Türkiye, Suriye krizinin çözülmesi için neredeyse bütün taraflarla farklı seviyelerde müzakerelerini sürdürürken neredeyse her gün "çatışmasızlık" bölgelerinden saldırı haberleri geliyor..
Devamı
İran’a müdahale konusunda Suudi Arabistan öncülüğünde bir bölgesel koalisyon oluşturulmaya çalışılıyor. ABD’nin bu koalisyona askerî destek vermesi ise İsrail Lobisi'nin Trump’ı ve Amerikan devlet aygıtını ikna etmesine bağlı.
Devamı
Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da eski adıyla Astana Süreci diye anılan toplantıların on üçüncüsü gerçekleştirilirken Suriye’de sahada da önemli bir mücadele yaşanıyor.
Dünyada sol ve sola yakın siyasal duruşların genellikle mülteciler gibi dezavantajlı gruplara toleranslı olduğu varsayılır. Ancak, hem Türkiye’de hem de Batı'da, yabancı olanlar Müslüman ya da Müslüman coğrafyanın içinden geliyorsa, gösterilen tepki mülteci karşıtlığı boyutunu hızla aşarak yabancı düşmanlığına dönüşür.
Önce bir hususu net olarak belirtelim. Dünyada en demokratik olarak tanımlanan ve yönetimin mükemmel işlediği iddia edilen siyasal sistemlerin bile birçok sorunu vardır.
Suriye, Libya ve Yemen’de uzun zamandır süren iç savaşlar her gün yeni kurbanlar almaya devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin çoğu çocuklar, kadınlar ve savaşla ilgisi olmayan diğer siviller.
Yenilenen İstanbul seçimlerinin hemen ardından, farklı muhalefet yapıları, “sistem tartışması” başlattı. Yeni siyasal sistemle ilgili tartışmanın, iki tarafı ve birbiri ile kesişen farklı amaç ve hedefleri var. İki taraftan biri, CHP ve İYİ Parti. Bu iki parti, parlamenter sisteme dönmeye yönelik bir referanduma gitmeyi öneriyor. Diğer taraf ise, geçmişte AK Parti içinde siyaset yapmış ve yeni bir “siyasi hareket” kurma çalışmalarını sürdüren çevrelerden oluşuyor. Bu çevreler, “partili cumhurbaşkanlığını” hedefe koyarak mevcut sistemi eleştiriyorlar.
Devamı
Geçen ay yapılan seçimler sonrasında Avrupa Parlamentosunda oluşan tablo AB’nin yönetiminde etkili olacak kurumların yöneticilerinin belirlenmesi için yapılan güç mücadelesini önceki dönemlere göre çok daha sert hâle getirdi.
Devamı
Bugünlerde yine bolca siyasette “değişim”, “yenilenme”, “farklılaşma”, “fabrika ayarlarına dönüş” tartışmaları yapılıyor. Yeni oluşumlardan bahsediliyor.
Japonya’nın dönem başkanlığında bu ülkenin Osaka şehrinde düzenlenen G-20 Zirvesi’nde dünyanın en gelişmiş ekonomilerine sahip 19 ülkesi ve Avrupa Birliği temsilcileri bir araya geliyor.
Yeni siyasal sisteme geçilmesinden bu yana, İstanbul’da yenilenen seçimleri de sayarsak, dört seçim için üç kez sandığa gidildi.
İstanbul seçimlerini kazanan CHP’nin Batı’da kendisine karşı oluşan bu destek konusunda çok dikkatli olması gerekiyor. Uzun zaman sonra ilk defa ordudan, vesayetçi bürokrasiden, siyaseti ipotek altına alan yüksek mahkemelerden medet ummadan halkın taleplerine yönelik söylemlerle bir seçim kazanan CHP’nin AK Parti karşıtlığı konusunda birleşmiş Batı’dan gelen ayartmalara karşı ciddi bir imtihan vermesi gerekiyor.
İstanbul’da yenilenen seçimler farklı açılardan analiz edilebilir. Doğal olarak, 31 Mart seçimleri ile karşılaştırılacak. Bu karşılaştırma üzerinden, hem İstanbul seçimleri ile ilgili hem de Türkiye siyasetinin geleceğine yönelik çeşitli analizler yapılacak.
İran meselesinde her iki tarafın şahinleri krizi bir kademe daha yukarı çıkarmayı başardılar. Perşembe günü bir Amerikan insansız hava aracının İran tarafından düşürülmesi sonrasında ABD silahlı kuvvetlerinin buna askerî bir karşılık vereceğine dair beklentiler/endişeler oluştu.
Mısır tarihinde demokratik seçimlerle ülkenin başına gelen ilk ve tek Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi, demokrasinin ve hukukun bütün kurallarını ihlal eden bir darbeyle iktidardan devrilmesinin ardından pazartesi akşamı mahkeme salonunda şehadete erdi...
Umman Körfezi’nde seyreden iki petrol tankerine karşı gerçekleştirilen saldırılar dikkatleri yine bu bölgeye çevirdi.
Irkçılıkla mücadeleyi yalnızca anti-semitizm ile mücadeleye indirgeyip Müslümanları ve diğer yabancıları hedef alan ve her geçen gün artan saldırıları hafife almaları, yaptıklarının toplum ve devlet tarafından tolere edildiği düşüncesine kapılan ırkçı kesimleri cesaretlendirip sürekli sayılarını artırdı.
ABD, bu dayatma siyasetini sadece Türkiye’ye karşı izlemiyor. Kendi halkının çıkarlarını Amerikan çıkarlarına tercih eden her ülke aynı dayatma siyasetine maruz kalıyor.
Türkiye, Orta Doğu’nun yükünü çekmeye devam ediyor. Bir yandan Suriye ve Irak’tan gelen 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yaparken, diğer taraftan PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı kendi halkını ve kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan Suriye halkını korumaya çalışıyor.
İran’ın Amerikan yaptırımlarıyla iyice sıkıştırıldığı, Irak’ın Washington ile Tahran arasında denge kurmakta zorlandığı ve Suriye cephesinde yeni bir döneme girildiği bir zaman diliminde bu harekâtın gerçekleştirilmesi Ankara’nın kendi güvenliğini ilgilendiren konularda kararlı adımlar atmaya devam edeceğini gösteriyor.
“Yargı Reformu Strateji Belgesi”, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı. Belgenin uzun süredir üzerinde çalışılıyordu. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, belgenin katılımcı bir anlayışla ve tüm tarafların katkı vereceği bir mahiyette hazırlanmasını çok önemsiyordu.