Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi ve sonrası dönemde ortaya çıkan süreçte Türkiye için dış ticarette güvenli rota ve enerji arz güvenliğinin sağlanmasında Rusya'ya alternatif güzergâh ve rotalar geliştirmek zorunlu hale gelmiştir.
Enerjide Rusya'ya alternatif arayışları kapsamında, Türkiye'nin enerji arz güvenliğini, petrol ve doğalgaz ithalatında ülke çeşitliliğini sağlayacak; küresel enerji haritalarının yeniden çizildiği, bölgesel enerji denklemlerinin değişmeye başladığı günümüzde "bölgede enerjide alternatif ülkeler veya bölgeler ne olabilir" sorusunun cevabı Hazar Bölgesi'dir.
Hazar Bölgesi'ndeki enerji kaynaklarına ait farklı veriler olmasına rağmen, bilinen şu ki, Hazar Bölgesi petrol ve doğalgaz kaynakları açısından zengin. Dünyadaki kanıtlanmış petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 18'ini, doğalgazda ise yüzde 46'sını barındıran bir bölgeden bahsediyoruz.
Üstelik bu veriler, Hazar Bölgesi'nde petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının maksimum verimlilikle yapılmadığı durumdaki veriler. Çünkü coğrafi şartların yanı sıra, siyasi anlaşmazlıkların da sebep olduğu enerji kaynaklarının yer üstüne çıkarılmasında sorunlar yaşanıyor. En önemli sorun da Hazar'ın deniz mi ya da göl mü olması gerektiği üzerinden şekillenen statü tartışması.
Türkiye ise, özellikle Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan'la yakın ilişkilerinden dolayı bir nevi Hazar'a da yakın. Bu ilişkilerin somut göstergesi ise, enerji yatırımları ve enerji projeleri.
Hazar'ın Şahdeniz II Bölgesi'nden çıkarılan doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçişini sağlayacak TANAP, bu projelerin başında geliyor. TANAP'tan önce ise, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE) sayesinde, Şahdeniz gazı Gürcistan aracılığıyla Türkiye'ye ulaşıyor.
Bu iki proje de, Hazar'daki enerji kaynaklarının, hem Türkiye için hem de Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçiş için ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Enerjide alternatif arayışlarında Hazar'ın öne çıkması da bu yüzden.
RUSYA'YA ALTERNATİF TRANS HAZAR PROJESİ
Asya ve Avrupa arasında oluşturulacak enerji koridorunda Hazar bölgesi ülkeleri ise, kritik bir noktada duruyor. Bu açıdan, Türkiye'nin Hazar bölgesi ülkeleriyle halihazırda devam eden enerji projelerinin yanı sıra yeni ticari işbirlikleri kurması, Türkiye'nin enerji merkezi olma hedefinde etkili bir adım.Hazar'dan çıkarılacak enerji kaynaklarını Avrupa'ya taşıyacak boru hatları projelerinin çeşitlenmesinde tüm taraflar kazanç sağlayacak. Çünkü, enerji yalnızca ülkelere ekonomik bağımsızlık sağlayacak kaynaklardan birisi değil, aynı zamanda ülkeleri de birbirine entegre etme potansiyeline sahip önemli bir araç.
Özellikle Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan sahip olduğu enerji kaynağını uluslararası piyasalara ulaştıracak ve ekonomik gelire dönüştürecek, Avrupa ülkelerinin enerji bağımlılığında eli rahatlayacak, Türkiye'nin ise enerji merkezi rolü güçlenecek.
Bu yüzden Rusya'ya alternatif oluşturmak için TANAP projesinin Türkmenistan'a uzatılmasını amaçlayan Trans Hazar projesinin hayata geçirilebilmesi hayati derecede önemli. Bu rota sayesinde Güney Gaz Koridoru ve dünya enerji jeopolitiği yeni bir boyut kazanacaktır. Bunun için Türkiye, Azerbaycan ile Türkmenistan arasında yaşanan sorunlarda arabuluculuk rolü üstlenmelidir.
Diğer taraftan, Hazar yalnızca Avrupa ve Orta Asya ülkeleri arasında enerji koridoru olmayacak, Orta Asya ülkelerinin Avrupa standartlarında yaşam isteği ticarette de kendini gösterecektir. Bu şartlar altında, Hazar Avrupa'ya enerji taşırken, Avrupa'dan da Orta Asya'ya farklı ticari mal ve hizmetleri ulaştıracak bir köprü rolünü üstlenecek.
Bu yüzden, tıpkı TANAP'ta ve BTE'de olduğu gibi, yeni projelerle Hazar'da söz sahibi olan diğer ülkeler, söz sahipliğini ekonomiye entegre etmeli.
Ayrıca, tarihi İpek Yolu projesinin geçiş güzergâhlarından birisi olan Hazar Bölgesi'nde hayata geçirilecek en önemli transit bağlantılardan birisi de Bakü-Tiflis-Kars (BTK) demiryolu hattı. Bu proje ile bölge yeniden ticaret merkezi haline gelecektir.
Tabii ki Hazar'da farklı aktörlerin bulunması, özellikle Hazar'daki enerji denklemini tek başına kurmak isteyen Rusya ve İran'ın da Hazar masasında yer aldığı gözden kaçırılmamalı.
[Yeni Şafak, 22 Şubat 2016].