Suriye sahasındaki hareketlilik hatta belirsizlik bir süre daha devam edecek. Rejim muhalifleri sahada beklenmedik bir ilerleme sağladı. Sadece askeri olarak değil, ele geçirilen yerlerin yönetimi, Suriye içi farklı yapı ve gruplarla yürütülecek ilişki biçimi, içeriye ve dışarıya yönelik iletişim kampanyasının yürütülmesine kadar farklı konularda muhalefetin bir hazırlığının olduğu anlaşılıyor.
Şu anda, muhalefet Halep'te bir statüko oluşturabilmek, rejim güçleri ise Şam'ın güvenliği için Hama'da bir hat oluşturmaya çalışıyor. Rejim, muhalefeti geri püskürtmeye çalışsa da, İran ve Rusya'nın beklenen desteği vermediği bir denklemde bunu başarması zor. Her iki taraf için operasyon üstünlüğünün kimde olduğu değişkeni, sahayı belirleyeceği gibi siyasi çözüme yönelik parametreleri de etkileyecek.
İsrail'in Lübnan'a saldırıları devam ettirmesi, Tahran'ın Trump dönemine hazırlanma zorunluluğu, Irak yönetiminin, milislerin Suriye'ye geçmesine gönülsüz davranması İran'ın Suriye'de etkinlik kurmasını zayıflatıyor.
Rusya'nın Suriye'deki düşük kapasitesi ile sahayı tamamen değiştirecek bir askeri operasyona dahil olması rasyonel gözükmüyor. Körfez ülkelerinden bazıları Esad'a desteğini açıklasa da bu bir askeri operasyon desteği anlamına gelmiyor.
Halep'in muhalefetin elinde kalması, burada bir statüko oluşturması, hatta hem Suriye içinden hem de Türkiye'den belirli bir nüfusun buraya dönmesi muhalefetin elini güçlendirir. Böyle bir statükonun oluşmasında, Astana Formatı çerçevesinde Halep'i de içeren yeni bir çatışmasızlık bölgesinin oluşturulması gereklidir. Bu bağlamda cuma günü Doha'da yapılacak Astana Toplantısı'ndan çıkacak sonuç önemli.
Yeni bir çatışmasızlık bölgesinin oluşturulması durumunda, HTŞ, Suriye'nin geleceği için kendisini yeniden konumlandırma ve yapılandırma arayışına gidecektir. Bunu aynı zamanda terör örgütü listelerinden çıkmak için kullanacaktır. Ancak muhalefet için en büyük meydan okuma, farklı sahaların kontrolünün kimde olacağına yönelik iç çatışmanın yaşanma ihtimalidir. Bu konuda şimdiden gerginlikler başladı.
Devam eden askeri hareketliğin yönü nereye giderse gitsin artık Suriye'de tüm taraflar için yeni bir denklem var. Bu yeni denklemde, sürdürülebilir ve adil bir çözüm için en fazla diplomatik çaba gösteren ülke Türkiye.
Türkiye, bir taraftan PKK ve PYD terör örgütünün -sahadaki hareketlilikten faydalanarak- yeni alan kazanmasını istemiyor. Tel Rıfat terörden temizlendi. Terör örgütünün Münbiç'e giden lojistik hattı kesildi. Önümüzdeki günlerde buraya da bir operasyonun olma ihtimali yüksek. Bu bağlamda Türkiye'nin sahada eli daha da güçlendi. Diğer taraftan da, diplomatik temaslarını yoğunlaştırmış durumda. Suriye'de siyasi bir çözüme ulaşmak için ilgili tüm taraflarla görüşüyor. Türkiye'nin diplomatik çabalarıyla, muhatap ülkeler Esad'ı siyasi bir çözüm konusunda en azından masaya oturtabilirse mevcut çatışmalar daha da derinleşmez.
Ancak Esad yönetimi, farklı ülkelerin baskısı ile ya da onların desteğine güvenerek askeri çatışmayı sürdürmeyi seçerse, bu hem rejim için hem Suriye'nin geleceği, hem de bölge ülkelerinin istikrarı açısından en kötü senaryo olur. Suriye meselesinden dolayı, Irak'ta yaşanacak bir darbe girişimi, tüm bölgeyi etkiler. Şu an için Suriye'de mevcut denklemin nereye evrileceğini kestirmek zor. Sahada dengeler bir anda değişebilir. Belirsizlik devam ediyor. Sahadaki dengelerin ne yöne gideceğinde Trump'ın Suriye konusunda alacağı tutum da belirleyici bir değişken olacak.
[Sabah, 4 Aralık 2024]