Küresel sistemin yeni gerçekliğine Avrupa hazırlıksız yakalandı. Trump politikaları mevcut sistemi değişime zorluyor. Trump, Çin ve Rusya'yı doğrudan muhatap alırken, Avrupa'yı küresel sorunların çözümünde bir aktör olarak görmüyor. Yardımcısını göndererek, "Ya bizimlesiniz ya da bize karşısınız" anlamına gelen bir değerler savaşı başlatıyor. Avrupalılar bu krize ortak çözüm bulmak yerine, ABD ile "aynı ortak değer temelinde görülmedikleri" için gerçek anlamda gözyaşı döküyorlar.
Devamı
Trump’ın ilk döneminde Transatlantik ittifakının tehlikede olduğu mesajını almamakta ısrar eden Avrupa, geçtiğimiz hafta bu mesajın çok daha sert bir versiyonuyla karşılaştı. Ukrayna Savunma Kontak Grubu ve Münih Güvenlik Konferansı sırasında Trump yönetiminin yetkililerinin verdiği mesajlar, Ukrayna savaşının ötesinde Avrupa’nın kaderine etki edecek nitelikteydi. Avrupa, Trump’ın ilk dönemini sabrederek atlatmaya çalışırken Amerikan toplumundaki eğilimleri yeterince anlamamış ve bugünlere gerekli yatırımları yapmamış bir görüntü çiziyor.
Devamı
Başkan Trump’ın Rus Devlet Başkanı Putin’le yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili açıklamaları, Ukrayna savaşına ilişkin Amerikan tezini tamamen altüst ediyor.
Bu rapor Trump yönetiminin dış politikasını şekillendiren temel yaklaşımları ve bunların pratikteki yansımalarını incelemektedir.
İkinci Trump dönemi bugün resmi olarak başlıyor. Seçilmesinden bu yana Trump'ın ikinci döneminde, nasıl bir ulusal ve küresel siyaset izleyeceği uzun süre tartışıldı. Bu iki aylık geçiş döneminde Trump ve adamlarının açıklamaları, dört yıllık görev süresinde dünyayı nelerin beklediği ile ilgili erken sayılabilecek sonuçlar ortaya çıktı.
Geride bıraktığımız yılda, insanlık bir kez daha soykırımla yüzleşti. Batılı devletler, soykırıma siyasi, askeri ve mali olarak açıktan destek verdiler. Toplumlar düzeyinde İsrail'in katliamlarına tepki verilse de, yıl sonuna gelindiğinde soykırım gündemin gerisine düştü.
Ukrayna-Rusya savaşı her geçen gün askeri teknolojilerin kullanımı, askeri taktik ve stratejilerin tatbik edilmesi bakımından devrimsel uygulamalara bizleri şahit kılıyor.
Devamı
Bu analizde Rusya’nın yenilenen doktrininin getirdiği değişiklikler, nükleer savaş senaryoları ve bu değişikliklerle birlikte nükleer silah kullanım riskinin artıp artmadığı ele alınmaktadır.
Devamı
ABD’nin Ukrayna’ya yardım akışını tehlikeye atan iç siyasi çekişmeler yeni bir aşamaya ulaştı. Sınır güvenliği sağlanmadan Ukrayna’ya yardıma destek vermeyeceğini ilan eden Cumhuriyetçiler, Biden’ın sınır güvenliği konusundaki tavizlerini yeterli bulmamışlardı. Daha doğrusu Trump’ın talebi doğrultusunda başkanlık seçimlerinde göçmenlik krizini kullanabilmek için meseleyi yokuşa sürmüşlerdi. Özellikle Temsilciler Meclisi’nde kabul gören bu stratejinin Senato Cumhuriyetçileri tarafından reddedildiğini gördük. 95 milyar dolarlık bir yardım paketini geçiren Senato, Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a yardım konusunda topu Trumpçı Cumhuriyetçilere atmış oldu. Temsilciler Meclisi sınır krizini bahane ederek bu yardım paketini reddederse Rusya-Ukrayna savaşında da yeni bir döneme girilmiş olacak. Amerika’nın Kasım seçimlerine kadar ‘savaşa devam’ ile ‘diplomatik çözüm’ arasında bir tercih yapmaktan kaçınan ve mevcut durumu ‘idare’ etmekle yetinen bir politika izlemesi şaşırtıcı olmayacak.
Brunson krizinin çözülmüş olması, Türkiye-ABD ilişkilerinde yapısal bir dönüşüm getirmeye yetmeyecektir ancak bir süredir dondurulmuş olan yapıcı diplomatik etkileşimlerin önünü açabilir.