Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "iç cepheyi tahkim" çağrısı, ardından da MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin DEM'e uzattığı elle başlayan ve "terörsüz Türkiye hedefi" olarak adlandırılan yeni yaklaşımla ilgili, doğal olarak gelecek senaryoları konuşuluyor.
Devamı
Bu analiz 31 Mart’a giderken 2023 seçimleri sonrasında CHP’de başlayan yeni dönemi ve yerel seçimlere doğru ilerleyen süreci incelemektedir.
Devamı
31 Mart’a Doğru DEM Parti
Muhalefette Değişim Tartışmaları
ATA İttifakı adayı Sinan Oğan dün, ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı.
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında, cumhurbaşkanının %50+1 oy oranı ile seçilmeye devam edildiği sürece milliyetçi partiler kazanabilen ittifakların bir unsuru olmaya devam edecektir. Ancak önümüzdeki dönemde farklı milliyetçilik yaklaşımları arasında rekabet kızışacaktır. Birleştirici milliyetçilik ile ayrıştırıcı ve ötekileştirici milliyetçilik çizgisi arasındaki rekabet artarak devam edecektir.
Devamı
14 Mayıs seçimlerinin Millet İttifakı açısından yenilgiyle sonuçlanmasının ardından Kılıçdaroğlu masaya yumruğunu vurarak daha sert, maço ve öfkeli bir dil kullanacağının işaretini verdi.
Devamı
Seçmeni sandığa götürmek ve sandığa sahip çıkmak ikinci turun en kritik meselesi.
Seçim sürecinde son haftaya girerken polemiklerin en üst düzeye çıkması dikkat çekiyor.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin günlük meseleleri hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararları’nı dahi beş genel başkanın onayıyla verebilecek. Dolayısıyla günün sonunda Millet İttifakı konsensüs arayışından icraat üretmeye fırsat bulamayabilir. Zaten koalisyonların -bir de zayıf liderliklerle birleşirse- en önemli dezavantajlarından biri birlikteliği korumak için icraatın niteliğinden taviz vermek zorunda kalmasıdır.
HDP (YSP) öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıkladı. Malumun ilamı olsa da bu desteğin gerekçesi "Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçiminde faşizme karşı zafer elde etmek" olarak belirtildi. Bu açıklamanın Kandil'deki PKK elebaşlarının birbiri ardına Millet İttifakı'nı ve Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıktan söylemelerinden sonra gelmesi dikkatlerden kaçmadı.
Terör örgütleri kendi siyasi-ideolojik alanlarını genişletmeyi değerli görür. Gündemde olmayı kıymetli bulurlar.
Türkiye artık iyiden iyeye seçim sathına girmişken, siyasi pozisyonlar da ittifaklar altında kampanyalarını yürüterek seçimlerden kendi adlarına zaferle çıkmanın gayretinde. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı diğer yanda ise Meclis seçimleri için büyük bir mücadele söz konusu. Buraya kadar olağan şekilde tanımlanabilecek süreçte, ilginç ve üzerinde durulması gereken hususlardan biri HDP ve yedek parti olarak teşkil edilen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile kurduğu angajman. PKK/KCK’nın legal alandaki siyasal uzantısı olan HDP/YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, çeşitli müzakereler sonrasında aday çıkarmama ve Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı dikkate değer. Ancak tamamlayıcı diğer bir gelişme ise PKK/KCK terör örgütünün tüm gücüyle seçim sürecine asılması. Doğası itibarıyla meşru siyasal sistem ve seçim süreçlerine uzak kalması gereken bir terör örgütü adeta siyasi kampanya yürütmeye başlamış durumda.
HDP kurulduğundan bu yana Türk solunun irili ufaklı çok sayıda örgütüyle birlikte hareket ediyor. Hatta partileşmeden önce kurulan Halkların Demokratik Kongresi adlı çatı örgütü, PKK ve bağlı kuruluşlarının yanı sıra bu sol partilerden ve STK’lardan oluşuyordu.
Insight Turkey'in “Yol Ayrımında Türkiye: 2023 Seçimi” başlıklı bu sayısının, Türkiye'de son dönemde siyaset gündemine yön veren bazı konuları ele alacağına inanıyor ve umut ediyoruz ve inanıyoruz ki, konuyla ilgili ortaya atılan anlayışlı ve teşvik edici tartışmalar okuyucularımıza faydalı olacaktır.
İttifakların genişlemesi her iki tarafta da eleştirel söylemleri öne çıkarıyor.
Çok başlı masadaki kavgalardan vakit bulup ta ekonomide, deprem yaralarını sarmada ve dış politikanın dinamik dengelerinde liderlik gösterebilir mi? Bu sorulara güçlü şekilde CHP cevap vermeden Kılıçdaroğlu'nun "kavgacı-yıkıcı dili" unutturulamaz. CHP'nin baskıcı geçmişi sürekli hatırlanır.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, anayasa değişikliği konusunda AK Parti ve HDP arasında gerçekleştirilen görüşme ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.