Yapay Zekaya İlişkin ABD Başkanlık Emrinin Küresel Perspektiften Değerlendirmesi

30 Ekim 2023’te ABD Başkanı Joe Biden yapay zeka (YZ) teknolojisinin sunduğu potansiyelden yararlanmayı ve neden olabileceği riskleri minimalize etmeyi amaçlayan bir başkanlık emri imzalayarak YZ teknolojilerinin ABD’de kullanımına dönük bir rotanın oluşturulmasında önemli bir adım atmıştır. Başkan Biden’ın bu direktifinin öncesinde (2019 ve 2020’de) eski Başkan Donald Trump’ın iki yürütme emrini imzaladığı da unutulmaması gereken önemli bir detaydır. Trump’ın imzaladığı bu emirler Amerikan tarihinde YZ teknolojisinin yönetimine dönük bir başkan tarafından alınan ve sonuçlanan ilk iki resmi girişim olmuştur. Bu kararlarda ABD’nin alan dahilinde lider konumunda kalabilmesi için hükümetin YZ’yi nasıl kullanabileceği ve ne gibi stratejiler geliştirmesi gerektiğine odaklanılmıştır. Buna karşın göreve geldiği günden beri Biden hükümetinin konu bağlamındaki resmi yaklaşımı ise ağırlıklı olarak YZ teknolojisinin etik ve sorumlu kullanımını vurgulamak olmuştur. Biden’ın konu dahilinde öncelediği başlıklar incelendiğinde YZ uygulamalarında özellikle Amerikan vatandaşları üzerindeki yansımalarda etik standartlara ve toplumsal sorumluluğa bağlı kalınmasını sağlamaya odaklandığı görülmektedir.

Devamı
Yapay Zekaya İlişkin ABD Başkanlık Emrinin Küresel Perspektiften Değerlendirmesi
Avrupa'nın ve Körfez Ülkelerinin Mülteci Politikası Nasıl Şekilleniyor

Avrupa'nın ve Körfez Ülkelerinin Mülteci Politikası Nasıl Şekilleniyor?

Mülteci konusu Türkiye'nin ve dünyanın gündemini oluşturmaya devam ederken SETA Araştırmacıları Veysel Kurt, Enes Bayraklı ve Kazım Keskin Avrupa'nın ve Körfez ülkelerinin mülteci politikasını değerlendirdi.

Devamı

Mesele, Doğan medyasının vesayet odaklarının demokratik siyasete her müdahalesinde niçin siyaseti değil de, vesayet odaklarını desteklediğidir. 28 Şubat askeri müdahalesinin bir adının da "medya darbesi" olması acaba nedendir?

Mülteci meselesini şimdilerde konuşmaktan bahsediyor. Sunumuna başlamadan önce, bu can yakan meselenin C20 gündemine neden daha önce değil de, şimdi girdiğini eleştiriyor.

Enes Bayraklı, Avrupa'da mülteciler konusunda baskı ve panik havasının hâkim olduğunu, iç kamuoyunda müthiş bir mülteci karşıtlığı bulunduğunu ifade etti.

AB ülkelerinin, Suriye'deki sorunun sınırlı sayıda Suriyeliye sığınma hakkı vererek kuşatılamayacak büyüklükte bir sorun olduğunu anlaması gerek.

Avrupa Mülteciler Konusunda Yaptıklarını Sorgulamalı

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal İnat, son günlerde dünya gündemine gelen mülteci krizini değerlendirdi.

Devamı
Avrupa Mülteciler Konusunda Yaptıklarını Sorgulamalı
Göçmen Karşıtlığı Batı Karşıtlığını Besliyor

Göçmen Karşıtlığı Batı Karşıtlığını Besliyor

Avrupa değerlerinin mülteci krizi karşısındaki yerini sorgulayan Burhanettin Duran, “Benim korkum şu; Avrupa'daki göçmen karşıtlığının da besleyeceği başka bir Batı düşmanlığı geliyor.”

Devamı

Medaim Yanık: “Avrupa Birliği'ni cazip kılan şey değerleriyle beraber sunduğu yaşam. Bunu devam ettiremezse kendi varlığını da devam ettiremez.”

Avrupa Birliği'nin mülteci kriziyle baş etmede kendi değerleriyle çeliştiği bir krizin içerisinde olduğunu belirten Burhanettin Duran, “Avrupa'dan çok daha nitelikli tepkilerin gelmesi lazım” dedi.

Yavuz Güçtürk “Uzun bir zamandır Türkiye'de, Lübnan'da, Ürdün'de, Mısır'da duruyorlardı. Ancak şu var Suriye'deki iç savaşın bitmesine ilişkin umutları azalmaya başladığı için Avrupa'ya gitmeye başladır.”

Türkiye'nin son derece insan merkezli bir yaklaşımla mülteci meselesini çözmeye çalıştığını vurgulayan Ufuk Ulutaş, Avrupa kamplarında ise minimum insani şartlar sunulduğuna dikkat çekti.

Yavuz Güçtürk, mülteci krizinin bu boyuta gelmesinde sorumluluğun “Suriye gibi bölgelerde istikrarı sağlamayan ve Suriye'deki iç savaşın sona ermesi için yeterince destek vermeyen uluslararası kamuoyu”nda olduğunu belirtti.

Avrupa'ya geçmek isterken Akdeniz'de boğulan Aylan Kurdi'nin fotoğrafı Avrupa kamuoyunda mülteci konusunun güçlü bir şekilde gündeme gelmesine neden oldu. SETA'dan Yavuz Güçtürk ve Can Acun mülteciler konusunu farklı yönleriyle değerlendirdi.

Türkiye iki milyondan fazla Suriyeli ve Iraklı mültecinin yükü ile yalnız bırakılırken AB ülkeleri ördükleri yüksek duvarlara rağmen kendi topraklarına ulaşabilen az sayıda mültecinin yükünün adil paylaşılmadığı konusunda birbirlerini suçlamaktadırlar.

Enes Bayraklı, 11 Eylül sonrası oluşan İslamofobik ve yabancı karşıtı ortamın mülteci mevzusunda yeniden yaşandığını belirtti.

Başta Batı olmak üzere uluslararası kamuoyu mülteciler için güvenli seyahat rotlarının önünü açarak vize koşullarını kolaylaştırmalı, kitlesel göçü kaldırabilecek düzeyde kotalar belirlemeli, mültecilere temel haklarını sağlamalıdır.

Ortadoğu ve Afrika'daki iç savaşlar ve sefaletten kaçan göçmenleri ülkelerine almamak için her yolu deneyen Avrupa, kabul ettiği mültecileri de hapishane şartlarındaki kamplara yerleştiriyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin rakamlarına göre dünyamız kayıtların tutulmaya başlandığı İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük mülteci krizi ile karşı karşıya.