Muhalefetin bu seçimler için stratejilerinden biri, sonuçların seçimden önce tahminin güç olduğu üzerineydi. Böylece, stratejik oy verme eğiliminde olan seçmenlere bir mesaj verdiklerini düşündüler.
Bir “dip dalga”dan bahsettiler. Bu “dip dalga”nın siyaset gözlemci ve analistleri tarafından yeterince fark edilmediğini belirttiler.
16 yıllık süreçte AK Parti’ye oy vermiş bazı seçmenlerin memnuniyetsizliklerden dolayı kendilerine yöneldiğini iddia ettiler. Bunu gerekçelendirirken, AK Parti’nin seçim kampanyasının “yorgun ve heyecansız” olduğunu; kendilerininkinin ise tam tersi olduğunu öne sürdüler.
Aslında muhalefetin “dip dalga” dediği seçimlerin sonucuna doğrudan etki edecek bir hareketlenme değil.
Muhalefet açısından olan açıkça şu: Yeni bir adayla seçime gittiği için CHP tabanı heyecanlı. Eskiden mitinglere gelmeyen, sadece sandığa gidip CHP’ye oy veren seçmenler artık mitinglere de gidiyor. Yani yeni bir seçmen kitlesi CHP’ye yönelmiş değil. Olanı koruyor. CHP’nin çatı ittifakı arayışında küsüp İyi Parti’ye meyledenler tekrar kendi partisini sahiplenmiş durumda.
İyi Parti ise bazı illerde dikkat çekebilecek kalabalıkları toplasa da birçok ildeki mitinglerine katılım çok düşük. Hatta bazı illerde İyi Parti’nin mitinglerine gelenlerin birçoğu muhalefetin diğer kanadının seçmenleri... Mitinglerin kalabalık görünmesi için destek veriyorlar.
Daha önceden MHP’den İyi Parti’ye yönelenler, “ideolojik muğlaklık” yüzünden Akşener’i desteklemede gönülsüz davranıyorlar. Milliyetçi bir parti olması gereken İP’in eski merkez sağın söylemleri üzerinden günü kurtarmaya çalıştığını düşünüyorlar. Zaten partide eski merkez sağın, “eski siyasetçilerinin” sözünün geçtiğini görüyorlar. Bu bakış açsından da MHP’ye bir süre mesafeli davranan ülkücülerden, tekrar eski partilerine bir yöneliş var.
İyi Parti’yi desteklediği bilinen FETÖ’cüler ise, milletvekilliğinde HDP’ye, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akşener’e oy veriyorlar. Bu tespite itiraz edeceklere cevap olması bakımından yurt dışında bulunan FETÖ’cülerin sosyal medya hesaplarından resmini paylaştıkları oy pusulalarına bakmaları yeterli.
Sosyal medya ve geleneksel medyada sesi gür çıkan muhalifler, CHP, SP ve İyi Parti’nin tabanlarına milletvekili seçimlerinde barajı geçmesi için HDP’ye oy verme çağrısında bulunuyorlar. HDP’liler de bu çağrıya destek vererek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda ödünç alınan oyların tekrar kendilerine iade edileceği propagandasını yapıyorlar.
Yani muhalefet tarafındaki “dip dalga” söylemi kısaca böyle. Bu blokta oy geçişkenliği olacaksa yine kendi aralarında olacak.
Cumhur İttifakı tarafında ise “dip dalga”da şöyle bir yönelim var: Kamuoyu anketlerinde de açıkça görüldüğü gibi AK Parti ve Erdoğan zaten oylarını koruyor.
Bugüne kadar en az bir kere AK Parti’ye oy vermiş ama çeşitli nedenlerle eleştirel pozisyona geçmiş seçmenler ise, AK Parti’li bazı siyasetçilere kızmasına ve bazı iktidar pratiklerini eleştirmesine rağmen son kertede “daha iyi bir alternatif ortaya çıkmadığı” gerekçesiyle yine AK Parti’ye oy vereceğini söylüyor. Ekonomi başta olmak üzere bazı alanlarda sıkıntı olduğunu söyleseler de, bunu yine AK Parti ve Erdoğan’ın düzeltebileceğini görüyorlar. Bu duruşlarını AK Parti ve Erdoğan’ın siyasi tecrübesi üzerinden gerekçelendiriyorlar.
Zaten bu kesimin, cumhurbaşkanı seçimlerinde oyunu doğrudan Erdoğan’a vereceği biliniyor.
Sonuç olarak, “dip dalga”nın ne yönde olduğunu anlamak için, bir bayram günü ve yağmurlu bir havada AK Parti’nin Yenikapı Mitingi'ne seçmenin ilgisine ve katılımına bakmak yeterli…
[Türkiye, 19 Haziran 2018].