Mursi’nin devrildiği 3 Temmuz 2013 tarihinden itibaren Müslüman Kardeşler, Hazimun gibi Selefi gruplar ve 6 Nisan gibi muhalif liberallere yönelik yargılama süreci devam ediyor. Bu süreçte en fazla baskıyı haliyle Müslüman Kardeşler gördü. Bunun nedeninin Cemaati iktidar yarışından uzaklaştırma, yıldırma ve ön şartsız uzlaşma masasına oturmaya mecbur etmek olduğu konuşuluyor.
Müslüman Kardeşler üyelerine idam cezaları da dahil olmak üzere çok farklı cezalar veriliyor. İki hafta önce devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi de 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hakkında verilen cezayı cam ve demir kafesin içinde öğrenen Mursi’nin kararın ardından ellerini sallayarak kararı reddettiğine dair işaret yaptığı görüldü.
Duruşmadan sonra Mursi’nin İskenderiye Burc Arab Hapishanesine nakledildiğini ve mahkumlara giydirilen yeşil elbisenin de kendisine giymesi için verildiğini biliyoruz.
Mursi kararının ardınn güvenlik güçleri ülkede sıra dışı önlemler almış, Kahire sokaklarında bazı stratejik bölgelerde tam teçhizatlı askerlerin konuşlandırıldığı gözlenmişti. Tahrir Meydanı’nda bile bir manga silahlı askerin olduğunu kendim görmüştüm.
Ülke dışına çıkma fırsatı bulun Müslüman Kardeşler yöneticileri, Mursi hakkında verilen 20 yıllık ağır hapis cezasına tepki vermek için halkı sokağa çağırdı.
Cemaatin üst düzey yöneticilerinden Amr Drag “Mısır’da hukukun siyasallaştırılmasını engellemek için” uluslararası topluma seslendi. Drag tepki verilmemesi durumunda önümüzdeki dönemde daha ağır cezaların verileceğine işaret etti.
Türkiye’de konuşlanan Devrim Konseyi’nden de bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “bu kararın kolayca savuşturulamayacağı” ifade edildi.
Mursi’nin devrilmesinden sonra kurulan “Darbeyi Red ve Meşruiyeti Koruma Koalisyonu” da bir açıklama yayınlandı. Açıklamada “Muhammed Mursi’nin yargılanmasının ve verilen cezanın tamamen reddedildiği” belirtildi.
Bunlar ülke dışından yapılan açıklamalar ve verilen tepkilerdi. Ancak Mısır içinde önemli bir tepki gözlenmedi. İnsanlar sokaklarda büyük ve etkili eylemlere kalkışmadı. Yapılanlar genelde sokak aralarında devamlı bir şekilde görülen sıradan faaliyetler türündendi.
Mursi’nin hapis kararına halkın aşırı tepki vermemesinin birden fazla nedeni var. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
1. Cezanın makul oluşu: Daha önce verilen toplu idam cezaları ve Müslüman Kardeşler Murşid’i Bedii hakkında verilen dört ayrı idam cezası dikkate alındığında, Mursi’ye verilen ceza makul ve normal karşılanmıştır. Mübarek bile ilk yargılanmasından müebbed (25 yıl) hapse çarptırılmıştı.
2. Müslüman Kardeşlerinin ileri gelenlerinin hapiste ve sürgünde oluşu: Ihvan’ın ileri gelen yöneticileri ve kanaat önderleri ya hapishanelere atılmış veya ülke dışına kaçmıştır. İkinci ve üçüncü nesil yöneticiler de tutuklanmıştır. Bu nedenle büyük eylem organize edecek güçlü liderleri bulunmamaktadır.
3. İhvan’a halk desteğinin azalması: Müslüman Kardeşler’in cesedinin yüzde 20 oy ettiği söylenmektedir. Ancak Cemaat bastırılmış ve iyice etkisiz hale getirilmiştir. Halk desteği ise haliyle en dibe kadar vurmuştur. Mesela birkaç gün önce karşılaştığım bir öğretmen daha önce Ihvan’dan olduğunu artık Ihvan’ı bıraktığını söyledi. Ancak onu tanıyan birisi “hayır o hala Ihvan’dan ancak söyleyemiyor” dedi.
4. Mısır zaferi kazananındır: Mısır fatihi Amr bin As der ki; “Ve hiye limen galeb” Mısır galip gelenindir. Mısır halkının çoğu halim, selim ve mütevazi insanlardır. Haliyle Mısırlılar gücü elinde tutana başkaldırmayan ve sabırlı bir millettir.
O nedenle işgal ve ihtilallere rağmen Mısırlılar topraklarında yaşamışlar vatanı terk etmemişlerdir. Ancak bu kabul aslında sessiz bir başkaldırıyı da içinde barındırır. Bir müddet sonra Mısır halkı işgalcisini kendi potasında eritmekte ve sindirmektedir.
5. Mısırlıların Firavunun halkı oluşu: Mısırlılar der ki; “Ihna şagb fir’avn” Biz firavunun halkıyız. Öyleyse Mısır halkının genlerinde firavun kavmi olma içgüdüsü vardır. Halkın başına gelen firavun olmakta daha doğrusu halk onu firavunlaştırmaktadır. İslam’dan sonra bile Mısır halkı bazen Müslüman’ı bile ilahlaştırmıştır. Nitekim Mısır hükümdarı Hakim Biemrillah ilahlaştırıldı ve Dürzilik Mısır’dan türedi.
6. Mursi davasından önce verilen idam cezalarıyla kamuoyunun hazırlanması: Mursi davasından iki gün önce birer gün arayla iki ayrı davada idam cezaları verildi. Bunlardan ilki Müslüman Kardeşler’in 22 yöneticisi hakkındaydı. Diğeri ise Port Said Futbol faciası davasıydı. Port Said davasında ise 12 kişi hakkında idam cezası verildi.
Mursi’nin devrilmesinden sonraki süreçte onlarca idam cezası verilmiş ancak sadece bir tanesi fiilen uygulanmıştır. Uygulanan idam cezası “eylemcileri çatıdan atma” ile ilgilidir. An itibariyle Müslüman Kardeşler yöneticileri ile ilgili infaz edilmiş bir idam cezası yoktur.
Bundan altı ay önce Mısır’ın etkin araştırma merkezlerinden birinin müdürü bana; “Mursi idam edilecek” demişti. Neden “Murşid değil de Mursi” dedim. Cevaben, “Murşid idam edilirse Hasan el Benna veya Seyyid Kutub gibi kahraman olur” diye konuşmuştu. Ben de ona Mursi’nin idam edilmesi durumunda uluslararası toplumun tepki vereceğini ve Mursi’nin de Menderes gibi daha büyük kahraman olacağını anlatmıştım. Verdiği cevap “tarihi kazananlar yazar” şeklindeydi ve çok dikkatimi çekmişti.
O zaman Mısır’ın ilk cumhurbaşkanı Muhammed Necib aklıma geldi. Necib 1954’te Cemal Abdunnasır tarafından devrilmiş ve Mübarek zamanında ölene kadar ev hapsinde kalmıştı. Mübarek’in iade-i itibarda bulunduğu Necib’in adı, ders kitaplarına bile ilk cumhurbaşkanı olarak yazılmamıştı.
Müslüman Kardeşler İrşad Bürosu Mürşidi yani başkanı Muhammed Bedii hakkında en az 4 idam cezası verildi. Mursi ise sadece 20 yıl hapse çarptırıldı. Öyle anlaşılıyor ki, Mısır yönetimi Murşid’in idamını tercih etmektedir.
Tabidir ki, takdir-i İlahi’yi kimse tahmin edemez.
[Dünya Bülteni, 13 Mayıs 2015]