mücadeleye evrilmesiyle sonuçlandı. 16 Nisan 2017 hükümet sistemi değişikliği referandumu ülke tarihinde iktidar mücadelesinin tamamıyla siyaset-içi alanda hareket eden siyasi aktörler arasında gerçekleşmesinin miladı olarak kabul edilebilir.

Son dönemde Türk dış politikasıyla beraber adından sıkça bahsedilmeye başlanan Türk savunma sanayii özellikle yurt dışındaki çevrelerin yakın takibi altındadır. Türkiye'nin güvenlik ve dış politikasındaki aktivizmiyle birlikte dikkat çekmeye başlayan Türk savunma sanayiindeki kapasite artışı birçok çevrenin tehdit değerlendirmesinin ilk sırasında yer almaktadır. Dağlık Karabağ'da Azerbaycan'ın Ermenistan karşısında oluşturduğu askeri kapasite üstünlüğü sonrasında Kanada'nın Türkiye'ye yönelik silah ihraç izinlerini askıya alma kararı bunun sadece küçük bir göstergesidir. Peki geldiği nokta itibarıyla Türkiye'nin savunma sanayii neden hedefe konulmaktadır?

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Rusya Ermenistan ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Tüm bu açılardan muhalefet, HDP’lilerin tutuklanması ve ceza almasındansa kapatılmasının kendileri açısından daha az maliyetli olduğunu düşünmektedirler. Hem, HDP’nin kapatılması durumunda, tabanından blok olarak oy alacaklarını varsaymaktadırlar. Meselenin kısaca izahı budur.

Kovid-19'a yakalanan Trump hızla iyileşip, 'virüsü yendim' havasıyla kampanyasına dönmeye çalışıyor. Yani Trump için artık Kovid-19 hem seçimin hem de sağlığının merkezine oturdu. 200 bini aşkın Amerikalının ölmesini umursamamakla suçlanan Trump bu hastalıktan kurtularak seçimlere girerse iddiasını sürdürür. "Ekonomiyi Trump toparlar" algısı Biden'ın en büyük dezavantajı. Son dört haftada Trump'dan fark yaratacak her şeyi beklemeliyiz. 3 Kasım sonrası ise Amerikan siyaseti için tam bir muamma. Benzeri görülmemiş bir belirsizlik. Ne demiş eskiler, yaşa ki göresin.

Ermenistan'ın başka bir aktör tarafından kışkırtılmış aklımıza geliyor. Arkasından Rusya da çıksa Fransa da çıksa pek bir önemi yok. Her kimse Ermenistan'ı kışkırtan bugün yeterli desteği vermediği de ortada. Rusya Ermenistan'ın dövülmesini keyifle seyrediyor. Fransa'nın yapabileceği çok fazla bir iş yok. Amerika'nın da umurunda bile değil.

Tepki siyasetinin gelip dayandığı yer burasıdır. Azerbaycan’a verilen desteği bile içinde “cihatçı gruplar” geçen bir ifade ile analiz etmek artık sadece iktidar karşıtlığı değil, aynı zamanda Türkiye karşıtlığına savrulmayı ifade eder.

Kitle iletişim araçları tarihin her döneminde "gündem oluşturma" (agenda setting) açısından önemli bir etkiye sahip olmuştur. İktidar ya da muhalefetin bütün bileşenleri bu anlamda ya medyayı kontrol etmek istemişler ya da medya sahipleri ile iyi ilişkiler geliştirmişlerdir. Geleneksel medyanın tek yönlü bilgi akışı ve içeriğin filtrelenmesi sürecindeki formel bürokrasi bu anlamda iktidarı kullanmak isteyen aktörlerin işlerini de kolaylaştırmıştır. Nitekim medyaya sahip olan aktörler içeriği diledikleri biçimde üretmekte ve kendi pozisyonlarının savunuculuğunu sahip olduğu araçlar ile tahkim etmektedirler.

Pelosi'nin Trump ile polemiğinde 'Erdoğan ve Türkiye'yi' Çin ve Kuzey Kore'nin totaliter rejimiyle, Kaşıkçı'yı testere ile kesen Suudi Arabistan yönetimiyle birlikte anması küstahlığın yeni bir aşaması. Aslında Pelosi, Biden'ın 'darbeyle değil, muhalefete destek vererek Erdoğan'ı devireceğiz' hezeyanı ile aynı dalga boyunda.

Pelosi'nin liderliğini yaptığı ABD Temsilciler Meclisi’nin son yıllarda Türkiye’nin güvenliğine ve ekonomisine yönelttiği saldırganlığı meşrulaştırma çabasını da unutmamak gerekir.