AK Parti’nin bazı belediye başkanlarını değiştirmesi, sadece AK Parti’de değil diğer partilerde de yerel yönetimlere ilişkin motivasyonu artırmış gözüküyor.
Geçen hafta MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin belediye başkanlarını toplayarak, 2019 seçimlerinin “çetin geçeceği” için şimdiden seçim çalışmalarına başlamalarını söyledi.
Partisinin belediye başkanlarından “çalışmalarını hızlandırmalarını, başardıklarını halka anlatmalarını, eksik kalanlarını tamamlamalarını ve sorun olarak gelen talepleri bir an önce çözmelerini” istedi.
2019’da yapılacak üç seçimin sonuçları açısından en kritiğinin yerel yönetimler seçimi olduğu için “yarın kader seçimine giriliyormuş gibi” hazırlıklı olun talimatını verdi.
CHP, İçişleri Bakanlığının Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’yi görevden almasını siyasi bir beka sorununa çevirdi. Parti’nin tüm kurmayları Ataşehir Belediyesine çıkarma yaptılar. Surda gedik açtırmamak için partililer var gücüyle İlgezdi’nin yanında hizalandılar.
CHP, kendi belediye başkanının iş ve işlemlerine güveniyorsa, daha farklı bir tutum takınarak, soruşturmadan aklandıktan sonra meseleyi siyaseten AK Parti’ye karşı daha kullanışlı hâle getirebilirdi.
Ama bunu yapmak yerine, daha ilk andan itibaren bir cephe savaşı yürüttü. Sorunu bu şekilde ele aldığı için, zaten daha önceden farklı yolsuzluk iddiaları ile gündeme gelen belediyeyi daha da tartışılır hâle getirdi.
Kamuoyuna yansıyan tartışmalara bakıldığında ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı gezisini bırakıp görevden alınan belediye başkanına sahip çıkmak için belediyeye gitmesi, sadece bir yerel yöneticinin görevden alınması ile açıklanamaz.
Yerel yönetimler topluma en yakın hizmet birimleri olduğu için bir belediyede dönen her iş ve işlem yerel kamuoyu tarafından en ince ayrıntısına kadar biliniyor.
Hatta, bırakın hukuksuz bir iş yapmayı, etik olmayan bir karar bile konun ilgilisi, ilgisizi herkes tarafından büyük dikkatle takip ediliyor.
Yani yerelde hiçbir sorun, medyada gündem olsun olmasın, gizli kalmıyor.
Alttan alta, kulaktan kulağa yayılarak mevcut hâlinin çok daha ötesinde etkiye yol açıyor.
***
2019 seçimlerinde yerel seçimlerin ağırlığının tüm siyasi partiler farkında. Bugünlerde seçimlerde ittifak meselesi genellikle yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri odaklı tartışılsa da, yereldeki ittifaklar daha kritik.
Özellikle İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya gibi illerdeki belirli belediye başkanı adayı üzerindeki ittifaklar, seçimlerin sonucuna etki edebilecek bir özellik arz ediyor.
Diğer kritik bir mesele, belediye başkanı olmak milletvekilliğinden çok daha önemli olarak görülüyor.
Dolayısıyla, partiler belediye başkanlığı adaylıklarında zorlanacaklar. Bir taraftan halka yakın, yıpranmamış ve toplumun geniş kesimlerinin desteğini alabilecek aday bulmak zorundalar. Diğer taraftan, mevcut kadrolarının aday olma isteğini yönetmeleri gerekiyor.
2019 seçimleri içinde yerel yönetimlerin seçmen davranışları açısından birtakım altı çizilmesi gereken hususları var.
Seçmen bir partiye karşı ödüllendirme ya da cezalandırma motivasyonunu ilk olarak yerel seçimlerde kullanacak.
Yerel seçimlerde ortaya çıkan seçim sonuçlarının, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde parti teşkilatlarının seçim çalışma motivasyonu başta olmak üzere, birçok alanda etkisi olacak.
Muhalefet AK Parti karşısında bölgesel ve seçim coğrafyasına bağlı olarak çeşitli blok siyaseti varyasyonlarını deneyecektir.
Yine muhalefet partileri Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan karşısında fazla iddialı olamayacakları için yerel seçimlerini hayati olarak göreceklerdir.
Sonuç olarak, 2019’a kadar yerel yönetimler siyasetin odağında olmaya devam edecek.
Bu alandaki değişimi yöneten üç seçime avantajlı girecektir.
[Türkiye, 12 Aralık 2017].