MHP, referandumda hayır bloğunda yer alarak CHP’ye yakın reflekslere sahip olan batı seçmeninin tutumunu merkeze almıştır.
MHP’nin anayasa paketinin gündeme geldiği günden referandum sürecine kadar, değişikliklere karşı uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi ve paket referanduma sunulduğunda da HAYIR cephesinde yer alarak bu yönde kararlı bir duruş sergilemesi, tabanda ve MHP’ye yakın çevrelerde ciddi bir tartışmaya yol açtı. MHP’nin seçmen kitlesinin değişim arzusu, vesayetçi güçlere karşı demokrasiden yana tavır takınma geleneği ve 12 Eylül darbesinden zülüm görmüş bir kitle olarak 12 Eylül’ü gerçekleştiren darbecilerle hesaplaşma isteği, MHP’nin HAYIR tutumunun sorgulanmasını ve eleştirilmesini beraberinde getirdi. Bu sorgulama ve eleştiriler gün geçtikçe dozunu arttırarak devam ediyor. MHP neden HAYIR cephesinde yer aldı? Bu tutum belli bir rasyonaliteye dayanıyor mu? Bu tutumun haklı gerekçeleri mevcut mu?
MHP’nin Seçmen Kompozisyonu MHP, kolaylıkla karşı karşıya gelebilecek iki farklı toplumsal bloğa dayanmaktadır. İç Anadolu’da muhafazakâr-milliyetçi seçmen kitleden destek alırken Batı’da ise seküler-ulusalcı seçmen MHP’yi desteklemektedir. İç Anadolu’da AK Parti tabanı ile geçişkenliğe sahip olan MHP, Batı’da CHP tabanı ile geçişkenliğe sahiptir. Bu çerçevede, muhafazakâr ve seküler tabanı bağlamında AK Parti ve CHP ile ortak paydaya sahip olan MHP, milliyetçilik parantezinde anlamlı bir noktada durmaktadır. Bu milliyetçiliğin beslendiği temel dinamik ise, terör ve bölünme korkusudur. Bu korkuların muhafazakârlık ve sekülerliğe galebe çaldığı durumlarda MHP, AK Parti ve CHP’den oy çalmakta, korkuların laiklik ve muhafazakârlık gündemlerine karşı gerilediği durumlardaysa her iki partiye oy kaptırmaktadır.
Nitekim Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına gelmesiyle CHP’nin oylarında yaşanan nısbi oy artışından en fazla etkilenen parti, kamuoyu anketlerine yansıdığı kadarıyla, MHP olmuştur. Bu durum, MHP’nin Batı seçmeni açısından AK Parti’ye karşı güçlü bir alternatif ihtimalinin ulusalcı kaygılara galip geldiği ve ulusalcı kaygıların AK Parti karşıtlığı formunda örgütlendiği Batı’da MHP’nin seçmen desteğini korumakta zorlanacağını göstermektedir.
MHP’nin AK Parti ile geçişkenliğe sahip muhafazakâr-milliyetçi seçmen kitlesine bakıldığında 22 Temmuz seçimlerinden bu yana mevcut tabloda bir değişim söz konusu değildi. AK Parti’nin bu seçmen açısından rahatsızlık uyandıran demokratik açılım politikasını revize ederek oy kaybını konsolide etmesi, Orta ve Doğu Anadolu’daki seçmenler nezdinde MHP-AK Parti geçişkenliğini dondurmuş durumdaydı. Ancak MHP’nin referandumda bu seçmen bloğu yerine, Batı seçmen bloğunun tercihlerini önplanda tutması, bu kitlenin de AK Parti’ye kayışını hızlandırma ihtimali doğurmuş durumdadır.
MHP’nin HAYIR tutumunun gerekçeleri MHP, Cumhurbaşkanlığı seçim krizinde, başörtüsüne yönelik yasal düzenlemede ve AK Parti’ye yönelik kapatma davasında, CHP ve bürokrasi ittifakına karşı AK Parti’den yana tavır alarak düğümleri çözen bir işlev görmüştü. Ancak, AK Parti’nin açılım siyaseti, MHP’nin siyasal misyonunu ve AK Parti ile CHP arasındaki gerilimde AK Parti lehine gördüğü kolaylaştırıcı işlevi sona erdiren bir etkiye yol açtı. MHP, demokratik açılım sürecinden itibaren, siyasal duruşunun merkezine AK Parti karşıtlığını almaya