Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 45. Başkanı olarak geçtiğimiz Ocak ayında göreve başlayan Donald Trump, ilk yurt dışı ziyaretlerini Suudi Arabistan, İsrail ve Vatikan’ı kapsayan bir turla gerçekleştirdi. Üç semavi dinin merkezleri konumundaki ülkelere yönelik bu turda Trump’ın muhataplarıyla öncelikli olarak ele aldığı konular arasında DEAŞ’a karşı yürütülen mücadelenin yoğunlaştırılması, İran tehdidine karşı Ortadoğu ve İslam ülkeleri merkezli “tek bir cephe” oluşturulması, İsrail-Filistin sorununun çözümü ve bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için müzakere sürecinin hızlandırılması gelmektedir. Trump’ın bu ziyaretlerle yeni dış politika yönelimine dair de bir mesaj vermek istediği söylenebilir. Bu çerçevede Trump’ın ziyaretinin, Barack Obama döneminde adeta bir kenara konulan “geleneksel müttefikler” ile ilişkilerin yeniden canlandırılması amacına da hizmet etmesi beklenmektedir. Nitekim Obama döneminde hem Suudi Arabistan hem de İsrail ile gerilen ilişkilerin onarılması, Trump yönetiminin özellikle Ortadoğu siyaseti açısından büyük önem taşımaktadır..
Perspektif: Trump’ın Suudi Arabistan Ziyaretini Anlamlandırmak: İlişkilerin Restorasyonu?
Obama döneminde Washington-Riyad ilişkilerinde gerilim alanları nelerdi? Trump döneminde iki ülke ilişkilerinin şekillenmesinde hangi faktörler etkili olacak? Donald Trump’ın Ortadoğu ziyareti ABD-Suudi Arabistan ilişkileri için ne anlama geliyor?
Etiketler »
İlgili Yazılar