Bu tanımlama 4 Nisan'da Ankara'yı ziyaret eden ABD Dışişleri Müsteşarı Victoria Nuland'a ait.
Ankara ve Washington arasında daha önce kurulan stratejik mekanizma Nuland'ın ziyaretiyle işlevsel hale geldi.
Böylece iki ülke yetkilileri ticaretten Suriye ve Ukrayna krizi gibi kritik konulara kadar görüş alışverişinde bulunma ve iş birliği imkanlarını arama çabalarını yoğunlaştırdı.
Bu ziyaretin ardından ilk somut gösterge Amerikan Dışişlerinin Kongre'den gelen Türkiye'ye F-16 satışı yapılmaması yönündeki 4 Şubat tarihli mektuba verdiği (17 Mart tarihli) cevabın medyaya yansıması oldu.
Türkiye'nin Ukrayna'ya desteğini "bölgede kötü niyetli etki için önemli bir caydırıcı" olarak niteleyen cevabi mektup, Ankara'ya muhtemel F-16 savaş̧ uçağı satışının ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla uyumlu olduğunu ve NATO'nun uzun vadeli birliğine hizmet edeceğini ifade ediyordu.
Bu mektup, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 Mart'ta Başkan Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde konuşulanların devamı mahiyetindeydi.
Erdoğan o konuşmada Türkiye'nin F-16 talebini hatırlatıp, savunma alanındaki yaptırımların kaldırılmasını istemişti.
Biden da Kongre'den olumlu sonuç çıkması için çaba sarf edeceğini söylemişti.
4 Nisan ortak bildirisi stratejik mekanizmayı etkin işletmeyi ve iki ülkenin bakanlarının yıl sonunda toplantısını öngörüyor.
İkili ilişkilerdeki "yeni enerji" ihtilaf konusu olan YPG ve FETÖ konularını parantezde tutarak savunma sanayisi (F-16lar), Doğu Akdeniz'de yeni bir dengelenme ve ticaretin artırılması gibi konulara odaklanıyor.
Sözkonusu "yeni enerjiye" ABD'nin EastMed projesine desteğini çekmesini de ekleyebiliriz.
***
Türkiye-ABD ilişkilerinde olumlu havanın oluşmasında etkili faktörleri maddeler halinde sıralayayım.- Normalleşme politikası çerçevesinde Ankara'nın Washington ile yeni sayfa açma arzusu.
- Biden'ın başkan seçilmesinden sonra bölgemizdeki aktörlerin güç dengesi hesaplarındaki değişme ve İran ile nükleer anlaşma görüşmelerinin olumlu seyrinin bu hesaplara etkisi. Bu minvalde Türkiye'nin normalleşme arayışının BAE, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır'da, farklı ölçeklerde olsa da karşılık bulması.
- Ankara'nın açılımlarının bölgede Türkiye'yi dışlayan yaklaşımı zayıflatması. Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın hamlelerinin Doğu Akdeniz'de buharlaşması buna bir örnek.
- Türkiye'nin bütün çelişkilerine rağmen Ukrayna ve Rusya ile aynı anda kurabildiği güven ilişkisi ve iş birlikleri. Savaş döneminde lider diplomasisinin getirdiği olumlu katkı. Bir yanda Boğazları kapatan ve Ukrayna'ya SİHA veren Türkiye diğer yanda Rusya yaptırımlarına katılmayarak kendisini ateşkes ve barış için arabulucu konumuna yerleştirdi. Rusya ile masaya oturabilen bir NATO üyesi olarak Türkiye ateşkes ve barışa önemli katkı verebilecek istisnai bir politika izliyor. Buça'daki insanlık dışı görüntülerden sonra İstanbul müzakereleri durmuş ise de savaş bitene kadar Türkiye'nin krizdeki diplomatik aktifliği devam edecektir.
- Rusya'nın Ukrayna işgalinin ürettiği yeni jeopolitik kırılma Türkiye'nin aktörlüğünü daha önemli hale getirdi. Bu önem kazanma sadece ülkemizin stratejik konumuyla sınırlı değil. Ankara'nın son yıllarda otonom dış politika kararları alabilmesi dikkat çekiyor. Bu yeni tavır gerektiğinde çoklu gerginlikleri taşıyabiliyor gerektiğinde kararlı normalleşme ve iş birliği trendi oluşturuyor.
- Ukrayna krizinden sonra ABD'nin Çin ve Rusya ile aynı anda iki soğuk savaşı yürütmek zorunda olması müttefiklerine yeniden yönelmesi ihtiyacını doğuruyor.
- Rusya'nın oluşturduğu güvenlik tehdidi ve enerjide Rusya'ya alternatif oluşturma mecburiyeti NATO ve AB için Türkiye'yi daha önemli hale getiriyor.
***
Bu faktörlerin Türk-Amerikan ilişkilerinde toparlanma için olumlu bir hava oluşturduğu açık ise de önümüzdeki ayların iyi değerlendirilmesi lazım.Kasım'da ABD'deki ara seçimlerin getirebileceği dağınıklık ve aynı dönemde Türkiye'nin Haziran 2023 seçim dönemine girecek olması göz önünde tutulmalı.
Ukrayna krizi Türkiye'nin yeni aktörlüğünün ne anlama geldiğini gösterdi.
Washington'un Ankara'nın özgün şartlarına ve tercihlerine saygı göstermesi olumlu havanın devamı için elzem.
Yaptırımlar konusu ilk test alanı olabilir.
Batı başkentlerinin Türkiye ile daha fazla iş birliği için 2023 seçimlerini bekleme eğiliminde olduğu da sıklıkla konuşuluyor.
Korona salgını ve Ukrayna krizi gösterdi ki, bu bekleyiş zaman ve çıkar kaybından başka bir şey değil.
[Sabah, 9 Nisan 2022].