SETA > Yorum |

ABD- İsrail İlişkilerinde İran Meselesi

İran meselesi ABD için bir güvenlik meselesi olmasının yanında önemli bir iç politika sorunu haline dönüşüyor.

İran meselesi ABD için bir güvenlik meselesi olmasının yanında önemli bir iç politika sorunu haline dönüşüyor. Kasımda yapılacak başkanlık ve Kongre seçimleri öncesinde meydana gelebilecek bir İsrail saldırısı, Obama'nın yeniden seçilme kampanyasında ciddi sorunlara yol açabilir.

İsrail ile ABD arasında başta İran olmak üzere Arap Baharı ve Ortadoğu Barış Süreci meselelerinde yaşanan ayrışma ve yer yer açıktan açığa meydana gelen atışmalar, bir yandan tarafların pozisyonlarını yeniden gözden geçirmelerine yol açarken, bir yandan da ABD iç politikasında önemli bir başlık haline gelmeye başladı. Her ne kadar AIPAC toplantısı sırasında yapılan görüşmelerde iki taraf da bu fikir ayrılıklarının iki ülke arasındaki ilişkileri kökten değiştirmeyeceğini vurgulasa da, İsrail'in İran'a yapacağı bir saldırı durumunda ilişkilerde ortaya çıkacak gelişmeler karşısında kimse öngörüde bulunamıyor. 

Netanyahu ve Peres'in beraber Washington'a çıkarma yapmasının hemen öncesinde, Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Tom Donilon, ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ve Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey tarafından İsrail'in tek taraflı saldırısının bölgede istikrarsızlığı beraberinde getireceğine dair açıklamalar yapılmasına karşın, Netanyahu hem AIPAC toplantısındaki konuşma da hem de Beyaz Saray'da İsrail'in bağımsız bir ülke olarak kendini savunma hakkını saklı tuttuğunu işaret etti. Yapılan ilk analizlerde basın karşısındaki sıcak atmosfere rağmen ne Obama'nın ne Netanyahu'nun pozisyonunda bir değişiklik olmadığı ifade ediliyor. Bu noktada Amerika açısından bölgede yaşanabilecek bir karışıklığın ötesinde hem güvenlik hem de iç politika açısından İsrail'in İran'a saldırmasının Obama yönetimi için doğuracağı birkaç olumsuz sonuca işaret edilirken, olayın bir başka beklenmeyen yönü olarak İsrail'in nükleer kapasitesi de tartışmaya açıldı. 

SEÇİMLER

İran meselesi ABD için bir güvenlik meselesi olmasının yanında önemli bir iç politika sorunu haline dönüşüyor. Kasımda yapılacak başkanlık ve Kongre seçimleri öncesinde meydana gelebilecek bir İsrail saldırısı, Obama'nın yeniden seçilme kampanyasında ciddi sorunlara yol açabilecek. Öncelikle mevcut bir saldırı durumunda özellikle Kongre ve kamuoyunun belirli bir kesimi tarafından açık ve net bir şekilde İsrail'e destek vermesi beklenecek olan Obama yönetimi için böyle bir pozisyon bazı sıkıntıları beraberinde getirecek. Bunların başında Arap Baharı sonrasında bölgede değişen kamuoyu- dış politika denkleminin ilk kez böyle bir krizle test edilecek olması geliyor. Bunun yanında Obama, sergileyeceği tavır ne olursa olsun bunu yetersiz bulacak Cumhuriyetçi başkan adayı ve kongre adaylarının eleştirilerini göğüslemeye çalışacak. Başkanlık yarışında özellikle terörle mücadele konusundaki başarısıyla dış politika ve güvenlik alanında Cumhuriyetçilerin geleneksel olarak güçlü olduğu alanı işgal eden Obama'ya karşı Cumhuriyetçi başkan adaylarının şimdiye kadar istisnasız ve ısrarlı bir biçimde gündemde tuttuğu, Obama yönetiminin İran meselesini çözemediği ve İsrail'i bölgede yalnız bıraktığına dair eleştiriler, olası bir İsrail saldırısı sonrasında daha da şiddetlenecek. Her ne kadar en son PEW anketleri Amerikan kamuoyunun yarısından fazlasının İran'a olası bir İsrail saldırısı durumunda ABD'nin tarafsız kalması gerektiğini ortaya koymuş olsa da başkanlık seçiminin kaderini belirleyen Florida ve Pennsylvania'daki önemli Yahudi nüfusu Obama yön