Arap Dünyasındaki Çin Yatırımları

2013'te Yeni İpek Yolu Projesi'nin ilanıyla Çin-Arap dünyası arasındaki ilişkiler daha stratejik hale gelmiştir. Çin'den başlayıp Avrupa'ya uzanan projenin geçiş güzergâhında olan Arap dünyası mevcut girişimle 100 milyar doların üzerinde yatırım almıştır.

Devamı
Arap Dünyasındaki Çin Yatırımları
Küresel Ekonomik Yönetişim Batı Hegemonyası Sona mı Eriyor

Küresel Ekonomik Yönetişim: Batı Hegemonyası Sona mı Eriyor?

IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kurumlar dünya savaşı sonrası ABD öncülüğünde kuruldu ve küresel ekonominin önemli birer parçası haline getirildi. IMF ekonomik krizlere acil müdahale görevini alırken liberal piyasa şartlarını gözetti. ABD’nin izni olmadan kurtarma paketleri devreye alınmazken, Dünya Bankası ülkelerin fiziksel altyapılarını iyileştirmek için kredi verdi. Dünya Ticaret Örgütü’nün öncülü GATT sistemi ise küresel ticaretin Batılı ülkelerin hegemonyası altında sürdürülmesine yardımcı oldu.

Devamı

Batıya karşı etki kapasitesini artırmak için BRICS, Şangay İşbirliği Örgütü ve Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla daha görünür olan Çin'in küresel niyetleri uluslararası iş birliğini daha fazla öne çıkarıyor.

Bu analizde Afganistan’ın siyasi, ekonomik ve toplumsal konumu ile birlikte Çin’in Afganistan politikası ve ikili iş birliği imkanları incelenmektedir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 41. sayısı çıktı.

Dünya ekonomisinden aldığı payı son 40 yıllık süreçte yüzde 827 artıran Çin, artan refahı topluma yansıtırken dünyanın çeşitli coğrafyalarına yatırımlar yapmakta..

İpek Yolu'nda Bir Tren

Tarihi İpek Yolu'nun başlangıç noktası olarak kabul edilen Şian (Xi'an) şehrinden yola çıkan ilk yük treni Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra Marmaray tüp geçidini kullanarak Asya'dan Avrupa'ya ulaştı.

Devamı
İpek Yolu'nda Bir Tren
Potansiyelini Arayan Türkiye-Çin İlişkileri

Potansiyelini Arayan Türkiye-Çin İlişkileri

Çin, son yıllarda Türk dış politikasında adından sık söz ettirse de iki ülke arasındaki ilişkiler yeni değildir. Sahip oldukları kültürel farklılıklar ve birbirlerinden uzak coğrafi konumları nedeniyle tartışmalara konu olan ilişkiler 1970'lere uzanmaktadır.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi temaslar için Çin'de bulunduğu dönemde "Türkiye-Çin Ekonomik İlişkileri Raporu"nu yayımladı.

Raporda Çin’in başlattığı Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında da iki ülke ilişkileri değerlendirilmekte ve bu girişim kapsamında ortak yatırım ve potansiyel iş birliği alanları ortaya konulmaya çalışılmaktadır.

Güney gaz koridorunun en önemli ayağını oluşturan TANAP ile Türkiye öncelikle kendisinin ve genel olarak da Avrupa kıtasının enerji arz güvenliğinin sağlanması bakımından kritik bir misyon üstleniyor.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "2018’de Türkiye'nin Dış Politikasına Bakış" dosyasına verdiği röportaj:

Talha Köse: İran’da değil Afganistan’da olayların kontrolden çıkacağını düşünüyorum. ABD yeni süper güç olan Çin’in dünyaya açılma alanı olarak Afganistan’ı tıkamak isteyecektir. ABD zaten hiç memnun değil İpek Yolu projesinden.

2017 yılında Türkiye'nin yakın çevresinde meydana gelen krizlerde oynadığı rol ve elde ettiği kazanımları sıralamak bile uzun bir liste oluşturacaktır.

Geçen hafta açılan demir yolunun temelleri de sekiz sene önce atıldı. Bugün de ilk tren Türkiye'ye vardı. Dört ülkenin cumhurbaşkanlarının katılımıyla bu hattın açılması, alternatif politika üretiminin ve uygulanmasının mümkün olduğunu gösterdi.

Ermenistan'ı bypass eden BTK Demiryolu projesi Batılı devlet ve uluslararası finans kurumlarının finansal yardımı engelleme ve projeyi ertelet(tir) me çabalarına rağmen gerçekleşti.

2017 yılında, askeri vesayetin ortadan kalktığı Türkiye'de kendine cumhuriyetçi diyen koca koca insanların zihinlerindeki askeri vesayetten kurtulamamaları üzerine düşünmemiz lazım..

Türkiye Almanya arasında yaşanan krizi SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörlüğü’nden Bünyamin Keskin yorumladı.

Gelişmiş ülke olma potansiyeli taşıyan, bazı alanlarda benzer sorunları ve hedefleri olan Türkiye ve Çin’in ekonomik ve ticari ilişkilerini güçlendirebilecek birçok alanın olduğu ortada.

Türkiye'nin yeni dönemde aynı gelir grubunda yer aldığı ülkelerle ve bulunduğu bölgedeki ülkelerle yeni işbirliklerini artırarak, siyasi ve ticari ilişkilerini yeni bir boyuta taşımalıdır.

Her ne kadar Çin Almanya ve Rusya'dan sonra Türkiye'nin dünyadaki en büyük üçüncü ticaret ortağı olsa da bu ne Türkiye ne de Çin için yeterli görülebilir.