CHP, İyi Parti, HDP ve Saadet Partisi, 2018 yılında anayasa değişikliği için bazı ilkelerde anlaşmış. “Anayasal Demokrasi Çalışması Yol Haritası” adını verdikleri, yeni anayasa çalışmasının başkanlığını Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu yürütmüş. Bu partilerin görevlendirdiği kişi ve diğer uzmanların katıldığı çalışmalar, 13 Ocak 2018 ile 7 Mayıs 2018 tarihleri arasında yapılmış ve dört ay sürmüş.
Yol haritasının belirlenmesinde, gizliliğin öne çıktığı bazı ön şartlar da kabul edilmiş. Mesela ön şartlarda, “çalışmanın, mahremiyet ilkesine bağlı kalınarak yürütülmesi” ve “ortak ilkelerin kamuoyu ile örtülü ve ya açık paylaşılması” gibi konularda mutabakat sağlanmış.
Kabul edilen ilkelerin üzerinde mutabakat sağlanması için “çalışma paydaşı olan partilerin ¾ çoğunluk ilkesinin geçerliği olduğu” baştan kabul edilmiş.
Ayrıca, kabul edilen ortak ilkelerin- kamuoyuna açıklanması gereken kısımlarının -dört siyasi partinin liderinin katılımıyla yapılacağı karara bağlanmış.
Bu çerçeveden bakınca…
Dört partinin bir araya gelerek üzerinde mutabakata vardığı “anayasa uzlaşma metni”, kolayca fark edileceği gibi, sıradan bir çalışma değil.
Partiler uzlaşma için gerekli olan prosedürleri en ince ayrıntısına kadar baştan konuşmuşlar. Uzlaşılan ilkelerin kamuoyuna kimler tarafından ve nasıl duyurulacağına kadar hiçbir ayrıntıyı atlamamışlar.
Millet İttifakı partileri, 2018 seçimlerini kazanmış olsalardı, uzlaşmaya varılan taslak kamuoyuna açıklanacakmış. Bu durumda seçim ittifakının ilkeleri, aynı zamanda mahremiyetine özellikle dikkat edilen bir anayasa taslağıymış.
Yani aslında Millet İttifakı; seçim öncesinde Kılıçdaroğlu’nun “dört parti ilkelerde uzlaştık, mutabakat hazır partilerin mutfağında bekliyor” diye varlığından toplumu haberdar ettiği, ancak içeriğinin milletten gizlendiği bir metin üzerinde anlaşmış.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim öncesinde farklı tarihlerde ve kendisini destekleyen medyaya bu çalışmadan epeyce söz etmiş. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ile kamuoyuna varlığı duyurulan metnin içeriğine internetten herkes ulaşabilir.
Ancak, üzerinde uzlaşılan “anayasa ilkeleri” şu an için sahipsiz kaldı. CHP ve İyi Parti genel başkanları anayasa uzlaşma metnine sahip çıkmıyorlar.
Sahip çıkamama nedenleri gayet açık. Çünkü uzlaşılan metinde, anayasanın “başlangıç” bölümünden, “Türk”, “Türk milliyetçiliği”, “Atatürk” gibi kelimeler çıkartılmış. “Çift dille eğitim” ve “özerklik” gibi bazı konularda uzlaşılmış.
Siyasal partiler anayasa taslağı çalışması yapabilirler. Bunu tek başlarına ya da birkaç parti ile ittifak halinde de yapabilirler. Ortaya çıkan metni de kamuoyuna açıklayarak tartışılmasını sağlayabilirler.
Bu en iyi yollardan biri olmasa da nihayetinde kabul edilen bir yöntemdir. Hatta bir siyasi parti geçmişte yaptırdığı bir anayasa çalışmasının içeriğinde hata yaptığını ve artık aynı görüşleri savunmadığını bile çıkıp söyleyebilir. Buralarda sorun yok.
Sorun; 2018 yılında kabul dilen bir metnin şimdi aynı partiler tarafından, çalışmasının bile yapılmadığına yönelik açıklamaları ile ilgili.
Dört partinin uzlaşmasıyla ortaya çıkan ve şu an için tartışılan metnin ifşa ettiği hususlar şunlar:
Metnin içeriği, daha çok HDP siyasetinin taleplerine göre şekillenmiş. Dolayısıyla, Millet İttifakı’nı desteklemesi karşılığında, HDP’nin talepleri diğer üç parti tarafından kolayca kabul edilmiş olabilir. Dolayısıyla bu metin, HDP ile Millet İttifakı’nın birlikteliğinin bir kanıtıdır.
Millet İttifakı partileri, geçmişte uzlaştıkları bir metne şu an sahip çıkamıyorlarsa, nasıl bir araya gelip de güçlendirilmiş parlamentarizmin ilkeleri konusunda anlaşacaklar? Metnin sahipliği meselesi, Millet İttifakı’nın güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş söyleminin de içinin boş olduğunu net olarak gösterdi.
[Türkiye, 20 Kasım 2020].