Büyük Filistin Mitingi ve İsveç’in Katılım Protokolü

İç siyasetin gündemini hareketlendirecek iki önemli haber dün medyada yer aldı. İlki, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın önümüzdeki cumartesi günü Büyük Filistin Mitingi düzenleyeceği, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı liderlerinin de mitinge katılacağı SABAH Gazetesi'nde yer aldı. İkincisi de İletişim Başkanlığı'nın İsveç'in NATO'ya Katılım Protokolü'nün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak TBMM'ye sevk edildiğini açıklamasıydı. Bu iki haber Türkiye'nin uluslararası sistemdeki yeri, ne yapmak istediği, Batı ile ilişkileri ve İsrail-Filistin çatışmasına dair nasıl bir politika izlediği üzerine yaygın bir tartışmanın bizi beklediğini gösteriyor. Erdoğan'ın çarşamba günkü grup toplantısında Gazze ve İsveç konularında vereceği mesajların gündemi belirleyeceği anlaşılıyor.

Devamı
Büyük Filistin Mitingi ve İsveç in Katılım Protokolü
Kriter'in Kasım Sayısı Çıktı Cumhuriyetimizin 100 Yılı Zafer Değişim Yükseliş

Kriter'in Kasım Sayısı Çıktı: Cumhuriyetimizin 100. Yılı | Zafer, Değişim, Yükseliş

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 84. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 85. sayısı raflarda yerini aldı.

Erdoğan'ın Prag dönüşü uçakta gazetecilerle sohbette KKTC'de SİHAların konuşlandırılması ve başörtüsü, Alevi açılımı ile aile koruma kararlılığına dair söyledikleri gündeme oturdu.

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse Sweden Posts'a İsveç'in NATO başvurusuna dair Türkiye perspektifini değerlendirdi

NATO stratejik konseptini güncelledi. Yeni konsepte göre Rusya ‘en önemli ve doğrudan tehdit.’ 2022 Stratejik Konsepti'nde Çin ise ilk kez yer aldı. Peki, bu ne anlama geliyor? Yeni konsepti SETA Araştırmacısı Bilgehan Öztürk değerlendirdi.

Madrid Zirvesi ve Türkiye

Madrid zirvesinde yaşananlar, NATO'nun yeni stratejik konseptinin içeriğiyle birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye'nin ittifak için ne kadar kritik bir üye olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Devamı
Madrid Zirvesi ve Türkiye
Madrid Zirvesi ne Kimler Gölge Düşürür

Madrid Zirvesi’ne Kimler Gölge Düşürür?

Madrid Zirvesi'nde NATO üyelerinin ittifak içi dayanışma için rasyonel kararlar alması gerekiyor.

Devamı

Muhalefet 'adayını açıkla' çağrısına olumlu cevap vermeyi Erdoğan'ın oyununa gelmek olarak görüyor. Halbuki Erdoğan'ın 'aday' sorgulaması açıklasalar da açıklamasalar da 6'lı masayı zora sokacak.

Evet bir kimlik siyasetine tanık olacağız ancak bu 'milli çıkarları' koruyan kapsayıcı bir milli kimlik tartışması olmaya aday.

Siyasi gündemimizde 10 fırtınası esiyor. Önce 29 Mayıs'ta dördüncü buluşmasını gerçekleştiren 6 muhalefet genel başkanı 10 maddelik 'temel ilkeler ve hedefler bildirgesi' yayımladı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 69. sayısı çıktı.

Yunanistan ve Türkiye seçimlere çok yakın iken Washington'un Atina'yı, halk tabiriyle şımartması, NATO müttefikleri arasında riskli bir sürece işaret ediyor. Ankara, güvenlik taleplerinin karşılanması konusunda ısrarlı olacak. İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği vetosunda da Suriye'de operasyon konusunda da milli çıkarlarının gerektirdiği adımları atacak.

Rusya'nın Ukrayna işgaliyle birlikte Türkiye'nin jeopolitik ortamında yaşanmakta olan değişim Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetine dair önceliklerinde yeni bir hesaplamayı ve gözden geçirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Millî Güvenlik Kurulu'nun son kararı farklı bir resmi ortaya çıkarttı. Kurul, 'Güney sınırımızdaki operasyonlar' ifadesinin altını çizdi. Peki böyle bir ifade ne anlama geliyor?

Ankara, Ukrayna krizini ve tetiklediği süreci ittifakın daha güçlü olması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi ittifak içi dayanışma göstergesi olacaktır. Britanya'nın Türkiye'ye savunma sanayisi alanındaki ambargoları kaldırması diğer üyeler tarafından da takip edilmelidir.

Batı medyasında NATO'nun önde gelen ülkelerinin, Türkiye'yi vetosunu kaldırması yönünde 'ikna edeceği' fikri işleniyor. Niinistö ve Andersson'un da Biden'dan Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmesini istemiş olması düşünülebilir. Bu yaklaşımlar NATO'nun krizinin çözülmesine katkı sunmaz. Ankara ikna edilmesi gereken başkentler olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyor.

Dış politika milli bir meseledir. Uzun süre iktidar olamamanın getirdiği sorumsuzlukla ve popülist yaklaşımlarla dış politikaya yaklaşılamaz. Dış politikada devletlerin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk sadece iktidarları bağlamaz. Muhalefetin teorik olarak iktidar alternatifi olduğu düşünüldüğünde söylediği sözler, ortaya koyduğu yaklaşımlar uluslararası çevreler tarafından da çok kolay bir şekilde araçsallaştırılır.

Ankara'yı arayan Batılı yetkililer, Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladıklarını ancak iki ülkenin üyeliğinin hızlıca kabul edilmesi gerektiğini ve Ankara'nın taleplerinin hemen karşılanamayacağını öne sürüyorlar. Halbuki daha önce verilen sözlerin tutulmadığını çok iyi bilen Türk yetkililer de baskı kurulması gereken başkent olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyorlar.

Türkiye'nin, iki ülkenin (özellikle İsveç'in) üyeliği konusundaki kaygı ve taleplerini açıklaması şimdi bütün NATO başkentlerinin odağında.