Soğuk Savaş sonrası ciddi bir jeopolitik güç kaybına uğrayan Rusya, kendisi için birinci derecede jeopolitik önemi haiz olan ülkelerin Avrupa Birliği (AB) ile imzalayacağı anlaşmaları bir tehdit olarak algıladı. Jeopolitik açıdan önemli bir noktada yer alan Ukrayna ise Batı ile Rusya arasında bir güç mücadelesine sahne oldu. Olaylar 2013 yılı Kasım ayında Devlet Başkanı Yanukoviç’in AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamak istememesiyle başladı. Muhalefetin sokaklara dökülmesinin ve yaşanan çatışmalar sonucu Başkan Yanukoviç’in ülkeyi terketmesinin ardından bölgedeki jeopolitik dengelerin bozulmasından endişelenen Rusya, gelişmelere Kırım’ı topraklarına katarak cevap verdi. Çatışmaların Doğu bölgesine sıçramasıyla Ukrayna’da istikrarsızlık artarken bölgedeki etkinliğini sürdüren Rusya, Batı dünyasından gelen yaptırımlar ile mücadele etmeye çalışıyor.
Ukrayna krizi, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana uluslararası sistemin en kırılgan hatlarından biri olarak ortaya çıkarken, AB’nin Rusya ile genişleme politikaları üzerinden doğrudan karşı karşıya gelmesine neden oluyor. Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’da yaşanan iç çatışma ile bölgede istikrarsız bir tablo ortaya çıkarken AB ülkeleri ve ABD ile Rusya arasında gerilimin tırmandığı görülüyor. AB içinde ise ülkelerin ayrı ayrı sahip oldukları siyasi ve ekonomik maliyet hesapları Batı’nın ortak bir dış politika oluşturmasında da güçlükler ortaya çıkarıyor.
Batı ve Rusya arasında Soğuk Savaş dönemine benzer bir gerilim olduğu görülüyor. Hem işbirliği hem de çekişme içeren bir ilişkiyi yönetmek kolay değil. Fakat Ukrayna’nın güvenliğinin ancak Batı ve Rusya’nın işbirliği yapması halinde sağlanabileceği görülüyor. Yaşanan gerilimde anahtar nokta istikrarlı ve yaşayabilir bir Ukrayna’nın hem Batı hem de Rusya’nın ciddi katkısı olmadan gerçekleşemeyeceğidir. Gelecekte sadece Batı’da yer alan bir Ukrayna tablosu en az mümkün olan senaryo olarak görünüyor. Ukrayna’nın geleceği Batı ve Rusya arasında yapılacak görüşmeler ile şekillenecektir. İç çatışmalar yaşayan Ukrayna’nın güvenliği ancak Batı ve Rusya’nın işbirliği yapması halinde sağlanabilir. Bu konjonktürde tarafların Ukrayna’yı ne tamamen kontrol edebilmesi ne de tamamen kaybetmesi mümkün görünmüyor.
Bu analiz, ekonomik işbirliği, enerji rotaları, jeopolitik hamleler ve gerilimler bağlamında AB - Rusya ilişkilerini inceleyerek izlenen politikaların bugünü ve geleceği üzerine değerlendirmelerde bulunacaktır. Bu değerlendirmeler Ukrayna kriziyle birlikte AB-ABD ve Rusya’nın stratejik hamlelerinin oluşturduğu kutuplaşmayı ve barındırdığı riskleri incelemeyi amaçlamaktadır. Sonuç kısmında ise Batı ve Rusya arasında bir gerilim hattı olan Ukrayna için senaryolar işlenecektir.