SETA > Yorum |
Millet İttifakı'nda Gerçekler Taktikleri Zorluyor

Millet İttifakı'nda Gerçekler, Taktikleri Zorluyor

Farklıların üzerini kapatan örtüler, sahadaki zorlu denemeler karşısında yeterli gelemiyor. Örtü, İYİ Parti tarafına çekildiğinde, HDP tarafı açıkta kalıyor. HDP tarafına çekildiğinde ise diğerleri açıkta kalıyor. En sonunda bir o yana bir bu yana çekiştirilen örtünün tam ortadan yırtılacağı endişesi giderek yükseliyor.

İktidar ve Erdoğan karşıtlığı, 2023’e kadar sadece taktikle yürüyen bir ittifaka yetmez. Erken bir seçim olsa, “dişimizi biraz daha sıkalım” diyebilirler. Ama ufukta bir erken seçim yok.

“Parlamenter sisteme geri dönmeyi talep edenler kulübü” olarak yola devam etmek de yeterli motivasyonu sağlamıyor. Olmayacağını kendileri de biliyor. Kazara iktidara gelseler, parlamenter sisteme niçin dönemeyeceklerini, yeni sistemi getirenleri de suçlayarak, kırk bahane ile anlatmaya çalışırlar.

Farklıların üzerini kapatan örtüler, sahadaki zorlu denemeler karşısında yeterli gelemiyor. Örtü, İYİ Parti tarafına çekildiğinde, HDP tarafı açıkta kalıyor. HDP tarafına çekildiğinde ise diğerleri açıkta kalıyor. En sonunda bir o yana bir bu yana çekiştirilen örtünün tam ortadan yırtılacağı endişesi giderek yükseliyor.

Yerel seçimlerde büyükşehirleri kazanmanın moral üstünlüğü, İYİ Parti, HDP ve SP için karın doyurmuyor. Siyasi farklılık ve gerçekliklerden aşırı soyutlanmış taktiksel manevralar, yeni bir stratejinin kurulmasına imkân vermiyor.

“Demokrasi ittifakı” üst başlığı ise her yeni bir sınama da sürdürülemez ve içinden çıkılamaz hâle geliyor.

Örneğin;

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbede Kur'ân-ı kerimde yer alan dinin hükümlerini bir din adamı olarak hatırlatıyor. Bu hatırlatmaları içine sindiremeyen bazı örgütlü yapılar; dine, İslam’ın hükümlerine ve Müslümanların inandığı değerlere saldıran açıklamalar yapmaktan kaçınmıyor. Millet İttifakı bileşenlerinden bazı CHP ve HDP’liler, söz konusu odanın açıklamaları desteklenmiyor. Hatta, yüksek sesle sahipleniyor.

İttifakın içindeki SP ve İYİ Parti böyle bir durumda kendi tabanlarına ne diyeceklerini bilemiyorlar. İttifakın geleceği için bir süre suskun kalsalar da, tabandan gelen baskıya dayanamıyorlar.

Sosyal medyadan, İslam dinine, Hazreti Peygamberimize, Müslümanlara hakaret ediliyor. Apaçık bir şekilde alçakça saldırılıyor. Hakaret eden kişi emniyet güçlerince yakalanıp göz altına alındığında, yine CHP içinden, “nerede demokrasi, nerede düşünce özgürlüğü” diye, Müslümanların kutsallarına hakaret eden kişi sahipleniyor. Ve benzeri kişiler savunulmaya devam ediliyor.

Böyle olunca da SP ve İYİ Parti kendi dindar ve milliyetçi tabanlarının hassasiyetleri ile Millet İttifakı’nın taktik çıkarları arasında bocalıyor.

PKK terör örgütü, ihtiyacı olan insanlara yardıma giden Vefa Sosyal Destek Grubu çalışanlarını, yardım götürdüğü sırada ve bir ramazan gününde hedef alarak şehit ediyor. CHP, güç birliği yaptığı HDP’ye, “çıkın ve PKK’nın bu eylemini kınayın” diyemiyor.

Örnekleri, çoğaltmak mümkün. Dolayısıyla, her yeni gün ve her yeni bir sınamada CHP ve HDP’nin durduğu yer, İYİ Parti ve SP’yi zorlamaya devam edecek.

Diğer taraftan, Millet İttifakı açısından, AK Parti’den kopup kurulan yeni partilere bağlanan ümit, çok erken boşa çıktı. Şimdilerde “ödünç milletvekili” vaadi ile bu partiler gündemde tutulmaya çalışılsa da, dökme suyla değirmen dönmüyor.

Millet İttifakı cephesinde bunlar yaşanırken; 18 yıllık iktidar olmasına rağmen, AK Parti hâlâ kamuoyu yoklamalarında oy oranını koruyor.

Hatta, muhalefetin aşırı beklentilerle, abartılmış vaatlerle ve popülist söylemlerle kazandığı belediyelerde, seçim öncesi söylediklerini yerine getirememesi ve hizmet siyasetinde geri kalması, seçmen nezdinde AK Parti ve Erdoğan’a yönelik desteği artıyor. Son birkaç seçimde, gri alanlarda dolaşan muhafazakâr-milliyetçi seçmenler yeniden Cumhur İttifakı’nın söylem ve hükûmetin icraatlarını yüksek bir oranla onaylıyor.

İşte siyasetin bu yeni gerçekleri ile Millet İttifakı yüzleşiyor. İttifakı yürütmede zorlanıyor. Bu zorluklarla beraber, Millet İttifakı ortakları 2023’e göre şimdiden manevra yapabilecekleri alanlar oluşturmaya çalışıyorlar.

HDP kurumsal ittifak istiyor. İYİ Parti, yeni kurulan partilerle üçüncü bir blok ihtimalini göstermeye çalışırken, diğer taraftan CHP bir an önce bu partilerle angajmana girmeye yeltenerek yeni bir blok ihtimalinin önünü kesmeyi hedefliyor.

Ama muhalefet cephesinde aslında olan bitenin hepsi, 2023’te pazarlık masasına güçlük oturmak için yapılan manevralar. Çünkü geniş bir pazarlık alanı mevcut. Milletvekili dağılımı, çatı başkan adayının kim olacağı ve kimin kiminle ittifak yapacağı gibi değişkenlerin hepsi pazarlıkla belirlenecek.

[Türkiye, 19 Mayıs 2020].