Yeniden Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı seçilerek ikinci dönemine hızlı bir giriş yapan Donald Trump, bugünlerde bir yandan akıllara ziyan Gazze Planıyla diğer taraftan Rusya ve Ukrayna savaşındaki keskin arabuluculuk rolüyle dünyayı sarsmaya devam ediyor. Ayrıca farklı ülkelere yönelik toprak talepleriyle, yeni gümrük vergileriyle, oldukça sert tehditleriyle de küresel krizleri tetikliyor. Dış siyasette Trump gündemleri sarsarken iç siyasette ise yeni dönem partneri Elon Musk yepyeni krizleri doğuran isim olarak öne çıkıyor.
Aslında Musk, teknoloji konusundaki gelişmeleri takip edenler için oldukça yakından takip edilen bir isim. Hatta son dönemdeki en başat figür bile denebilir. Yakın dönemde ise bu unvanını perçinleyecek gelişmeler yaşanıyor. Özellikle devlet ve teknoloji şirketleri mücadelelerini gündeme alırken, Elon Musk'ın son dönemde Donald Trump'la ABD siyaseti için kurduğu ittifak konuya yeni bir boyut kazandırmıştı. Trump'ın ikinci başkanlık döneminde, Musk'ın hükümette aldığı verimlilik dairesi eş başkanlığı görevi, teknoloji şirketlerinden devletlere yeni bir güç temerküzüne mi işaret ediyor sorusu gündeme gelmişti. Şimdi bu güç temerküzünün boyutları ABD iç siyasetinde yepyeni gelişmelere işaret ediyor.
Trump, görevi devralmasının akabinde tasarruf gerekçeleriyle Musk eliyle yeni bir reform sürecini başlattı. Bu kapsamda işten çıkarmalar, kurum kapatmaları, bütçe kesintileri gibi politikalar hızla uygulamaya koyuldu. Bakanlıklardan ajanslara farklı kurumlarda federal görevlilere Muskvari epostalarla işten ayrılma bilgilendirmeleri atıldı. Bu süreçte özellikle ABD Hazine Bakanlığına ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'na (USAID) yönelik eylemler en çok ses getiren adımlar oldu.
Elon Musk ve ekibinin, verimlilik gerekçesiyle şahıslara ve şirketlere yönelik Hazine Bakanlığı verilerine -bürokratik karşı çıkışlara rağmen- erişmesi ciddi sonuçlara gebe. Musk, elinde sihirli bir kelimeye dönüşen verimlilik kavramıyla sert bir müdahale sonucunda bu erişimi sağladı. Ancak büyük şirketler sahibi bir ismin, kamunun elindeki mali verileri toplaması piyasada rekabet, aktörler arası adalet, mali mahremiyet, finans politikaları gibi başlıklarda soru işaretlerin de beraberinde getirdi.
Diğer taraftan bu mahrem verilerin Musk'ın şahsında vücut bulan dijital teknokratlara sunulmuş olması, verilerin yapay zeka eğitimleri ya da büyük veri analitikleri gibi kapsamlarda kullanılma riskiyle bağlantılı olarak bambaşka etik sorunları da gündeme getirecek. Buradaki bir diğer sorun ise kamu sektörü ve özel sektör arasındaki sınırların gittikçe bulanıklaşması ihtimali. Daha önce rekabet olarak tanımlandığımız alandaki bulanıklaşma, özellikle dijital alandaki dengeyi şirketler lehine ve devletler aleyhine döndürme riskini de barındırıyor.
Hazine Bakanlığı kadar ses getiren bir diğer uygulama ise USAID'e yönelik müdahaleler oldu. Musk, USAID'i gerçek bir kötücül yapı olarak ilan etti ve bu tarz uzun süreli ve işlevsiz yapıların gerekirse kökünün kazınması gerektiğine yönelik açıklamalarda bulundu. Burada da yine bütçe kesintileri, işten çıkarmalar ya da politika değişimleri gündeme geldi. Ancak asıl fırtına, Musk'ın daha önce Twitter'ı devraldığı dönemde uyguladığı ifşalama geleneği nedeniyle koptu. Çünkü Musk, USAID'in uygulamalarının yanlış olduğunu göstermek için harcanan fonlara ve başlıklarına dair bilgilerin servis edilmesine en hafif ifadeyle 'müsaade etti'.
Bu sızıntılarda pek çok fona, projeye ve ülkeye dair bilgiler yer aldı. Aktarılan bilgilere göre sızıntıların da iki boyutu var. Birinci boyut Musk'ın özellikle şikayetçi olduğu konu olan fonların usulsüz, gereksiz ve verimsiz olarak harcanması. Örneğin ilgili fonlarda harcamaların yarısının danışmanlara ya da yöneticilere harcandığı iddiası ya da harcamaların kullanıldığı alanların şeffaf olmaması bu kapsamda gündeme geldi.
İkinci boyut ise küresel ölçekte ilgi uyandırıyor. Çünkü USAID eliyle dünyanın farklı bölgelerinde sivil toplum kuruluşlarına dağıtılan fonlarla ülkelerin siyasetleri, toplumları, ekonomileri, akademileri, medyaları dizayn edilmeye çalışılmış. Örneğin ünlü haber ajansı Reuters ile yürütülen projelerle medya manipülasyonu ve dezenformasyon çalışmaları yürütüldüğü iddiası gündeme geldi. Ya da Soros Vakfıyla ortak olarak desteklenen Internews aracılığıyla Gürcistan'da Gül Devrimi ya da Ukrayna'da Turuncu Devrim'in desteklendiği iddiaları bu kapsamda.
Kazakistan'dan Irak'a, Lübnan'dan Suriye'ye, Uganda'dan, Guatemala'ya, Afganistan'a, Panama'ya kadar çok sayıda ülkedeki ilginç başlıklarda projelere destekler görmek mümkün. Medyadan tarıma, mültecilerden toplumsal hassasiyetlere kadar farklı başlıklarda tali önceliklere dair çalışmalar gerçekten ilgi çekici. Tabi bu bilgiler ABD'nin fonlar aracılığıyla yürüttüğü faaliyetlere dair de tartışmaları gün yüzüne çıkarıyor.
Sonuç olarak Musk, yeniden bir arı kovanına çomak sokmuş oldu. Daha önce Twitter'ı devraldığında yaşanan senaryonun bir benzerini sahneye koydu. Kamu kurumlarına yönelik reform söylemleri ve uygulamalarıyla da yeniden hem ABD'de hem küresel ölçekte gündem olmayı başardı. Bu tartışmalar nedeniyle ABD'de 14 eyalet Musk'ın faaliyetlerine yönelik davalar açtılar. Anayasaya aykırılık tartışmalarıyla birlikte Musk'ın 'sınırsız güce' erişmesi ciddi rahatsızlıklar meydana getirdi. Sendikalar da bu tartışmalar da Musk'ın bir diğer karşıtları. Liberal piyasada bir aktörün bu kadar başat hale gelmesi ve rakiplerine üstünlük sağlamaya başlaması da tartışmanın başka bir ayağı.
Öte yandan küresel ölçeğe baktığımızda Trump'ın Musk eliyle yürüttüğü verimlilik söylemleri yönetsel açıdan tüm dünyada da yeni başlıklar açabilir. Kamu reformu söylemleri ve devlette küçülme tartışmalarının başka ülkelerde yeni politikalara yol açma olasılığını göz ardı etmemek gerek. 1980'lerde ABD Başkanı Ronald Reagan ve İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher eliyle yürütülen ve devletlerin küçülmesi paradigmasıyla ifade edilen özel sektör yöntemlerinin kamu sektörüne aktarılması çalışmaları, Musk'la yeniden ve çok daha güçlü bir biçimde vücut bulmuş oluyor. Diğer taraftan ise bir dijital ekosistemin en çok konuşulan isminin, kamuda aktif olarak pek çok hassas noktada karar alıcı ve uygulayıcı konumuna yükselmesi radikal bir dönüşümü tetikliyor.
Musk'ın içinde olduğu her konu gibi burada da taraftarları ve karşıtları var. Musk, Dubai'de bir teknoloji forumunda yürüttüğü verimlilik çalışmalarına yüzde yetmiş civarı halk desteği olduğunu iddia etti. Bakalım bu uygulamalar ve destek ne kadar devam edecek ve bakalım bu adımların küresel yankı odalarındaki karşılığı ne olacak.
[Sabah, 15 Şubat 2025]