Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, terörsüz Türkiye hedefine yönelik başlatılan yeni siyasi yaklaşımın amacının ne olduğunu bir önceki gün Şanlıurfa konuşmasında net olarak ortaya koydu.
Devamı
Cumhur İttifakı liderleri ve aktörlerinin açıklamalarında yeni bir çözüm süreci vurgusu yok. PKK'nın silah bırakması ve kendisini lağvetmesi için yeni bir siyasi yaklaşımın geliştirildiği her fırsatta dile getiriliyor.
Devamı
Cumhur İttifakı liderlerinin "terörsüz Türkiye" hedefine yönelik başlattıkları "yeni siyasi yaklaşım"ın bir çıktısı olarak, DEM partili iki milletvekili İmralı'ya giderek terör elebaşı Abdullah Öcalan'la görüştüler. Görüşmenin ardından, DEM parti tarafından yapılan açıklamada, Öcalan'ın, "sürecin başarısı için... gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım" dediği aktarıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "iç cepheyi tahkim" çağrısı, ardından da MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin DEM'e uzattığı elle başlayan ve "terörsüz Türkiye hedefi" olarak adlandırılan yeni yaklaşımla ilgili, doğal olarak gelecek senaryoları konuşuluyor.
Bu analiz 31 Mart’a giderken 2023 seçimleri sonrasında CHP’de başlayan yeni dönemi ve yerel seçimlere doğru ilerleyen süreci incelemektedir.
31 Mart’a Doğru DEM Parti
ATA İttifakı adayı Sinan Oğan dün, ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı.
Devamı
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında, cumhurbaşkanının %50+1 oy oranı ile seçilmeye devam edildiği sürece milliyetçi partiler kazanabilen ittifakların bir unsuru olmaya devam edecektir. Ancak önümüzdeki dönemde farklı milliyetçilik yaklaşımları arasında rekabet kızışacaktır. Birleştirici milliyetçilik ile ayrıştırıcı ve ötekileştirici milliyetçilik çizgisi arasındaki rekabet artarak devam edecektir.
14 Mayıs seçimlerinin Millet İttifakı açısından yenilgiyle sonuçlanmasının ardından Kılıçdaroğlu masaya yumruğunu vurarak daha sert, maço ve öfkeli bir dil kullanacağının işaretini verdi.
Seçmeni sandığa götürmek ve sandığa sahip çıkmak ikinci turun en kritik meselesi.
Seçim sürecinde son haftaya girerken polemiklerin en üst düzeye çıkması dikkat çekiyor.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin günlük meseleleri hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararları’nı dahi beş genel başkanın onayıyla verebilecek. Dolayısıyla günün sonunda Millet İttifakı konsensüs arayışından icraat üretmeye fırsat bulamayabilir. Zaten koalisyonların -bir de zayıf liderliklerle birleşirse- en önemli dezavantajlarından biri birlikteliği korumak için icraatın niteliğinden taviz vermek zorunda kalmasıdır.
HDP (YSP) öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıkladı. Malumun ilamı olsa da bu desteğin gerekçesi "Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçiminde faşizme karşı zafer elde etmek" olarak belirtildi. Bu açıklamanın Kandil'deki PKK elebaşlarının birbiri ardına Millet İttifakı'nı ve Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıktan söylemelerinden sonra gelmesi dikkatlerden kaçmadı.
Terör örgütleri kendi siyasi-ideolojik alanlarını genişletmeyi değerli görür. Gündemde olmayı kıymetli bulurlar.