Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nca (SETA) yayınlanan "24 Haziran Seçimlerinin Siyasi Anlamı" başlıklı analizde, Türkiye'nin siyaset tarihinde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle bürokrasi odaklı otorite anlayışının geri plana itildiği ve 15 Temmuz darbe girişiminin geri püskürtülmesiyle milli iradenin ülke siyasetinde hakim hale geldiği bildirildi.
SETA'dan yapılan açıklamaya göre, SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü'nden Ali Aslan tarafından kaleme alınan, "24 Haziran Seçimlerinin Siyasi Anlamı" başlıklı analiz yayınlandı.
Analizde tarihi-yapısal bir çerçevede, "Otoritenin kaynağı nedir?", "AK Parti siyaseti içerisinde yerli ve milli siyaset nereye oturmaktadır", "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin siyasi anlamı nedir?", "Muhalefet bloku AK Parti'nin öncelik ettiği köklü siyasi değişim karşısında nasıl bir strateji izlemiştir?" soruları çerçevesinde, 24 Haziran seçimlerinin anlamı ve önemi ortaya kondu.
Milletin iradesini siyasi otoritenin kalbine yerleştiren, yerli-milli siyaseti benimseyen ve bunu Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemiyle hayata geçirmeyi hedefleyen Cumhur İttifakı karşısında, parlamenter sistemi destekleyen ve bunu her türlü ekonomik ve toplumsal problemle bağdaştırmaya çalışan muhalefetin izlediği stratejiler, analizde detaylı olarak incelendi.
Analizde, 24 Haziran seçimlerinin çok partili dönem ile başlayan ve 2002'den sonra AK Parti iktidarıyla güçlenen milli iradeye dayalı demokratik siyaset anlayışının hayata geçmesi bakımından önem arz ettiği vurgulanarak, Türkiye'de siyasi düzenin demokratikleşmeye başladığı 19. yüzyıldan beri her seçim döneminde gündeme gelen "Otorite'nin kaynağı nedir?" sorusunun millet idaresi, bürokratik idare ve birey/hukuk idaresi olmak üzere üç cevap üzerinde yükseldiği belirtildi.
Türkiye siyasi tarihinde AK Parti iktidarı süresince ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde bürokratik ve oligarşik otorite anlayışının zamanla kaynağını millet iradesinden alan otoriteye bıraktığının altı çizilen analizde, Türkiye siyaset tarihinde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle bürokrasi odaklı otorite anlayışının geri plana itildiği ve 15 Temmuz darbe girişiminin geri püskürtülmesiyle milli iradenin ülke siyasetinde hakim hale geldiği ifade edildi.
Analizde, AK Parti'nin iktidarı boyunca birden fazla siyasi özne ortaya koyduğu ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki dönemde güvenlik ve beka meselesinin Türkiye'nin en önemli sorunu haline geldiği ve bu bağlamda AK Parti'nin yerli-milli siyaseti, özne konumuna yükselttiği vurgulandı.
Türkiye'deki demokratikleşme süreciyle de ilgili olarak geniş bir çerçeve sunulan analizde, bu kapsamda Türkiye'nin demokratikleşme süreci ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişe kadarki tarihsel süreç Anayasal Monarşi, Bürokratik Oligarşi ve Tek Parti İktidarı, Yeni Oligarşi ve Vesayetçi Parlamentarizm ile Cumhuriyet ve Demokratik Düzen başlıkları altında incelendi.
Analizde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin yüz elli yılı aşkın bir süredir devam eden demokratikleşme ve bağımsızlık mücadelesinin kritik zirve noktasını oluşturduğu belirtilerek, bu doğrultuda 24 Haziran seçimlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeniden inşasını öngören, halkın doğrudan Cumhurbaşkanını seçebildiği kapsamlı dönüşüm sürecinin kritik bir adımı olduğu vurgulandı.
Muhalefet blokunun AK Parti'nin öncülük ettiği köklü siyasi değişim ve Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemine karşı adalet odaklı siyaset anlayışı benimsenmeye çalıştığı ifade edilen analizde, muhalefetin millet idaresini benimseyen anlayışa karşı çıkmasını, demokrasiye mesafeli yaklaşımını, toplumun tamamına hitap eden siyasi bir özne ortaya koyamayışı ve popülist vaatlerle bezenmiş siyasi kampanyaların bu başarısızlığın altında yatan temel unsurlardan olduğu dile getirildi.
16 Nisan referandumuyla gerçekleştirilen hükümet sistemi değişikliğiyle millet idaresinin merkeze alındığını ve geniş halk kesimlerine hitap etmeden iktidar olmanın yolunun kapatıldığı vurgulanan analizde, 19. yüzyıldan beri Türkiye siyasi tarihinde millet idaresi uğruna edilen siyasi ve toplumsal mücadeleler detaylıca incelenerek, bu noktada halkın iradesinin sağlam zeminlere oturtulması açısından, 24 Haziran seçimlerinin siyasi önemi ortaya konuldu.
İktidarın demokratikleşme adımları karşısında muhalefetin takındığı tutumu Ali Aslan, 2002'den bugüne Bürokratik Vesayetin Direnci (2002-2010), FETÖ-CHP-PKK İttifakı (2010-2016) ve AK Parti’yi Geriletme Siyaseti (2016- ?) olmak üzere üç başlık altında inceledi.
[AA, 19 Haziran 2018]