Çin ve Rusya yıllarca çok kutuplu bir dünya siyaseti hayali kurdu. Ancak son gelişmeler gösteriyor ki, ikisi de buna çok hazırlıksız yakalandı. Amerika kendi maliyetlerini kısmak adına askerlerini dünyadan çekiyor. Bu niyetle Amerikan kamuoyunda oluşturulan genel kanaat öylesine yaygın bir hal aldı ve benimsendi ki, çok sarsıcı gelişmeler olmadığı müddetçe Amerika kısa vadede herhangi bir yere askeri müdahale yapacak gibi görünmüyor.
Bu nedenle en kritik gördüğü konu başlıklarında dahi askeri gücün yerine nüfuzunu kullanmaya çalışıyor. İsteklerini şiddete başvurmadan ve ucuz yoldan elde etmenin peşinde. Vakti zamanında bu yöntem çalışıyordu. Çünkü Amerika'nın çıplak gücü herkesin ensesindeydi ve kullanılabileceğine dair ikna edici veriler vardı. Aslında "renkli devrimlerin" çoğu bu sayede gerçekleştirilebildi. Hâlâ birçok yerde zayıf da olsa etkinliğini sürdürüyor diyebiliriz. Ancak bazı kritik başlıklar bize açık biçimde gösteriyor ki, bu ucuz siyasetin ikna ediciliği gittikçe zayıflıyor. Son örnek Venezuela. Amerika diplomatik yollardan ve istihbarat aracılığıyla yoğun bir baskı üretmiş olmasına rağmen kendi arka bahçesinde bile yıllardır yüklendiği Maduro'yu dahi düşüremedi. Ancak Maduro'nun işi kolay değil. Baskı devam edebilir ve gerçekten iktidarını kaybedebilir. Bunu yakın zamanda göreceğiz. Ancak bu olay bize Amerika'nın şiddet kullanma ihtimali düştükçe nüfuzunun da zayıfladığını gösteriyor.
Tam bu esnada normal şartlarda Rusya ve Çin gibi aktörlerin daha güçlü sahneye girmelerini bekleriz. Fakat bu iki ülke de küresel aktör olamadıklarını gösteriyor. Rusya Amerika'ya sadece üç ülkede cevap verdi. Ukrayna, Gürcistan ve Suriye. Bunlar Rusya'nın öncelikli gördüğü adresler olabilir ancak Rusya'nın daha hâlâ savunmacı bir zihniyetle hareket ettiğini gösterir. Rusya eğer yakın coğrafyasında kazanmak istiyorsa, Amerika'yı da kendi yakın coğrafyasında rahatsız edecek adımlar atmak zorunda. Fakat yapacak gibi değil. Halbuki Amerikan yönetimindeki bu dağınıklık daha saldırgan adımlar atmak için en uygun zaman. Rusya kendi gücünü tahkim etmeyi bekliyor olabilir ancak o zaman Amerika daha zayıf olmayacak.
Aynı durum Çin için de geçerli. Çinliler kendi büyümelerine odaklanıyorlar. Halbuki güç mutlak değil göreli bir kavramdır. Çin şimdiye kadar Amerikan baskısından saklanmayı başardı. Amerika'yla boy ölçüşmek için daha uygun bir zamanı bekliyor olabilir ama o zaman Çin için de çok geç olabilir. Şu an hâlâ inisiyatif Amerika'nın elinde. Hangi başlık üzerinden rekabeti hızlandıracağını Amerika belirliyor ve şimdilik ticaret üzerinden yükleniyor. Çin karşı bir inisiyatif geliştirip Amerika'yı Venezuela gibi adreslerde sıkıştıramadıkça Amerika teker teker tüm konularda Çin'i sıkıştıracaktır.
Trump yönetiminin dağınıklık, kararsızlık, umursamazlık ve ataleti aslında bu ülkeler için tek fırsat. Ancak bunu kaçırdıkları zaman daha hazır değil daha zayıf olacaklarını gördüklerini de sanmıyorum. Böyle devam edecek olurlarsa, Amerika kendi seçtiği zaman ve kendi seçtiği konu başlığında teker teker kazanabilir.
[Sabah, 2 Mayıs 2019].