Hayat hep bir yenilenme arayışı.
DeÄŸiÅŸim çoÄŸu kez sancılıdır, bir hikâyeye ihtiyaç duyarız. Çareyi sözün büyüsünde buluruz. Dünden kalanlarla bugünün ve yarının getirdiklerini söylemin gücü ile harmanlarız çoÄŸunlukla. Siyaset söylemsiz yapamaz. Zira insani çabalarımızın yoÄŸunlaÅŸtığı bir alan olarak siyaset çok boyutlu ve karmaşık bir düzlemdir. Hem mücadelenin hem de etkileÅŸimin alanı.
Kimi zaman eski ile yeninin mücadelesi kimi zaman da barışması ve birbirinden öÄŸrenmesi.
Bu yüzden siyasi söylem siyasi tarihi yeniden anlamlandırmanın, yazmanın aracıdır.
Türkiye'de siyaset sıklıkla olaÄŸanüstülük ve yeni dönem hissi ile birlikte yaÅŸanır. Bu sebeple siyasi hayatımızı dönemlendirirken çoÄŸu zaman askeri darbelerin tarihlerine göre konuÅŸuruz. Son on iki yılı konuÅŸurken ise vesayetin direndiÄŸi ama aşıldığı tarihleri gündeme getiriyoruz. Nitekim 2007 cumhurbaÅŸkanlığı krizi ertesinde cumhurbaÅŸkanını halkın doÄŸrudan seçmesinin referandumda kabul edilmesi "bir milat" olarak görülüyor.
10 AÄŸustos cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde ErdoÄŸan'ın halkın doÄŸrudan seçtiÄŸi ilk cumhurbaÅŸkanı olması da "yeni Türkiye'nin inÅŸa" dönemi olarak nitelendiriliyor.
Yenilik iddiası yeni deÄŸil; kurucu dönemlerde ortaya çıkıyor. II. MeÅŸrutiyet döneminden günümüze birkaç defa "yeni Türkiye" söylemi öne çıktı. Erken Cumhuriyet için, Demokrat Parti dönemi için ve nihayet Özal'ın deÄŸiÅŸim programı için bu söylem kullanıldı. Bugün ise bu söylem ErdoÄŸan iktidarı ve 2023 hedefi için gündemde.
KuÅŸkusuz AK Parti siyasi hayatımızın en baÅŸarılı partisi. Zira AK Parti Türkiye siyasetini hem dönüÅŸtürme hem de dönemlendirme imkânı elde etti. Yeni Türkiye söylemi ile ülkeyi içte ve dışta yeni bir konuma taşıma iradesini gösterdi. Bu söylem 2009 Davos ve 2010 Referandumu sonrasında yaÅŸanan dönüÅŸümü geniÅŸ halk kitlelerine benimsetmek için çerçeve bir vizyon haline getirildi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın kurucu aktörlüÄŸüne iÅŸaret ediyor. 1920'yi yeniden bugünkü ÅŸartlarda yaÅŸama isteÄŸi bu... DiÄŸer bir deyiÅŸle, Cumhuriyeti yeniden kurma hedefi...
Her kurucu misyon yeni bir dili kitlelere ve seçkinlere taşımak durumunda... Åžimdilerde BaÅŸbakan DavutoÄŸlu'nun "restorasyon" diyerek katkı yaptığı yeni Türkiye söylemi hegemonik bir siyasetin dili olma yolunda.
***
Evet, Yeni Türkiye söylemi kısmen muÄŸlak kavramlaÅŸtırma ve sembollerle yüklü.
AK Parti'nin "muhafazakâr demokrasi" ve "medeniyet perspektifi" kavramlaÅŸtırmaları gibi. Bu muÄŸlaklık bir sorun mudur?
Bence sorun olmaktan öte bir imkândır.
Çözüm sürecini tamamlamak, paralel yapıyla mücadele, yeni bir kalkınma hamlesi ve demokrasinin derinleÅŸtirilmesi gibi hedefleri aynı anda anlatabiliyor. Statükonun direncine karşı mücadele ile farklı toplumsal kesimlerin beklentilerini bir araya getirme çabasına uygun.
"Yeni Türkiye" söyleminin yeni bir inÅŸa hedefi için halka benimsetilmesinde AK Parti çok etkili bir imkâna sahip: liderinin hitabeti.
Türkiye siyasi hayatında ErdoÄŸan'ı diÄŸer siyasi liderlerden farklılaÅŸtıran yanlarından birisi hitabet gücü. Siyaset kitleleri ikna etmeyi ve hatta seferber etmeyi gerektirir. Ä°ster eskiyi savunmak için ister yeniyi getirmek için siyasetçi etkin konuÅŸmak zorunda.
AK Parti yeni genel baÅŸkanı DavutoÄŸlu da iyi bir hatip, usta bir söylem kurucusu.
Böylece hem cumhurbaÅŸkanının hem de baÅŸbakanın söylem gücünü elinde tuttuÄŸu yeni bir döneme giriyoruz. Muhalefetin bu söylem gücünü karşılaması kolay olmayacak.
Popülizm suçlaması AK Partili siyasetçilerin kuruculuÄŸunu ve iddialarını sınırlandırmayacaktır.
Evet sözde büyü vardır, her güzel ÅŸey gibi meydan okuyucudur.
Söylemin büyüsü kadar icraatın ayakları yere basan realizmine de ihtiyacımız var.
Ak Parti'nin sınavı, söylemin büyüsü ile realitenin gereklerini sentezleyen bir inÅŸa siyasetini hayata geçirebilmekte.
[Sabah, 2 Eylül 2014]
