SETA > Yorum |
Başbakan Davutoğlu'yla Dış Politika Turu

Başbakan Davutoğlu'yla Dış Politika Turu

Bölgesel taşeron PKK konusundaki kararlılık dikkatlerden kaçmıyor. Türkiye PKK'nın eliyle Irak, Türkiye ve Suriye'de yapılan mühendisliğe Huzur ve Demokrasi operasyonuyla balta vurmuş durumda.

Türkiye'de seçim atmosferi henüz yoÄŸunlaÅŸmamışken BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, BM Genel Kurul toplantısı için geldiÄŸi New York'ta ikili ve çok taraflı baÅŸka bir yoÄŸun görüÅŸme trafiÄŸinin içerisinde. Almanya Åžansölyesi Merkel'den, Fransa CumhurbaÅŸkanı Hollande'a, Senegal CumhurbaÅŸkanı Sall'den Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Ruhani'ye, Yunanistan BaÅŸbakanı Çipras'tan Gürcistan BaÅŸbakanı GaribaÅŸvili'ye kadar birçok ikili görüÅŸmenin yanında üst düzey katılımlı birçok zirve de programda yer alıyor. BaÅŸbakan sadece Türk toplumunu deÄŸil, ABD Müslüman toplumu temsilcilerini de kabul ediyor.

GeçtiÄŸimiz haftalarda ABD'de gündeme oturan, yaptığı saatle öÄŸretmenini etkilemeyi planlarken tutuklanıp okuldan uzaklaÅŸtırma alan Ahmed Muhammed de onca devlet büyüÄŸünün yanında BaÅŸbakan'ın kabul ettiÄŸi isimlerden. BaÅŸbakan DavutoÄŸlu adaşı Ahmed'i Müslüman dünyanın siyasi merkezlerinden Türkiye'nin baÅŸbakanı olarak kucaklarken, Batı'da Ä°slamofobik muameleye maruz kalan tüm Müslümanlara da "yalnız deÄŸilsiniz" mesajı vermiÅŸ oldu. Türkiye'nin Batı'daki Müslüman toplumla iliÅŸkilerini artırması önemli, zira Ahmed'in ailesi de dâhil olmak üzere Batı'daki Müslüman toplumda Türkiye nadir moral sığınaklardan birisi.

Kasım 2012'de BM'de üye olmayan gözlemci devlet statüsüne geçen Filistin konusunda BaÅŸbakan DavutoÄŸlu haklı bir gurur yaşıyor. Oylamanın dinamosu olan BaÅŸbakan'ın "Filistin bayrağının BM'de dalgalanacağını göreceÄŸiz" sözünden yaklaşık üç sene sonra BM'de Filistin bayrağı göndere çekiliyor. Ä°nÅŸallah bağımsız ve egemen Filistin Devleti'nin de tam üyeliÄŸine ÅŸahit oluruz.

Son günlerde Avrupa'nın gündemine oturan mülteci krizinin baÅŸta Almanya olmak üzere bazı Avrupalı devletleri güvenli bölge fikrine yaklaÅŸtırdığını söyledi BaÅŸbakan. Almanya ve daha sonra Yunanistan ile mülteciler konusunda bir çalışma grubu kurulacak ve asıl planlanan ABD-AB-Türkiye çalışma grubunun da temelleri atılacak. Bu süreçte umarım Avrupa mültecilere karşı güvenli bölge seçeneÄŸi yerine Esed'i kurtarıcı olarak görmez. Zira BaÅŸbakan’ın da dediÄŸi gibi Esed’li bir geçiÅŸ formülü ontolojik olarak mümkün deÄŸil. Esed'in dahil olduÄŸu geçiÅŸ süreci, geçiÅŸ dönemi olmaktan çıkıp sadece kalıcı bir statüko üretmeye yarar.

Bu noktada yurtdışında fazlaca konuÅŸulan Türkiye'nin geçiÅŸ sürecinde Esed'in akıbetine iliÅŸkin pozisyonunda hiçbir deÄŸiÅŸikliÄŸin olmadığını da not etmeliyiz. Türkiye Esed’li bir çözümün matematiksel, siyasi veya askeri açıdan yürüyemeyeceÄŸi noktasındaki pozisyonunu koruyor. Kaldı ki bu noktaya birden de gelmedi. Åžimdinin Esed’li çözümcüleri, Esed'in meÅŸruiyetini tartışırken Türkiye krizi önleme gayretleri içerisindeydi. Fakat aynı aktörler Suriye'deki geliÅŸmelere kulak tıkarken Esed kendi bindiÄŸi dalı kendi kesti ve Esed’li çözümü attığı her varil bombasıyla vs. tarihin çöplüÄŸüne gömdü.

Bölgesel taÅŸeron PKK konusundaki kararlılık da dikkatlerden kaçmıyor. Türkiye PKK'nın eliyle Irak, Türkiye ve Suriye'de yapılan mühendisliÄŸe Huzur ve Demokrasi operasyonuyla balta vurmuÅŸ durumda. Bu operasyon sadece Türkiye'de deÄŸil Irak ve Suriye'de de büyük etkiye sahip. Türkiye bu hattaki halkları PKK'nın baskısı altında bırakmamaya da kararlı. Sınır hattımızın DAÄ°Åž de dâhil olmak üzere terör unsurlarından arınması için hummalı bir çalışma devam ediyor. Kısaca Esed, DAÄ°Åž ve PKK birbirlerini takviye edip mutualistik bir hayat yaÅŸa