"Susmayacağız" diye manşet atmış arkadaş. Susmayın kardeşim, niye susuyorsunuz. Ben de size buradan, Sabah gazetesindeki köşemden destek veriyorum. Susmamanız icap eder, kesinlikle daha çok konuşmalısınız. Bizim düşündüğümüz, istediğimiz gibi değil. Tam da kendi istediğiniz gibi. Planlarınıza uygun bir şekilde. Organize organize yani. Takviminize de uymayı ihmal etmeden.
Koalisyon kurduğunuz bütün unsurlarla birlikte çıkıp konuşmalısınız. "Konuşun ki kim olduğunuzu herkes anlasın" falan da demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Kim olduğunuz zaten malumumuz. Konuşmalısınız ki, psikolojik harp taktikleriniz, manipülasyon kapasitesiniz, hedef şaşırtma stratejileriniz, ittifaklarınız gün yüzüne çıksın. Mücadele sürecinde bunlar mühim. Bol bol konuşun...
Akın İpek'e içinde "terörizmin finansmanı" ve "zimmet" suçlarının da bulunduğu birçok suçtan dolayı soruşturma açılıyor. Bu kapsamda mahkeme kararı alınıyor ve holding merkezine baskın yapılıyor.
Baskının yapılacağı bilgisine, paralel devlet yapılanması erişiyor. Birkaç gün öncesinde manipülasyonlar başlıyor. "Özgür Basın Susturuluyor" manşetleri atılmaya başlanıyor.
Kimi şaşkın, kimi güdümlü, kimi esir alınmış akademisyenler, siyasetçiler, emekli bürokratlar açıklamalar yapıyor. "Devlet basını baskı altına almamalı" mesajları işleniyor.
Bir ihtimalden bahsetmedikleri, somut bir istihbarat bilgisiyle hareket ettikleri çok açık. Bugün, Zaman, Meydan vb. paralel medya unsurları bir haftadır bunu gündemde tutmaya çalışıyor.
Son hamle, operasyonun yapılacağı 1 Eylül günü geldi. Bugün gazetesi "Şok fotoğraflar" manşeti ile çıktı. Sürmanşette "IŞİD'e Silah Malzemeleri Akçakale'den" ifadeleri yer aldı. Uyduruk bilgilerle, üçüncü sınıf trol refleksiyle alelacele hazırlanmış bir sayfa var karşımızda.
David Sim'in Suriyeli muhalif grupların Esed'e karşı savaşta sınırlı imkânlarla nasıl silah ürettiklerini anlatan 28 Nisan 2014 tarihli bir haberinden yürütülmüş fotoğraflar. Tam bir asparagas. Bu fotoğraflar birinci sayfaya döşenmiş, üstüne de "Akçakale Gümrük Kapısından IŞİD'e silah yapımında kullanılan malzeme sevkiyatı yapıldığı belgelendi" diye bir başlık atılmış. Böylelikle, muhalif medya bütün haşmetiyle baskılar karşısında yılmayarak "Türkiye IŞİD'i destekliyor" tezini işlemiş olacak. Vay be!
Bütün bunları Akın İpek'e yönelik soruşturmaya engel olmak için yapmıyorlar elbette. Buna engel olamayacaklarını biliyorlar. Hedef şaşırtmak istiyorlar.
Batı'daki Türkiye muhaliflerine seslerini duyurmak, Türkiye'deki yeni şer ittifakına malzeme sağlamak için bu adımları atıyorlar. İçeriğin önemi yok.
Beklendiği üzere soruşturma kapsamında holding merkezine baskın yapıldıktan sonra ittifakın bütün unsurları devreye girdi. Manşetler ardı ardına patlattılar: "Ya Biat Ya Basın", "Dokunan Yanıyor", "Muhalif medyaya terörist suçlaması", "Basına saray operasyonu"...
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli böylesi günlerin adamları, hiç boş dururlar mı? Biri "hükümet bizi tüm dünyaya rezil ediyor" diyor, diğeri ise "bu gidişatın sonu hayırlı olmayacaktır" buyurdular.
Demirtaş da, çok büyük ihtimalle Kandil'le istişarelerde bulunur bulunmaz bu konuda gereken destek açıklamalarını yapacaktır. Belki yazı yayınlanana kadar yapmış olur...
Bir de bu açıklamalar esnasında, firari dostlarına birer çağrı yapsalar, "evine dön, yurduna dön" deseler, "bizi burada, zalim AKEPE ile mücadelemizde yalnız bırakma!" deyü haykırsalar!
[Sabah, 3 Eylül 2015]