SETA > Yorum |
Kongre ve AK Parti'nin Misyonu

Kongre ve AK Parti'nin Misyonu

Cumartesi gerçekleşen 5. Olağan Kongre ile AK Parti kurumsallaşma sürecinde yeni bir evreye geçti. Kongre öncesinde yaşanan sıkıntıların üstesinden gelinebilmesi AK Parti'nin kurumsallaşma yolunda bir adım daha atması anlamına gelecek.

Türkiye'nin demokratik hayatında AK Parti'nin diÄŸer siyasal partilerden farklılaÅŸan, istisnai bir yeri var. Hiçbir parti AK Parti kadar köklü bir dönüÅŸüm mücadelesi gerçekleÅŸtiremedi. Yani AK Parti kadar muktedir olamadı.

Sadece kesintisiz 13 yıllık tek başına iktidarı kastetmiyorum. Muktedir olmanın sınırları askeri vesayeti geriletmekten Türkiye'nin uluslararası konumunu deÄŸiÅŸtirme iddiasına kadar uzandı. Bu dönüÅŸümcü sürecin maliyetleri ile yüzleÅŸme noktasında da AK Parti özgün bir tecrübe. Bir yandan kendi baÅŸarısı ile Türkiye'nin istikrarını birbiri ile yakından irtibatlandıracak bir miras üretebildi. Olası düÅŸüÅŸünün çıkaracağı kriz, muhaliflerinin AK Parti karşıtlığının öfkesini bile bastıracak boyutlar içeriyor.

DiÄŸer yandan da iktidar performansını sorgulayan muhalif grupların artan baskısıyla karşılaÅŸtı. Ve dolayısıyla iktidarda iken kendi icraatlarını koruma ve muhasebe imtihanı ile yüzleÅŸiyor. 2001'de kurulan bir parti için hiç de kolay olmayan bir sınavdı bu. 2002'den 2007'ye kadar süren görece sükûnet, Cumhuriyet mitingleri ile bozuldu.

O tarihten bu yana AK Parti hep zorlu meydan okumalarla yüzleÅŸti. 2007 CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinden Gezi olaylarına kadar geçen süreç bir ÅŸekilde kurulan koalisyonlar sayesinde yönetildi. Suriye iç savaşının Türkiye'yi sıkıştıran bir konuma gelmesiyle asıl zor imtihanlar serisi baÅŸladı: Gezi, 17/25 Aralık, 6-8 Ekim ve 22 Temmuz'da terörün baÅŸlaması.

Liberallerden Kürt milliyetçilerine birçok stratejik grup AK Parti'nin karşısına geçti. BaÅŸka bir parti bu muhalefete direnemezdi. AK Parti'nin yüzleÅŸtiÄŸi sıkıntılarla ayakta kalabilmesinin yegâne sebebi hareket içinde bir bölünme ya da liderlik kavgası olmamasıdır. Kendini süreklilik içinde yenileyebilmesidir.

Kanaatimce iç bütünlüÄŸünü korumayı baÅŸaran AK Parti gücünü baÅŸlıca üç unsurdan aldı. Ä°lki, Türkiye'nin bütün siyasi akımlarının sentezlemesine dayanan kapsayıcı medeniyet söylemi. Ä°kincisi bu ülkenin dertlerine sahip çıkan ve dayanışması yüksek kadrolar. Üçüncüsü de krizleri aÅŸabilen ErdoÄŸan'ın dinamik siyasi liderliÄŸi.

ErdoÄŸan'ın cumhurbaÅŸkanı seçilmesini müteakip Ahmet DavutoÄŸlu'nun genel baÅŸkanlığı ile AK Parti kurumsallaÅŸma sürecini daha ileriye taşıyor.

Cumartesi gerçekleÅŸen 5. OlaÄŸan Kongre ile AK Parti kurumsallaÅŸma sürecinde yeni bir evreye geçti. Kongre öncesinde yaÅŸanan sıkıntıların üstesinden gelinebilmesi AK Parti'nin kurumsallaÅŸma yolunda bir adım daha atması anlamına gelecek.

Realist olalım. Evet siyasetin, iktidarın doÄŸasından kaynaklanan aşılması zor yanları var. ErdoÄŸan ve DavutoÄŸlu arasında telif edilmesi kolay olmayan politika ve kadro tercih farkları söz konusu olabilir.

Bu farklılıkların tabana inecek kalıcı gerilimlere ve çatlaklara dönüÅŸmemesi gerekir. ErdoÄŸan-DavutoÄŸlu iliÅŸkisi daha önce ANAP'ın yaÅŸadığı Özal-Yılmaz tecrübesi ile anlaşılamaz. Zira Türkiye'ye yeni bir perspektif verme konusunda ErdoÄŸan ve DavutoÄŸlu arasında güçlü bir özdeÅŸlik bulunmaktadır.

AK Parti Türk modernleÅŸmesinin tarihsel kökleri ile de hesaplaÅŸan bir siyasi hareketin ürünü. Ve Türkiye, aktörlerin güncel siyasetin tercihleri arasında kapışmaması gereken ciddi bir meydan okumanın içinden geçiyor.

Sınava tabi tutulan ÅŸahıslar deÄŸildir; bir hareketin tüm misyonu, yaptıkları ve söylemidir. Hatta Türkiye'nin çevresindeki bölgedeki halkların kaderi ile ilgilidir.

AK Parti siyasetin bu en zorlu sınavından geçebil