1 Nisan Üzerine Belirlenimler

Yakın dönemde Rusya-Ukrayna Savaşı'na yönelik geliştirdiği diplomatik açılımlar, Suriye ve Irak'taki terör örgütleriyle askerî mücadelesi, Gazze'deki insanlık dramına karşı duruşu ve savunma sanayii hamleleri ekseninde uluslararası kamuoyunun radarına giren Türkiye, 2023 yılında hem sosyo-ekonomik hem de siyasal kazanımlarını koruyup geliştirme hususunda kritik görülebilecek bir Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Seçimleri'ne sahne oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı, seçimlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde başarılı sonuçlar elde etti. 100. yıldönümünü kutlayan Türkiye'de Erdoğan'ın karizmatik liderliği ve Cumhur İttifakı'nın ortaya koyduğu stratejik akıl bir kez daha karşılık buldu. Dolayısıyla 2023 seçimlerinden siyasal gücünü koruyarak çıkan Cumhur İttifakı bileşenleri 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlere sosyo-psikolojik üstünlükle giriyor.

Devamı
1 Nisan Üzerine Belirlenimler
Akşener in Liderlik Sınavı Özel in Tarzı ve Atatürkçülük

Akşener’in Liderlik Sınavı, Özel’in Tarzı ve Atatürkçülük

CHP ile İyi Parti arasındaki olası işbirliği için zemin hazırlanıyor. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin eko-sistemindeki teşkilatların "işbirliği yapalım" demesi şaşırtıcı değil. İmamoğlu ve Yavaş'ın 2019'daki Millet İttifakı bileşenlerini (HDP ve SP dahil) etki alanlarında tutacak bir koalisyon stratejisi yürüttüğü biliniyordu. İyi Parti'den son istifaların da gösterdiği bu gerçek Akşener'i bir kez daha "masaya geri oturtabilecek" güçte mi göreceğiz.

Devamı

İktidar muhalefetle ilgilenmiyor, yerel seçim hazırlıklarını hızlandırıyor. Bunun oluşturduğu siyasi boşluğu muhalefetin ittifak ve partiler içi hesaplaşması dolduruyor. Yeni pazarlık ve hayal kırıklığı açıklamaları ile muhalefet içi kanama devam ediyor.

Bütün işaretler Türkiye'nin seçimlerinin de hayli dinamik, yoğun ve tartışması bol bir ortamda geçeceğini gösteriyor.

Muhalefetin 6'lı masasının seçimlere giderken nasıl bir dizilim içinde olacağı şekillenmeye başladı. SP'nin 'ittifak içinde ittifak' önerisinden ve CHP'nin 8 senaryo çalışmasından sonra DEVA Genel Başkanı Babacan, partisinin 2023 seçimlerine kendi logosuyla gireceğini açıkladı.

CHP, cumhuriyetin kurucu partisi olarak 97 yaşında. Demokratik seçimlerin yapılmadığı "Erken Cumhuriyet Dönemi"nde 27 yıl, tek partili bir sistemde, iktidarını sürdürdü. 14 Mayıs 1950’de demokrasiye geçilmesinden bugüne, CHP 70 yıldır hiçbir zaman tek başına iktidara gelemedi.

Demokratik Siyasal Sistem ve Seçim Hukuku

Demokratik Siyasal Sistem ve Seçim Hukuku

Anayasa tarihi açısından yüzyılı aşan bir müktesebata sahip olan Türkiye yaklaşık yarım yüzyılın üzerinde çok partili demokratik siyasal düzeni tecrübe etmektedir. Demokratik siyasal deneyimimiz süreç içerisinde vesayet düzeneği üzerinden birtakım apolitik müdahalelere maruz kalmakla birlikte, 1950'den itibaren demokrasinin asli unsuru olan "serbest" ve "dürüst" seçimler gerçekleştirilmiştir.

Devamı

CHP bir süredir farklı bir siyaset takip ediyor. Millete yönelen ve kuşatıcı bir siyaset geliştirmenin peşinde. CHP'nin siyasi geleneği göz önüne alındığında bu şaşırtıcı bir durum. CHP denilince toplumu seçkinler ve halk şeklinde ikiye bölen, seçkinleri öven ve halkı aşağı gören elitist bir siyaset akla gelir.

Türk siyaseti muhafazakâr popülizme karşı seküler popülizmin mücadelesince belirlenmektedir. Dolayısıyla, muhalefet partilerine elitizm üzerinden eleştiri getirmek artık millette istenen karşılığı bulmamaktadır. Günümüzde AK Parti’nin karşısında sahaya inip milletle bağ kurmaya çalışan ve popülist bir dil kullanan bir muhalefet bulunmaktadır. Böyle bir siyasi rakiple mücadelenin yolu değişmelidir.

İsmet Özel'in Türk siyasal hayatındaki politik davranışa ilişkin çarpıcı tespitlerinden biri şudur: "Millet, 14 Mayıs 1950'de kime oy vermeyeceğini gösterdi". Özel bu ifadeleri Türkiye'de gerçekleşen ilk çok partili ve şeffaf seçimlerde, Demokrat Parti'nin iktidara geldiği seçimler için kullanmıştı.

Her seçim heyecanlıdır, adrenalin doludur eğlencelidir de... Seçimlerin olmazsa olmazı vaatler havada uçuşur... Çoğu unutulur ama bazılarını unutmak imkansızdır. Değişen siyaset iletişimini ve unutulmaz siyasi vaatleri konusunu uzmanlarıyla konuştuk

Yeni bir parti kurulacağına ilişkin son günlerde medyada, bolca haber analiz yer buluyor.

Son 15 yıllık dönemde, Abdullatif Şener, AK Parti’den ayrılarak Türkiye Partisi’ni kurdu. Emine Ülker Tarhan, CHP’den ayrılarak Anadolu Partisi ile siyasette şansını aradı. Yine CHP’den ayrılan Yaşar Nuri Öztürk, Halkın Yükselişi Partisi’ni kurdu. Erkan Mumcu örneğinde olduğu gibi, AK Parti’den ayrılanlar eski merkez sağı diriltmeye çalıştı.

Seçimler nasıl iktidarın siyasi meşruiyetini sağlıyorsa, muhalefet partilerinin de meşruluğunun garantisi seçimlerdir.

Onlar da bunun bilincinde aslında. Öfkelerinin çoğu destekledikleri siyasal partilere. Her seçim sonrasında kaybetmeyi kaldıramıyorlar. 31 Mart seçimlerine gidildiği bir dönemde, destekledikleri partilerle ilgili seçim sonrasında benzer bir tablonun çıkacağını şimdiden görüyorlar.

Muharrem İnce’nin CHP genel başkanlığını isteme gerekçesi salt o koltuğa oturarak CHP’yi yönetmek değil de ülkeyi yönetmek ise bunun yolunun CHP’den geçmesinin çok zor olduğunu tarihi gerçekler göstermektedir. Bu yüzden İnce’nin CHP koltuğuna oturma konusunda ısrar etmek yerine ikinci bir yol arayışına girmesi daha rasyonel gibi görünmektedir.

Sağ-muhafazakar-dindar kesimler açısından, parçalanmanın önlenebildiği ve kapsayıcılığın genişleyebildiği dönemlerde Türkiye’yi yönetme iradesinin daha güçlü olduğu görülmektedir. Bunu kısmen başarabilen isimler arasında Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal isimleri zikredilebilse de Erdoğan liderliğindeki AK Parti kendinden önceki dönemleri aşabilmeyi başaran bir hikaye ortaya koymuştur.

Neden AK Parti ile millet arasındaki bağ bir türlü zayıflatılamamakta ve koparılamamaktadır? Hatta son dönemde ekonomik kriz üreterek AK Parti’nin sosyolojik üstünlüğünü sona erdirme stratejisinde de açıkça gözlemlediğimiz gibi, gayrı-milli muhalif kesimlerin ve uluslararası güç odaklarının girişimleri neden tam tersi etki yaratarak AK Parti ile millet arasındaki bağları daha da güçlendirmektedir?

AK Parti'yi Türk siyasi hayatında farklılaştıran unsur sol siyasetin burun kıvırdığı ve sağ siyasetin bir türlü hayata geçiremediği demokratik siyaseti sahiplenmesi ve hayata geçirmesidir.

Kuruluşundan bugüne AK Parti, olağan kongrelerinin yanında 3 de olağanüstü kongre yaptı...