Rusya ve Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki anlaşmazlık, enerjide Türkiye'nin kullanacağı bir fırsata dönüştü. Rusya Devlet Başkanı Putin'in Aralık ayında Türkiye ziyaretinde Güney Akım'ı iptal ederek Türk Akımı projesinin yapılması yönündeki hamlesi, Türkiye-Rusya-Avrupa ülkeleri arasında farklı bir perspektif çizdi.
Rusya'dan gelecek doğalgazın Karadeniz'in altından geçerek önce Türkiye'ye, Türkiye'den de Avrupa ülkelerine ulaştıracak Türk Akımı projesinde yılda 63 milyar metreküp gazın taşınması hedefleniyor.
48 milyar metreküplük doğalgazın Avrupa'ya sevkiyatının yapılması, 15 milyar metreküplük doğalgazın ise Türkiye'de kullanılması olarak planlanan projede çok kısa bir sürede yol alındı. Boru hattının açık denizde yer alan bölümünün inşa kararı, Aralık 2016 tarihinde ise doğalgaz sevkiyatının başlanacağına dair açıklamalar, proje konusunda Rusya ve Türkiye'nin kararlılığını gösteriyor.
ENERJİDE YENİ PROJELER İÇİN GÜVENİLİR LİMAN: TÜRKİYE
Avrupa ülkelerinin enerji konusunda Rusya'ya yüksek bağımlılığı, Rusya'nın siyasi ilişkilerinde izlediği politikada elini güçlendiriyor. Ancak bir taraftan da ekonomisini doğalgazdan gelen gelirin ayakta tutması, yeni yollar ve pazarların aranmasını da zorunlu kılıyor Rusya için.
Putin'in Türkiye ziyaretinde beklenmeyen bir şekilde Türk Akımı projesini açıklamasıyla, tam bir satranç oyununa dönüştü enerji sahası. Burada Türkiye'nin oynadığı rol ise hem arz eden ülke olan Rusya için, hem de talep eden ülkeler için vazgeçilmez. Doğalgaz transferinin tam ortasında yer alan Türkiye, enerji konusuyla birlikte ülkeler arasındaki ilişkilerde de dengeleyici bir rol üstleniyor.
Güçlü ekonomisi ve siyasi istikrarıyla Türk Akımı projesinin hayata geçirilmesi için gereken ortamı ve şartları sunan Türkiye, enerji projeleri için güvenli bir liman özelliği taşıyor. Bu noktada Türkiye'nin Güney Gaz Koridoru kapsamında TANAP'ın baş aktörlerinden biri olması, bu projeyi kararlılıkla bitişe doğru ilerletmesi Türkiye'yi Rusya için enerjide önemli bir ortak konumuna taşıyor.
Tam da bu sebeple Türkiye'yle birçok siyasi konuda, Suriye gibi, görüş ayrılıklarına sahip olmasına rağmen Rusya, bu görüş ayrılıklarının Türk Akımı projesini etkilemesine izin vermiyor. Projenin tamamlanmasıyla Rusya, yaptırımlardan dolayı ciddi bir darbe alan ekonomisine katkı yapmayı planlarken, Türkiye de hızla yol aldığı enerji yollarını birleştiren ülke algısını pekiştirmek istiyor.
Diğer yandan Türk Akımı yalnızca Türkiye için doğalgaz alabileceği ve sevk edilebileceği bir proje anlamına gelmiyor. Aynı zamanda bu projeyle birlikte TANAP'ın da uygulanması, yeni doğalgaz boru hatları için Türkiye'nin önünü açacaktır.
Bunun için “Türk Akımı”nın tamamının Ruslara ait olmasının getirebileceği olumsuzlukların önlenmesi için Türkiye'nin TANAP'daki paydaşlığı gibi Türk Akımı'nda da yer alması stratejik derecede önemlidir.
TÜRKİYE ENERJİDE UZLAŞMACI BİR ROL ÜSTLENİYOR
Görünen o ki, 2000'li yılların küresel siyasi ve ekonomi gündeminde başlıca konu enerji olacak. Avrupa ülkeleri gibi birçok gelişmiş ülkelerin artan enerji ihtiyacı ve bu kaynaktan yoksun olmalarına karşı, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ise enerji kaynaklarının üzerinde olmaları ve enerji transferinin güzergâhında olmaları enerji denklemini belirleyecek.
Bu noktada Türkiye'nin odaklandığı enerji merkezi olma hedefine ulaşması için, hâlihazırda uygulanan projelerin kesinlikle kesintiye uğramaması gerekmektedir. TANAP ve Türk Akımı'nın başarısı Türkiye'nin enerjide vazgeçilmez ülke olması için temeli hazırlarken, yeni projelere de kapı aralayacaktır.
Ne TANAP Türk Akımı yerine geçebilir, ne de Türk Akımı TANAP'ın. İki ve hatta yakın gelecekte daha fazla enerji projesi, Türkiye'yi enerji boru hatlarıyla örecek. Diğer taraftan, Güney Gaz Koridoru kapsamında doğu-batı ile kuzey-güney arasında enerji kaynaklarının geçişini sağlayacak olan enerji koridorunun Türkiye'den geçmesiyle birlikte Türk Akımı'nın da uygulanması, Türkiye'nin enerji merkezi olma rolünü daha da güçlendirecektir.
Ayrıca, ülkeler arasında enerji konusunda izlediği adil ve barışçıl politika da, Türkiye'yi enerji arenasında pozitif ayrıştırıyor. Bu pozitif ayrışma, enerji masasında Türkiye'nin uzlaştırıcı rol üstlenmesini sağlarken, ülkeler arasındaki enerji meselelerinin çözümü için de Türkiye'yi adres gösterecektir.
[11 Mayıs 2015, Yeni Şafak]