Bu analiz 31 Mart’a giderken 2023 seçimleri sonrasında CHP’de başlayan yeni dönemi ve yerel seçimlere doğru ilerleyen süreci incelemektedir.
Devamı
31 Mart’a Doğru Cumhuriyet Halk Partisi
31 Mart’a Doğru DEM Parti
İktidar muhalefetle ilgilenmiyor, yerel seçim hazırlıklarını hızlandırıyor. Bunun oluşturduğu siyasi boşluğu muhalefetin ittifak ve partiler içi hesaplaşması dolduruyor. Yeni pazarlık ve hayal kırıklığı açıklamaları ile muhalefet içi kanama devam ediyor.
Akşener, partisini merkez sağda birinci parti yapabilecek yeni dönem siyasetinin ne olacağına dair bir vizyon ortaya koymadı. Siyasi seçeneklerinin önünü kısmen açtı ancak şimdilik durumu Cumhur İttifakı'na yaklaşmaktan uzak. Akşener, Cumhur ve Millet ittifaklarına alternatif bir üçüncü yola mı girer yoksa yeni sürüm Millet İttifakı için partisinin pazarlığını güçlendirme peşinde mi önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bu siyasetsizlik sendromu tüm muhalefetin sorunu aslında.
Muhalefet çevreleri kendi destekledikleri adayı, seçimleri kaybettiğine daha tam ikna edemeden, tartışmasız bir şekilde yeniden seçilen Erdoğan çoktan kabinesini açıklamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi niçin kaybettiğini kendi destekçilerinin karşısına çıkıp açıklamadan, iktidarın hem yasama grubu hem de yürütme organı, kendi görev alanlarına ilişkin çalışmalara hızla başladılar.
Devamı
Yüzde 86 gibi yüksek bir katılım oranıyla gerçekleşen 14/28 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Cumhurbaşkanı Erdoğan üst üste 16. seçimden de zaferle ayrıldı. Bu serbest ve dürüst seçimlere dayanan demokratik rejimlerde eşine rastlanması pek mümkün olmayan bir başarı.
ATA İttifakı adayı Sinan Oğan dün, ikinci turda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı.
Seçim sürecinde son haftaya girerken polemiklerin en üst düzeye çıkması dikkat çekiyor.
Sonuç fark etmeksizin, 2023 seçimleri sonrasında kamuoyunda tartışılacak en önemli konuların başında siyasal sistem gelmektedir. Öyle ki gerek Cumhur İttifakı, gerekse muhalefet blokunun seçim sonrası planlarında ağırlıkları değişmekle birlikte siyasal sistem reformu veya değişikliği önemli yer tutmaktadır.
Terör örgütleri kendi siyasi-ideolojik alanlarını genişletmeyi değerli görür. Gündemde olmayı kıymetli bulurlar.
Türkiye artık iyiden iyeye seçim sathına girmişken, siyasi pozisyonlar da ittifaklar altında kampanyalarını yürüterek seçimlerden kendi adlarına zaferle çıkmanın gayretinde. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı diğer yanda ise Meclis seçimleri için büyük bir mücadele söz konusu. Buraya kadar olağan şekilde tanımlanabilecek süreçte, ilginç ve üzerinde durulması gereken hususlardan biri HDP ve yedek parti olarak teşkil edilen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile kurduğu angajman. PKK/KCK’nın legal alandaki siyasal uzantısı olan HDP/YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, çeşitli müzakereler sonrasında aday çıkarmama ve Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı dikkate değer. Ancak tamamlayıcı diğer bir gelişme ise PKK/KCK terör örgütünün tüm gücüyle seçim sürecine asılması. Doğası itibarıyla meşru siyasal sistem ve seçim süreçlerine uzak kalması gereken bir terör örgütü adeta siyasi kampanya yürütmeye başlamış durumda.
Millet İttifakı partilerinin ve adayları Kılıçdaroğlu'nun boş bıraktığı alanı YSP (HDP), TİP ve CHP destekçisi medya dolduruyor.
Avuç avuç mermi saçma, kapalı kapılar ve üç damar, her biri Kılıçdaroğlu'nun kurduğu koalisyonun krizlerine karşılık geliyor.
14 Mayıs seçimleri için cumhurbaşkanı aday listesi dün kesinleşti. 4 adaydan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 günlük propaganda döneminin başladığı gün, Gaziantep- Kilis afet konutlarının temelini atmak için deprem bölgesindeydi. Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu, eski cumhurbaşkanlarından A.Necdet Sezer'den sonra A.Gül ile görüşerek sofrayı genişletme gayretindeydi.