Batı’nın küresel güneyden destek görememesi, kendi askeri kapasitesinin zaafa uğraması, Çin’in Tayvan’a müdahalesine vaziyet edilemeyeceği kaygısı ve Donbas’la Kırım’ın geri alınmasının pek mümkün görülmemesi, Ukrayna’ya desteğin siyasi bir hedefe orantılı olması gerektiği yönündeki tezleri güçlendiriyor.
Devamı
Rusya-Ukrayna savaşı yeni bir aşamaya geçti. Kısmi seferberlik kararından sonra Rus Parlamentosu Duma'nın, Ukrayna'nın dört bölgesinin ilhakını kabul etmesiyle Putin kendisini geri dönülemez bir yola soktu. Buna tepki olarak Zelenski, Ukrayna Milli Güvenlik Konseyi'nin Putin ile müzakereyi reddeden kararnamesini imzalayarak benzer bir tavır aldı.
Devamı
Bütün iyimser havaya ve Rusya’nın savaşta ağır kayıplar vermesine rağmen mevcut manzara, Ukrayna’nın savaşı kazanmasının zor olduğunu, Rusya’nın hedeflerinden ise mevcut durum dikkate alındığında, kolay kolay vazgeçmeyeceğini ve maliyetlere katlanarak savaşı sürdürmeye niyetli olduğunu gösteriyor
Bu kitap da Türkiye’nin Kırım konusundaki yaklaşımına bir katkıda bulunmak ve bu konunun yeterince bilinmeyen yönlerini ilgili araştırmacıların ve kamuoyunun dikkatine sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
Türkiye, savaşan iki tarafla da güven oluşturan bir ilişkiye sahip. Boğazları savaş gemilerine kapatması hem her iki taraf hem de dünya kamuoyu açısından olumlu karşılandı.
NATO'nun Türkiye'nin tecrübelerinden yararlanmaya çalışması ve bunu yeni doktrininin temellerinden biri haline getirmesi gerekiyor. Dahası NATO'nun Türkiye'nin güvenliğini çok daha ciddiye alması gerekiyor zira Ukrayna savaşı çatışmaların tek bir ülke veya bölgeyle sınırlandırılamayacağını bir kez daha gösterdi.
Devamı
Ukrayna-Rusya sınırında son dönemde olağandışı gelişmeler yaşanmakta, Rus ordusu Ukrayna sınırına büyük bir askeri mobilizasyon gerçekleştirmektedir.
Devamı
Bu raporun amacı Rusya Federasyonu’nun kurulduğu yıldan bu yana yayımlanan tüm dış politika konsept belgelerini inceleyerek dış politika yapım sürecindeki önemli faktörlere ve ülkenin yıllar içerisindeki dış siyaset eğilimine ışık tutmaktır.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 57. sayısı çıktı.
Rusya'nın Ukrayna'da dengelenmediğini ve dengelenmesi ihtimalinin gün geçtikçe de düştüğünü söyleyebiliriz. Böylesi bir görüntü kendini tekrar ettikçe Rusya işgal için daha cüretkâr hale gelir. Bu da sadece Ukrayna'yı ilgilendiren bir sorun değil. Rusya aşırı yayılmacı bir eğilime kendini kaptırmış gidiyor. Karşısına çıkan olmadığı müddetçe bugün Ukrayna, yarın başka ülkeler. Amerika zaten yok. Avrupa ise derin bir uykuda.
Öyle görünüyor ki Ukrayna sorununun askeri bir çözümü yoktur.
Ukrayna ve Rusya Arasında Yeni Bir Sıcak Çatışmaya Doğru mu?' başlıklı panelde uzmanlar bölgedeki son durumu değerlendirdiler.
AB liderlerinin Trablus'a üşüşmelerine karşılık Libya hükümeti Ankara'ya verdiği özel önemi gösterircesine geniş bir heyetle geldi.
Ukrayna, Batı ile Rusya arasında sıkışmış, bölünmüş bir ülke. Askeri bir karşılaşma ile Rusya'ya geri adım attırması mümkün değil. ABD ve AB'nin Ukrayna'ya topyekûn askeri desteği Washington ile Moskova arasında bambaşka bir gerilimin kapılarını açar. Geriye Batı başkentlerinin devreye girdiği diplomasi kalır. Yarım kalan Minsk 2 anlaşması canlandırılabilir. Belki de Putin, Biden'a kabul etmediği telefon görüşmesini yaptıracak bir oyun içindedir.
Ukrayna'da süreci dikkatle izlemek lazım.
Ukrayna'nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü görmekteyiz.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Ukrayna - Rusya gerilimini ve Kırım meselesini değerlendirdi.
Aslında bütün Avrupalı siyasetçiler Rusya’nın gerek Kırım ve Ukrayna gerekse Navalny ve içerideki muhalefete yönelik politikalarının asıl sorumlusunun bizzat Devlet Başkanı Putin olduğunu biliyor. Ama doğrudan Putin’e yönelik yaptırım kararı almaktan imtina ediyorlar. Aksine Putin ile ilişkilerini korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Zira başta Almanya olmak üzere birçok AB ülkesinin Rusya ile yakın ekonomik ilişkileri var ve bu ilişkileri riske atmak istemiyorlar.
Biden'ın Türkiye politikası, Ankara'nın kendi oyununu oynama gerçekliğini tanımalı. Erdoğan-Putin ilişkisi gibi bir ilişkinin Erdoğan ve Biden arasında kurulması ihtiyacı fark edilmeli.