Türkiye Mursi’nin Başlattığı Demokrasi Mücadelesini Desteklemeye Devam Edecek

Mısır'da 3 Temmuz 2013'teki askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan ülkenin demokratik seçimlerle göreve gelmiş ilk sivil devlet başkanı ve Müslüman Kardeşler hareketi üyesi Muhammed Mursi'nin vefat haberi başta Türkiye olmak üzere tüm İslam aleminde üzüntüyle karşılanmıştır. Nitekim Mursi Arap dünyasında uzun yıllardır beklenen demokratik bir kalkışmanın en önemli aktörlerinden birisi olarak görülmüş ve mücadelesi Türkiye'deki kamuoyu tarafından güçlü bir biçimde desteklenmiştir. Aynı şekilde AK Parti de Ortadoğu'nun en geniş toplumsal tabana sahip sivil toplumsal hareketi olan Müslüman Kardeşler'in Mısır'daki siyasi tecrübesinin başarılı olması için destek vermiştir.

Devamı
Türkiye Mursi nin Başlattığı Demokrasi Mücadelesini Desteklemeye Devam Edecek
Şehit Cumhurbaşkanı Mursi nin Katilleri Kimler

Şehit Cumhurbaşkanı Mursi’nin Katilleri Kimler?

Mursi’nin katillerini ararken karşımıza çıkan diğer zanlılar ise darbenin azmettiricisi ülkeler. Sisi ve Mısır ordusunun sadece perdenin önündeki fail olduğunu herkes görüyor.

Devamı

Mısır tarihinin, demokratik seçimlerle göreve gelen ilk sivil devlet başkanı olan Mursi’nin ölümüyle ülkenin 2011 yılında başlayan demokrasi mücadelesi de ciddi biçimde yara aldı.

Mısır'ın şeffaf seçimlerle iktidara gelen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi 3 Temmuz 2013'teki askeri darbeden sonra binlerce insan gibi tutuklandı ve olmadık suçlamalara maruz bırakıldı.

Mısır tarihinde demokratik seçimlerle ülkenin başına gelen ilk ve tek Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi, demokrasinin ve hukukun bütün kurallarını ihlal eden bir darbeyle iktidardan devrilmesinin ardından pazartesi akşamı mahkeme salonunda şehadete erdi...

Muhammed Mursi 2012 yılında Mısır halkı tarafından Cumhurbaşkanı seçildi. Ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanıydı. Arap Baharı Mısır'da halkın iradesini iktidara taşımıştı.

Mursi'nin Vefatı Batı'nın Yüz Karasıdır

Uzmanlar, Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin dün mahkeme salonunda hayatını kaybetmesinin Orta Doğu halkları üzerindeki etkilerini ve Müslüman Kardeşler'in bu süreçten sonra nasıl bir politika izleyeceklerini AA muhabirine değerlendirdi.

Devamı
Mursi'nin Vefatı Batı'nın Yüz Karasıdır
Muhammed Mursi Orta Doğu nun 100 Yıllık Kaderini Teşkil Edecek

Muhammed Mursi Orta Doğu’nun 100 Yıllık Kaderini Teşkil Edecek İnsanlardan Birisiydi

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, 2013 yılında darbe ile devrilen Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin hayatını kaybetmesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Yöneticiye her şartta itaatı emreden apolitik Selefiliğin İsrail ile birlikte savaşmayı meşrulaştırması bizi şaşırtmamalı. Aynı kafa, "ılımlı İslam" kodlu seküler Arap milliyetçiliğini de aynı kolaylıkla meşrulaştırabilir.

Körfez bölgesinde ve Ortadoğu’da artan gerginliğin bölgedeki hiçbir aktör açısından fayda getirmeyeceği unutulmamalıdır. Bu noktada Türkiye’nin artan tansiyonu düşürme ve taraflar arasında uzlaşı sağlanması konusunda önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır.

ABD'nin ekonomik çıkarlarını korumak için yöneldiği agresif ve tutarsız politikalar belirsizliği yoğunlaştırıyor...

ABD'nin "ılımlı, demokratik İslamcılık" yaratma hedefi "Batı ile uyumu" önceledi. Halkların taleplerinin yansıtılmasını hep geri planda tuttu. Bu yüzden İslami hareketleri "kontrol etme"amacından öteye gidemedi. Neticesi de Müslüman toplumların demokratik taleplerini"bastırma" pratiğine dönüş oldu.

Birçok analist Hamas’ın uzlaşı hükümeti ile ilgili kararını bir “geri adım atma” şeklinde yorumlamaktadır. Ancak dikkatli değerlendirildiğinde bu kararın stratejik bir hamle olarak okunabileceği de söylenebilir.

Hamas, uzlaşı hükümetinin kurulması ile İsrail’in ambargosunu kırmayı, Gazze halkı nezdinde itibarını yeniden kazanmayı ve Tel-Aviv yönetimine bölgesel aktörler üzerinden baskı oluşturmayı amaçlamaktadır.

Sürpriz şekilde ortaya çıkan ve güvensizlik ortamında düşmanları bir araya getiren HAMAS ve Dahlan anlaşmasının tarafların başka alternatifleri kalmadığı müddetçe devam edeceği düşünülebilir.

Mısır'da yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği 14 Ağustos'taki Rabia katliamına giden süreçte ülke medyası da gerçeklerin üstünü örtme görevini üstlendi.

Demokrasi ve insan hakları konularında tutarlı olmayan Almanya’nın bu konuda Türkiye’ye yaptığı suçlamalar da ancak müdahalenin bir aracı olarak okunabilir.

Filistin mücadelesinde daha aktif rol oynamak isteyen Türkiye’nin Filistinlilerin haklarını savunmada müttefikler bulması ve bu ajandayı küresel ölçekte yürütmesi önemlidir.

Önceki darbelerde olduğu gibi, bu defa da Türkiye’deki iktidarı devireceğini düşünenler büyük bir şok yaşadılar.

Katar krizi nereden çıktı? Katar bu ablukaya karşı direnebilecek mi? Bu restleşmeden kim kazançlı çıkacak?

Katar’ı Müslüman Kardeşler'e destek vererek radikalizmi finanse etmekle suçlayanlar, aslında bu hareketi boğmaya çalışarak daha radikal hareketlerin onun yerini almasına yol açıyorlar.