SETA > Yorum |
Hedef Türkiye'nin Siyasi ve Ekonomik İstikrarı

Hedef, Türkiye'nin Siyasi ve Ekonomik İstikrarı

7 Haziran'daki genel seçimler öncesi siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan vesayet odaklarının emrinde olan Eski Türkiye'ye özlem duyanların girişimlerine hazırlıklı olmak gerekiyor.

Türkiye Salı günü 2014 yılı büyüme rakamlarına odaklanmışken, ne yazık ki farklı bir gündem oluştu. Önce başta İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirler olmak üzere 45 ilde elektrik kesintisi yaşandı. Hemen ardından Çağlayan Adliyesi’nden gelen haber ise, Eski Türkiye yanlılarının yine sahneye çıktığını gösterdi.

Gezi eylemleri sırasında Berkin Elvan’ın ölmesi sonucunda açılan davada görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz teröristler tarafından şehit edildi. Operasyon sırasında güvenlik güçlerinin iletişimi sürdürürken teröristlerin silah kullanmaları, aslında amacın en baştan ülkenin huzuruna ve istikrarına kurşun sıkmak olduğunu kanıtlıyor.

İşte bu noktada, bu saldırının gerçek nedenlerine ve zamanlamasına dikkat etmemiz gerekiyor.

KAOS YANLILARI AMAÇLARINA YİNE ULAŞAMAYACAK

Öncelikle terör eyleminin nedenlerini değerlendirdiğimizde karşımıza Türkiye’nin, ne zaman pozitif bir ivme kazansa kaos oluşturma oyunun oynandığı gerçeği çıkıyor. 2002 sonrasında Türkiye, ekonomik ve siyasi alanda beklenilmeyen ve belirli çevreler tarafından hala kabullenilmeyen bir başarı gösterdi. Tarihinde görülmeyen bir şekilde, 3 genel seçimden de oylarını artırarak, yani ülkenin güçlenmesi adına ortaya koyduğu çaba ödüllendirilerek çıktı, tek başına siyasi istikrarını perçinledi.

Bu durumun ekonomiye yansımasıyla birlikte Türkiye, 2000’li yıllara ekonomisi dibe vurmuş, siyasi belirsizliğin tavan yaptığı, sosyal çatışmaların bitmediği bir ülkeden küresel güç olma yolunda ilerleyen bir ülke konumuna yükseldi. IMF’ye borcu olmayan, enflasyon, bütçe açığı, milli gelir gibi makroekonomik göstergelerde birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakan bir ülkeden bahsediyoruz artık.

AB ülkelerinde büyüme hızının yüzde 1’in altında olduğu 2014 yılında yüzde 2.9 büyüyen Türkiye’de, önümüzdeki dönemde yapısal reformlarla birlikte yeni bir üretim yapısı ve ekonomik dönüşüm için planlar ve programlar ortaya konuluyor.

Diğer taraftan, sınır komşularında süren savaşa rağmen, bölgesinde siyasi ve ekonomik istikrarı sağlamış, toplumsal uzlaşıyı tesis eden yeni bir Türkiye var. Yeni Türkiye, içerden ve dışarıdan kaynaklı tüm girişimlere rağmen, yoluna devam eden ve devam etme kararlığını ortaya koyan, Dev projeler, TANAP ve Çözüm Süreci gibi Eski Türkiye’yi özleyenlerin umutlarını bitiren projeleri sahipleniyor.

Aslında 2002-2014 döneminde uygulanmak istenen, 2013 yılının ikinci yarısından beri ise sıklaşan bu kaos oluşturma çabası karşısında, amacın ekonomik ve siyasi istikrarı bozmak olduğu, sonrasında ise bölgesinde güçlenen ve ekonomik olarak büyüyen Türkiye’nin ekonomisinin hedef alındığını defalarca ifade ettik.

Gezi olaylarında da, 17-25 Aralık darbe girişiminde de, Salı günü meydana gelen terör saldırısında da tek gaye, Türkiye’nin Yeni Türkiye olma yolunda ilerlediği süreci kesintiye uğratmaktır.

SEÇİM ÖNCESİNDE ESKİ TÜRKİYE YANLILARI TÜM KOZLARINI KULLANACAKLAR

7 Haziran’daki genel seçimler öncesi siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan vesayet odaklarının emrinde olan Eski Türkiye’ye özlem duyanların girişimlerine hazırlıklı olmak gerekiyor. Gezi olaylarıyla sokakları terörize etmek isteyenler, 17 Aralık’ta seçilmiş hükümete darbe yapmayı amaçlayanlar, ekonomide spekülatif ataklarla kriz algısı oluşturmaya çalışanlar 7 Haziran’a kadar ellerindeki son kozları da kullanabilirler.

Çünkü Haziran sonrasında siyasi olarak bir belirsizliğin olacağına dair kimsede en küçük bir şüphe yok. Yani 12 yıldır devam eden siyasi istikrar devam edecek. Bu aynı zamanda ekonomik istikrarın da devamı demek.

Ayrıca, 7 Haziran seçimi ile ekonomide yeni bir sıçramayı hedefleyen, ekonomiye yapısal dönüşüm reformlarıyla yeni bir dinamizm kazandıracak, özellikle enerji alanında küresel aktörlerden biri olma yolunda ilerleyecek bir süreç başlayacak.

Tam da bu sebeple, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarını, sosyal huzurunu ve barışını tehdit eden Gezi, 17-25 Aralık ve son terör saldırısı gibi her eyleme karşı çıkmak ve bu girişimleri sonuçsuz bırakmak için atılacak her adım, 2023’de Yeni Türkiye’nin inşası için her birimizin görevi olmalıdır.

[Yeni Şafak, 2 Nisan 2015]