SETA > Avrupa Araştırmaları |
Avrupa ile ABD nin İdeolojik Savaşı

Avrupa ile ABD’nin İdeolojik Savaşı

ABD Başkan Yardımcısı Vance, Avrupa'yı kendi iddiasından vurmaya çalıştı: "Avrupa'ya karşı en çok endişelendiğim tehdit, Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil endişelendiğim şey, içeriden gelen tehdit" açıklaması ile Avrupa demokrasisinin "yanlış yolda" olduğunu savundu.

ABD Başkan Yardımcısı Vance, Avrupa'yı kendi iddiasından vurmaya çalıştı: "Avrupa'ya karşı en çok endişelendiğim tehdit, Rusya, Çin veya başka bir dış aktör değil endişelendiğim şey, içeriden gelen tehdit" açıklaması ile Avrupa demokrasisinin "yanlış yolda" olduğunu savundu.

Avrupa'nın güvenlik ve siyasi elitleri, Vance'den böyle bir konuşma beklemiyorlardı. Daha çok güvenlik için yük paylaşımı, savunma harcamalarında artış tavsiyesi, ticarete yönelik yeni uyarılar ve Ukrayna-Rusya savaşının akıbetine ilişkin Vance'in ne söyleyeceğini merak ediyorlardı.

Ancak Vance, bu konular yerine doğrudan Avrupa siyasetinin geleceğine odaklandı. Trump'ın "parlak bir konuşma olarak" nitelendirdiği söz konusu konuşmada Vance, MAGA hareketinin dünya görüşünü Avrupa'ya yaymak için Avrupa aşırı sağının argümanlarını tekrar etmeyi seçti.

Başta Almanlar olmak üzere Avrupalı müttefikler, Vance'ın konuşması karşısında şaşkınlığa uğradılar. Trump'ın başkan yardımcısı, bu durumu tahmin ettiği için "Washington'da kasabada yeni bir şerif var" diyerek, bir an önce yeni gerçekliğe "alışmalarını" öğütledi. "Kendi seçmenlerinizden korkarak yarışıyorsanız, Amerika sizin için hiçbir şey yapamaz" sözleri ile aşırı sağa doğrudan seçim desteği olarak adlandırılabilecek bir içerikte konuştu. Dolaylı bir mesaj verme kaygısı gütmeden, Avrupa liderlerini doğrudan "kıtadaki aşırı sağ partilerin izolasyonuna son vermeye" çağırdı. Vance'ın konuşmasını Almanya'da seçimlere 10 gün gibi bir sürenin kaldığı bir dönemde yapması, söylenenlerin şok etkisini artırdı. 61 yıllık Münih Güvenlik Konferans tarihinde, Putin'in 2007'deki konuşması ile birlikte en şok edici konuşma olarak değerlendirildi.

Geçtiğimiz günlerde, Aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'ne Elon Musk hem kendi sosyal medya platformu X'ten destek vermiş hem de partinin kampanyasına bağlanarak bir konuşma yapmıştı. Dolayısıyla, ABD'nin yeni yönetiminin bu tutumu, Almanlar tarafından seçimlere doğrudan müdahale olarak yorumlanıyor.

Trump hareketi, bu tür desteklerin iç siyasete müdahale anlamına gelip gelmediği ile çok ilgilenmiyor. Bu bakış açısının bir göstergesi olarak Vance konuşmasında Romanya'da başkanlık seçimlerinin, Rusya'nın siyasi kampanyayı manipüle ettiğine dair açık kanıtlar nedeniyle, mahkeme tarafından iptal edilmesini "demokrasiye müdahale" olarak nitelendirdi. Vance, "Eğer demokrasiniz yabancı bir ülkeden gelen birkaç yüz bin dolarlık dijital reklamla yok edilebiliyorsa, o zaman başlangıçtan itibaren çok güçlü değil demektir" diyerek de dolaylı yoldan kendi sözlerinin de bu çerçevede anlaşılmasını istedi. Trump'ın yeniden seçilmesiyle birlikte Avrupalıların öncelikli endişeleri; kıtanın güvenliği, NATO'nun yeniden konumlandırılması, Rusya tehdidinin geleceği, gümrük vergilerine bağlı anlaşmazlıklar gibi konular üzerineydi. Ancak Trump'ın ikinci döneminde, Avrupa ile ABD arasında en önemli çatlağın ideolojik bakış açıları üzerine olacağı anlaşıldı. Artık demokrasinin tanımı üzerinde bile anlaşamadıkları netleşti. Tarihi bir ittifak ilişkisinin olduğu iki kıta arasında yeni bir kültür savaşı başladı. Bu savaş, daha çok Avrupa iç siyasetindeki kırılganlıklar üzerinden şekillenecek. Avrupa aşırı sağı ile Trump ve ekibinin; göç, vatandaşlık hakları, iklim, uluslararası ilişkilerin yerleşik işleyişi, ticaretin kuralları, cinsiyetçi yaklaşımlar ve devletin işlevi gibi konularda benzer düşündükleri biliniyor. Trump ve ekibi, Avrupa'da kendi dünya görüşüne yakın aşırı sağ partilerin daha da güçlenerek iktidara gelmesini istiyor. Kendisi ile uyumlu olmadığını düşündüğü siyasetçilerin denklem dışı kalmasına çalışıyor. Bunu da açıktan yapma konusunda bir çekinceye sahip değiller.

Avrupa ile ABD arasında yaşanacak bu ideolojik çatlağın hangi sonuçları ortaya çıkaracağını şimdiden öngörmek güç. Ancak her halükarda, bu ideolojik ayrışmanın Avrupa'da toplum, siyaset ve yönetimler açısından var olan kutuplaşmaları derinleştireceğini öngörmek zor değil.

[Sabah, 17 Şubat 2025]