Orta sınıflar tüm dünyada hem öfkeli hem tepkili. Fransa'da Sarı Yelekliler otoyol ve benzin fiyatlarına karşı sokağa çıktı. Ancak tek mesele bu olabilir mi? Tabii ki değil. İlk kez mi zam oluyor? Hayır. Orta sınıfların bu öfkesi ekonomik sorunlardan kaynaklanmıyor. Ekonomik olarak eskisine oranla daha kötü durumda değil aksine gayet müreffeh bir yaşam sürüyor. Ancak hayallerine ulaşma sıkıntısı çekiyor. Orta sınıflar daha müreffeh ancak mutsuz. Çünkü orta sınıfta sıkışıp kaldığını düşünüyor. Hızlıca sınıf atlayan gruplar yükselişin durduğu hissine sahip. Çünkü bir üst sınıfa geçiş eskisine oranla çok daha zor. Halbuki bu kesimler daha iyi eğitim aldı. Daha fazla imkana sahip. Ancak rekabet öylesine fazla ve yükseliş o kadar kısıtlı ki, hep yükselme hayaliyle yaşamış kitleler şimdi önlerinin kesilmiş olduğunu düşünüyor. Doksanlı yıllarda yaşanan ekonomik büyüme fakirliği azalttı ancak zenginleri de azalttı. Toplumların orta sınıfları şişti. En geniş kitleyi oluşturuyor. Eskiden dört yıllık bir üniversite okumak iyi bir meslek sahibi olmak için yeterliydi. Ancak bugün doktora yapmış insan sayısı bile çok yüksek. Eskiden köşeye bir bakkal açıp oradan ekonomik anlamda büyümek mümkündü. Şimdi ise büyük firmalar tüm alanları kapattı. Bakkallar kapandı. Yerine market zincirleri çıktı. Dünyada en çok kâr eden firmalar büyük bilişim devleri oluyor. Liberalizm büyüme esnasında tüm insanları eşit olduğuna, özgür olduğuna, çalışırsa herkes gibi başarabileceğine inandırdı. Halbuki teknolojik gelişimin bu kadar yüksek ve karmaşık olduğu bir ortamda ancak kısıtlı sayıda insan bunu başarabiliyor. Steve Jobs, Bill Gates, Marc Zuckerberg herkesin hayallerini süslüyor. Rol model olarak görülüyor. Halbuki bu ve benzeri isimler kaymak tabakanın da kaymağı. Hayaller üst sınıf gerçekler orta sınıf. O zaman herkes devlete gözünü çeviriyor. Bari devlette bir genel müdür olmak istiyor. Geçtim memurluğu kimse müdürlüğe bile razı değil. Halbuki onlarca yıldır liberalizm devleti de küçültüyor. Orada da yeterli sayıda makam ve mevki yok. Sonuç olarak nefret doğuyor. Hem zenginlere karşı hem de fakirlere yani çoğunlukla göçmenlere. Orta sınıflar zaten zenginlerin açgözlülüğü nedeniyle azalan iş imkanlarının fakir göçmenler tarafından ele geçirildiğini düşünüyor. Bu nedenle popülist liderler orta sınıflara yönelik vaatlerde bulunuyor. Trump iki vaatle iktidara geldi. Büyük şirketlerin yatırımını Amerika'ya geri getirmek ve Meksika sınırına duvar inşa etmek. Biri zenginleri diğeri göçmenleri hedef alan vaatler. Macron AB'ye yaklaştıkça tepki çekti. Merkel göçmen politikasını yönetemediği için kaybetti. Yerine daha sert bir isim geliyor. Hatta Neo- Naziler yükseliyor. Orta sınıflar popülist liderlerle işbirliği halinde sermayeyi zayıflatırken ve yabancı düşmanlığı yaparken, devlet yükseliyor. Volkswagen'e, Toyota'ya, Facebook'a, Boeing'e cezalar kesildi bile. Sırada Amazon ve diğerleri var. Sermayenin büyüttüğü ve kullandığı orta sınıflar o kadar çoğaldı ki, kontrolden çıktı. Orta sınıf havuzu o kadar büyüdü ki bir üst sınıfa geçmek imkansıza yakın hale geldi. Sıkışmışlık hayalleri yıkıyor. Yıkılmış hayaller tepkiye dönüşüyor. Bir önceki nesilde elde ettiğinden mutlu olan orta sınıflar bir sonraki nesilde üst sınıfların elindekilere bakıp daha fazlasını arzu ediyor. Daha fazlasını bulamayınca da öfke duyuyor.
[Sabah, 23 Mart 2019].