Seçim süreci, ABD'de dikkate değer değişimleri de beraberinde getirdi. Sosyal medya, uzun zamandır seçim kampanyalarında kilit bir rol oynuyordu fakat bu sefer, seçimlere olan etkisi yalnızca sosyal platformlarla sınırlı kalmadı. Teknoloji şirketi sahipleri, seçim sonucunu şekillendirme potansiyelleriyle majör aktörler olarak ön plana çıktı.
Devamı
Elon Musk, neden Trump’a destek veriyor? Biden-Netanyahu ilişkisine dair Beyaz Saray’dan basına neler sızdırıldı? ABD’de haftanın gündemini, Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat anlatıyor.
Devamı
Geçen hafta Demokrat Parti Kongresi’nin Amerikan siyasi gündemini tekeline aldığını ve Harris kampanyasının Filistin göstericilerine rağmen gövde gösterisi yapmayı başardığını söyleyebiliriz. Kongre sırasında 80 milyon doların üzerinde bağış toplayan Harris, toplamda yaklaşık bir ay içinde 540 milyon dolar bağışla rekor kırdı. Bu gidişle 2020 seçimlerinde bir milyar doların üzerinde bağış toplayan Biden’ı geçmesi şaşırtıcı olmayacak. Harris kampanyasının iddiasına göre bağışçıların üçte biri ilk kez bağış yapıyorlar ve ayrıca 200 bin yeni gönüllü kampanyaya dahil olmuş durumda. Harris’in Demokratlar arasında büyük bir rüzgâr yakaladığını gösteren bu rakamlar, bir yandan da Amerikan siyasetinde paranın ve ultra zenginlerin rolünü tekrar gündeme getiriyor.
Apple 2011’de Siri’yi sistemine entegre ettiğinde bu girişim “yapay zeka” (YZ) geliştirmelerinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmişti. Bu başarı, doğal dil işleme ve ses tanıma teknolojileri üzerinde yıllarca süren yoğun araştırma ve geliştirme çalışmalarının bir sonucuydu ki o günlerde bu gelişme YZ’yi günlük kullanıcılar için daha erişilebilir ve kullanıcı dostu hale getiren bir ilerleme olarak değerlendirilmişti.
İsrail - Filistin çatışması sırasında sosyal medya, dezenformasyonun hızla yayıldığı bir platform haline geldi. Öyle ki, ABD Başkanı Biden’ın açıklamaları bile sonrasında teyit edilemedi. Uzmanlar, resmi teyit hizmetleriyle bu haberlerin doğrusunun paylaşıldığını ancak çatışmanın ilk günlerinde yalan haberlere inanmanın kolay olduğunu belirtiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 78. BM Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere 17 Eylül 2023’te New York’a gitmiştir. Süreç dahilinde ABD’de dünya liderleri ve etkili girişimcilerle bir araya gelmek için bir dizi önemli toplantı organize edilmiştir. Bunlar arasında özellikle dikkat çeken ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk arasında gerçekleşen görüşme olmuştur.
Twitter’ı X adı altında yeniden markalaştırma adımı, Elon Musk’ın sosyal medya platformunu satın aldığından beri aldığı radikal kararlara bir yenisini ekledi. Twitter’ın kamu tartışmalarının en ciddi düzeyde gerçekleştiği platform olması itibariyle diğer sosyal medya platformlarından daha ayrı bir yeri var. Özellikle haberlerin en hızlı yayıldığı ve yorumlandığı mecra haline gelen Twitter, birçok özel ve kamu kurumunun da vatandaşlarla etkileşiminin kilit aracı haline geldi. Platformun fiili olarak bir kamu hizmeti işlevi görmeye başladığını savunanlar, elektrik, su ve gaz gibi temel hizmetlerle benzer şekilde kanuni düzenlemelere tabi olması gerektiğini tartışmaya başlamışlardı. Twitter’ın günlük hayatın bu kadar önemli bir parçası haline gelmesi, teknoloji firmalarının hayatın her alanını kuşatmaya başlayan gücünün kullanımı konusunda kritik soru işaretleri yarattı.
Devamı
Louisiana ve Missouri eyalet başsavcılarının Biden yönetimine karşı açtığı davada federal hâkimin verdiği ihtiyati tedbir kararı, ifade hürriyetiyle ilgili yeni bir tartışmanın habercisi oldu. Başsavcılar Beyaz Saray’ın sosyal medya platformu yöneticileriyle el ele vererek muhafazakâr sesleri bastırmaya çalıştığını iddia ediyor. Bunun Amerikan anayasasında garanti altına alınan ifade hürriyetinin ihlali olduğunu savunan müştekiler, hâkimin verdiği tedbir kararıyla ön zafer kazanmış oldu. Nihai karar ve temyiz sonrasında dava muhtemelen Yüksek Mahkeme’ye kadar gidecek. Bu süreç önümüzdeki dönemde sosyal medya ve ifade hürriyeti tartışmasının daha da alevleneceğinin habercisi olarak karşımıza çıkıyor.
Devamı
Florida valisi Ron DeSantis başkan adaylığını Twitter Spaces’da bir sohbet odasında ilan etti. Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformunu tercih etmesi, hem ana akım medyaya tavır koyduğuna hem de yenilikçi bir kampanya yürüteceğine işaret ediyordu. Ancak DeSantis’in başkanlık ilanına gösterilen yoğun ilgi, Musk’ın tasarruf tedbirlerinin sonucu olarak kapasitesi azaltılan Twitter sunucularının çökmesine neden oldu. Başkanlık kampanyasını ilan konusunda yaşanan bu aksaklık, Trump kampanyası tarafından beceriksizlik ve göreve hazır olmama şeklinde kodlanmaya çalışılırken DeSantis ‘interneti çökertmekle’ övündü.
Dev sosyal medya platformlarının, düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlarını belirler hale gelmesinin yanında siyasi, ekonomik ve kültürel etki yaratabilmeleri önemli bir meydan okuma olarak karşımıza çıkıyor.
Siyasetin değişmeyen gündem maddelerindendir özgürlük sorunsalı.
Twitter ifşalarına bakıldığında Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri ve siyasal süreçlerinden, sosyal medya şirketlerinin iç işleyişine, uluslararası gündem belirleme faaliyetlerinden istihbarat örgütlerinin sosyal medyayla temasına kadar farklı başlıklar dikkat çekiyor.
İlk olarak 3 Aralık'ta gazeteci Matt Taibbi'nin, Elon Musk'tan alarak yayınladığı dosyalarla başlayan ifşa süreci farklı gazeteciler aracılığıyla onuncu başlığa erişti. Peki bu dosyalarda neler var? Neden önemli?
Rekabette yeni bir perde açılıyor. Şirketlerin hızlı ve kontrolsüz büyümesine devletlerin müdahale refleksleri geriden cevap vermişti. Lakin devletlerin geç gelen müdahaleleri de sert oldu.
Twitter, 2006 yılından bugüne çok büyük yollar kat etti. Günümüzde yaklaşık 550 milyonluk kitlesiyle internet kullanıcılarının yaklaşık yüzde 10’una ulaşan Twitter, dünyadaki en aktif sosyal medya platformları arasında on dördüncü sırada
Uzay teknolojileri ve uzaya erişim imkanları askeri terminolojide bir devletin askeri gücünü daha da artıran kuvvet çarpanı olarak görülmektedir. Düşmana karşı güçlü savunma, yeni uzay silahları ve istihbarat anlamında her alana erişim imkanına sahip olunması bir ülkenin ordusunun daha güçlü olmasını sağlamaktadır. Bu rapor söz konusu hususları küresel trendleri göz önünde bulundurarak kapsamlı bir tarzda incelemektedir.