Mezhepçilik ve İslam Dünyasının 21. Yüzyılı

İslam dünyası, kendi içinde parçalanmasına yol açan mezhepçilik ve diğer aşırılıkları ortadan kaldıramadığı sürece, son 200 yılda olduğu gibi 21. Yüzyılda da uluslararası güç mücadelesinin mağduru olmaya devam edecektir.

Devamı
Mezhepçilik ve İslam Dünyasının 21 Yüzyılı
Türkiye-Malezya İş Birliğinde İslamofobiye Karşı Ortak İletişim Projesi

Türkiye-Malezya İş Birliğinde İslamofobiye Karşı Ortak İletişim Projesi

Malezya'da gerçekleştirilen 2019 Kuala Lumpur zirvesi İslam coğrafyasının kendi sorunlarını tartıştığı, teşhis ettiği, değerlendirdiği ve çözüm aradığı bir toplantı olarak kayıtlara geçti.

Devamı

Malezya'nın ev sahipliğinde elli altı ülkeye giden davet neticesinde farklı katılım düzeyinde bir zirve gerçekleşti. Türkiye, Katar ve İran cumhurbaşkanı düzeyinde katıldı ve çeşitli konularda görüşlerini dile getirdi.

Erdoğan'ın konuşması Türkiye'nin uluslararası siyasette nasıl bir rol oynadığı ya da oynamayı arzu ettiğini açık bir şekilde ortaya koyan bir konuşmaydı. Konuşmanın sadece düzenin sahibi konumundaki Batılı ve İsrail gibi devletleri rahatsız etmediği, Müslümanların hassasiyetleri ve çıkarları konusunda parmağını kıpırdatmayan bölge ve İslam devletlerinin de canını sıktığını söylemeliyiz. Konuşma aynı zamanda "Suudi Arabistan ne işe yarar?" sorusunu da sormaktaydı.

Erdoğan pazar gününü ağırlıklı olarak New York'taki sivil toplum ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılarına ayırdı. Pazartesi liderlerle görüşmeler öne çıkarken bugün Genel Kurul'a hitap ediyor. Erdoğan'ın 2014'teki konuşmasına benzer, etkili bir konuşma yapması bekleniyor. Bilindiği gibi, "Dünya beşten büyüktür" mottosu ile Erdoğan, küresel adaletsizliklere ve çatışmalardaki insani drama işaret eden neredeyse tek dünya lideri. Batı dışı toplumların ve elbette İslam dünyasının sorunlarını dünyaya haykırmaktan geri durmuyor.

11 Eylül terör saldırıları üzerinden on sekiz yıl geçti. Bu saldırılar hala tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değil. Ancak saldırılar dünya siyasetinde önemli kırılmalara neden oldu ve İslam dünyasında kapanmaz yaralar açtı. Başka bir deyişle, saldırılardan sonra Bush "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demişti ve nitekim birçok şey değişti.

AK Parti ve Türkiye’nin Değişen Güvenlik Asabiyesi

AK Parti on sekizinci yaşını kutluyor. Geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca AK Parti modern Türkiye siyasi hayatını belki de başka hiçbir partinin tarihte yapamadığı kadar etkiledi. İç siyasette yaşanan köklü dönüşümün yanı sıra Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde de geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca büyük dönüşümler ve kırılmalar tecrübe edildi ve hala edilmeye devam ediliyor. AK Parti söz konusu dönüşüm ve kırılmaların hem öznesi ve muhatabı hem de hedefi oldu.

Devamı
AK Parti ve Türkiye nin Değişen Güvenlik Asabiyesi
Türkiye Olmak Dünyanın Tüm Meselelerini Yaşamak Demek

Türkiye Olmak, Dünyanın Tüm Meselelerini Yaşamak Demek...

Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.

Devamı

Batıda, özellikle de Amerika’da sektör denilebilecek düzeyde yaygın olan düşünce kuruluşları, Türkiye’de çok fazla bilinmiyor. Bunlardan en kapsamlı olan SETA, birçok alanda çalışmalarının yanı sıra geçen haftalarda Toplum ve Medya biriminin hazırladığı “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporuyla gündeme geldi. Raporda, yabancı medyada çalışan gazetecilerin isimlerine de yer verildiği için, “SETA fişleme mi yapıyor” algısına yol açtı.

Suriye, Libya ve Yemen’de uzun zamandır süren iç savaşlar her gün yeni kurbanlar almaya devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin çoğu çocuklar, kadınlar ve savaşla ilgisi olmayan diğer siviller.

İslam coğrafyasının önde gelen ülkelerinin reddettiği “Refah için Barış” çalıştayı ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik planlarını tek taraflı empoze etme çabalarının bir devamı niteliğindedir. Tam da bu nedenle gerek Bahreyn toplantısı gerekse de yüzyılın anlaşması planı sadece Filistinliler nezdinde değil, İslam coğrafyasının genelinde gayrı-meşru bir girişim olarak görülmeye devam edecektir.

Mısır'da 3 Temmuz 2013'teki askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan ülkenin demokratik seçimlerle göreve gelmiş ilk sivil devlet başkanı ve Müslüman Kardeşler hareketi üyesi Muhammed Mursi'nin vefat haberi başta Türkiye olmak üzere tüm İslam aleminde üzüntüyle karşılanmıştır. Nitekim Mursi Arap dünyasında uzun yıllardır beklenen demokratik bir kalkışmanın en önemli aktörlerinden birisi olarak görülmüş ve mücadelesi Türkiye'deki kamuoyu tarafından güçlü bir biçimde desteklenmiştir. Aynı şekilde AK Parti de Ortadoğu'nun en geniş toplumsal tabana sahip sivil toplumsal hareketi olan Müslüman Kardeşler'in Mısır'daki siyasi tecrübesinin başarılı olması için destek vermiştir.

Mursi’nin katillerini ararken karşımıza çıkan diğer zanlılar ise darbenin azmettiricisi ülkeler. Sisi ve Mısır ordusunun sadece perdenin önündeki fail olduğunu herkes görüyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı İsmail Numan Telci, 2013 yılında Mısır’da gerçekleşen darbe üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Uzmanlar, Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin dün mahkeme salonunda hayatını kaybetmesinin Orta Doğu halkları üzerindeki etkilerini ve Müslüman Kardeşler'in bu süreçten sonra nasıl bir politika izleyeceklerini AA muhabirine değerlendirdi.

Nisan ayındaki iki gelişme dikkatleri bir kez daha küresel medyanın Türkiye'deki faaliyetlerine çekti. Önce 15 Nisan'da İngiltere merkezli The Indepentent bir internet gazetesi olarak Türkçe yayına başladı. Ardından 29 Nisan'da küresel medyanın dört önemli devlet kuruluşu ortak bir platform oluşturarak YouTube kanalı üzerinden sektöre girdi.

İster seküler ister dindar olsun, ister Alevi ister Sünni olsun, ister Türk ister Kürt olsun Batı’da yaşayan Müslüman kökenli her bir birey faşist Batılı zihin kodlamasında düşman kategorisinde değerlendirilmektedir. Bu tespiti güçlendiren yakın tarihimizden bir örnek yine Bosna’da karşımıza çıkmıştır. Hatırlanacağı gibi savaş öncesinde Bosnalı Müslüman halkın İslam’la ilişkisi “kültürel Müslümanlık’’ olarak nitelenebilecek düzeye daha yakın idi. Buna rağmen başta Sırp ve Hırvatlar olmak üzere Batı dünyasının Bosna Müslümanlarına karşı tavrını hepimiz biliyoruz.

SETA Strateji Araştırmaları Direktör Hasan B. Yalçın Avrupa’daki popülist söylem ve yükselen aşırı sağ hakkında değerlendirmede bulundu.

Trump yönetiminin İsrail yayılmacılığına desteğinin teolojik bir altyapısı var..

Doç. Dr. Yusuf Özkır: Yeni Zelanda teröristi bile Türkiye’nin bekasını ve Başkan Erdoğan’ı hedef alıyor.Terör örgütleri güçlenen Türkiye’yi tökezletme peşinde. Bunların hepsi Erdoğan’ın zayıflamasını iple çekiyor. Bu yüzden muhalefete kazandırma çabasındalar ve bunu da gizlemiyorlar.

Trump, İsrail yayılmacılığını meşrulaştırmak için bir adım daha attı. Geçen yıl mayıs ayında Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştı. Önceki gün de "52 yılın ardından ABD için İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tam olarak tanımanın zamanı geldi" açıklamasını yaptı. Dünya başkentlerinden bu kararı reddeden tepkiler geldi.