Bolu Kartalkaya'da 79 insanımızı kaybettik. Otel yangı ile ilgili çok boyutlu tartışmalar devam ediyor. Geleneksel ve sosyal medyada bazı çevreler, önceki benzer olaylarda olduğu gibi, meselenin kendi gerçekliğinden daha çok, yaşanan faciayı aşırı siyasallaştırmanın derdine düştüler. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve iktidarın diğer yetkilileri, yangın faciasını polemik konusu yapılmaması gerektiğini sürekli vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi tanıdıklarının da olduğu insanların cenazesine giderek göz yaşı döktü. Facianın siyaset üstü ele alınması çağrısını yaparak, sorumluların tavizsiz hesap vereceğini her fırsatta dile getirdi. Ama sonuç değişmedi.
Sorumluluktan Kaçma Çabası
Bolu Belediyesi, denetlediği otelin yangın güvenliğine uygun olmadığını tespit etmesine rağmen gerekli işlemleri yapmamış. Otelin işletme belgesinin iptali için inisiyatif almak bir yana, bu işlemden 17 gün sonra, otelin içinde açılan restorana işletme ruhsatı vermiş. Gerçek anlamıyla, önce tespit ettiği eksiliklerin bir şekilde üzerini örtmek için dolaylı bir yola başvurmuş. İşte bu vahim hatanın sorumluluğu başkasına yıkmak için Bolu belediye başkanı başta olmak üzere, muhalefet partisi CHP ve onu destekleyen çevreler faciayı aşırı siyasallaştırmaya çalıştı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yangının hemen ardından "hangi siyasi partiden ve kim olursa olsun sorumlular hesap vermelidir" diyerek sorumlu bir açıklama yapsa da, Bolu Belediyesinin yanan otelle ilgili "iş ve işlemleri" ortaya çıkınca, korsan bir metni yayınlayarak, gerçeğin ortaya çıkmasını engelleye çalıştı. Kanıtların toplandığı, şüphelilerin ifade verdiği, yargının soruşturmayı çok boyutlu yürüttüğü, gerçek bilirkişilerin tespit yapmak için sahada çalıştığı bir anda, Türkiye'nin en önemli muhalefet partisinin genel başkanının, kendi sosyal medya hesabından korsan bir rapor yayınlaması, gerçeğin ve sorumluların tespitini karartmaya dönük açık bir girişimdir. Kamuoyu baskısı oluşturarak, yargıyı etkilemeye, töhmet altında bırakmaya çalışmaktadır.
Çıkarılacak Dersler
İktidarı ve muhalefeti ile sorumluların tespiti konusunda herkes hassas davranmalı. Sorumlular kim olursa olsun gerekli cezayı alması için takipçi olunmalı. Ancak bu yeterli değil. Başkaca bir seferberliğe ihtiyaç var.
Her facianın ardından, mevzuat tartışması yapılır. Mevzuatın iyi, ancak uygulamada sorunlar olduğu sürekli dile getirilir. İnsan unsurunun işini iyi yapmamasından, kurumların görevlerini yerine getirmemesinden, siyasetin, hemşericiliğin, sosyal ağlarının etkisinden kaynaklanan iş tutma tarzının ve ihmallerin sonuçları maalesef büyük acılara sebep oluyor.
Sadece yangın denetiminde değil. Restoranından, oteline, gıda üreticinden, hizmet sektörünün her alanına yönelik bir denetim seferberliği başlatılmalıdır. Kurumlar arası yetki karmaşaları, muğlaklıklar giderilmelidir. Denetim süreçlerinde, insan unsuruna bağlı sorunlu inisiyatifleri yok edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Denetleyicilerin görev ve sorumlulukları artırılmalıdır. Denetleyicilerin denetimini de mümkün kılacak yeni mekanizmalar da düşünülmelidir. Eksik denetimden kaynaklı bir kaza ya da facia ortaya çıktığında yaptırımı her bir sorumlu için ağır olmalıdır. Özellikle hizmet sektöründe mevzuata uymayan, insan sağlığına ve güvenliğine aykırı bir eksilik görüldüğünde, sosyal denetimi kolaylaştıracak mekanizmalar yaygınlaştırılmalıdır. Bu sosyal denetim için farkındalık ve bilinçlendirmeye dönük çalışmalar yapılmalıdır. Hizmet sektöründeki işyeri ve işletmeler de, sosyal denetime açık olduklarının bilinciyle daha dikkatli davranacaklardır.
[Sabah, 27 Ocak 2025]