Önce bir hususu net olarak belirtelim. Dünyada en demokratik olarak tanımlanan ve yönetimin mükemmel işlediği iddia edilen siyasal sistemlerin bile birçok sorunu vardır.
Örneğin ABD başkanlık sisteminin revizyonuna yönelik bir yığın tartışma uzun yıllardan beri mevcuttur.
Siyasal sistemlerin uygulama pratikleri üzerinden iyileştirilmesine yönelik tartışma yapılmasında bir beis yoktur. Ancak, yapılan tartışmalar üzerinden önerilerin de ortaya konulması lazımdır.
Türkiye yeni bir siyasal sisteme geçti. Seçimlerin ardından da yeni sistemle ilgili muhalefetin farklı kesimleri bir tartışma başlattılar.
Bir önceki yazıda muhalefetin sistem tartışması ile neyi amaçladığını belirtmiştim. Sistem tartışması başlatmasının arka planında amaçlananları bir tarafa bırakırsak, sistemin revizyonuna yönelik tartışmanın bizatihi yapılış şekli yanlıştır.
Önce bir ilkenin altını çizmek gerekir. Parlamenter sistemin mantığı ile başkanlık sistemi tartışılmaz.
Her sistemin anayasal ve kurumsal yapısı, kendi içinde bir işleyiş mekanizmasına ve denge ve denetleme araçlarına sahiptir.
Bu bağlamda, sistemlerde iyileştirmeye yönelik tartışma ve önerilerin de o sistem içinden sorunlara yaklaşılarak yapılması gerekir.
Muhalefetin bir kısmının doğrudan yeni sistemi reddederek parlamenter sisteme dönüş referandumu çağrısı yapmasının da bir karşılığı yoktur.
Parlamenter sisteme dönüş çağrısını yapanlara öncelikle şu sorunun sorulması gerekir: Türkiye’de uzun süre uygulanan parlamenter sistem sanki çok mu iyi bir yönetimdi?
Eski sistem çok iyi bir yönetim pratiği ortaya çıkarsaydı, kırk yıldan fazla bir sürede kesintisiz bir şekilde, sistem değişimi tartışması yapılmazdı.
Sistem içi revizyonlarla parlamenter sistem işletilebilseydi, birkaç kez yeni anayasa kabul edilmezdi. Ya da 1982 Anayasasında 18 kez büyük revizyona gidilmesine rağmen, “yönetilebilirlik sorunu” ve “demokrasi açığı tartışması” sonlanmış olsaydı, yeni bir siyasal sisteme hiç ihtiyaç duyulmazdı.
Dolayısı ile sistemle ilgili illa bir tartışma başlatmak istiyorsanız önce mevcut sistem içinde kalarak, başkanlık sistemi mantığı ile ve somut önerilerle ortaya çıkmanız gerekir.
Sistem değişiminde bir geçiş dönemindeyiz. Geçiş döneminde bazı sorunlar yaşanabilir. Sistem değişimi sıradan bir anayasal değişiklik olmadığı ve devletin yeniden yapılandırılmasını gerektirdiği için kuşkusuz bazı sorunların da yaşanması kaçınılmazdır.
Öncelikle, kurumsal yapıların dönüşmesi ve bürokrasinin işleyiş mekanizmasında kademelendirme ve hiyerarşik değişiklikler söz konusu olduğu için yasal ve teknik sorunlardan kaynaklı aksaklıklar yaşanabilir.
Ayrıca bakanlıkların birleştirilmesi, bürokrasi içinde yer değiştirmeler, kademe ve hiyerarşi yapılarında yeniden yapılanma gibi hususlardan dolayı, bürokrasinin iş yapma tarzında ve yaptığı işi sahiplenmesinde sorunlar ortaya çıkabilir. Bu bağlamda bürokrasinin bir kısmı çıkar alanları zedelendiği düşüncesiyle değişime direnç de göstermiş olabilir.
İlaveten, yeni sistemin alt düzeyde uygulayıcıları için belirli bir adaptasyon ve öğrenme sürecine ihtiyaç vardır. Adaptasyon ve öğrenme sürecine karşı gönülsüz yaklaşım da söz konusu olabilir.
Tüm bunların ötesinde, siyasetçiler ve uygulayıcılar arasında, özellikle mevcut durumda bakanlıkların önemli bir kısmının siyaset içinden gelmemesinin oluşturduğu durumdan kaynaklı kopukluklar ve sorunların varlığı da zaman zaman gündeme gelmektedir.
Bu bağlamda, özellikle toplumun talep, beklenti ve şikâyetlerinin sisteme ulaşmasında geçiş sürecinden kaynaklı yavaşlamalar olmuş olabilir.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendisine bazı şikâyetler gelmiş olacak ki, yeni sistemin bir yılının geride bırakıldığından hareketle; aksayan yönlerinin tespiti için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında bir komisyonun oluşturulduğunu duyurdu.
Bu açılardan bakıldığında, yapılması gereken sistem içindeki uyum sorunlarının, aksamaların, eksikliklerin, işlemeyen mekanizmaların, direnç gösteren yapıların ve bürokratik yönetim kademelerindeki yöneticilerden kaynaklı problemlerin öncelikle tespit edilmesi gerekir.
Ardından da bu alanlarda yaşanan geçiş dönemi sorunlarının giderilmesine yönelik adımlar atılmalıdır.
Parlamenter sisteme dönüş tartışmasının bu anlamda ülkeye hiçbir faydası yoktur. Başkanlık sistemine 40 yıldan fazla bir sürede yapılan tartışmaların ardından geçildiği dikkate alındığında, geri dönüş tartışması sadece zaman kaybıdır.
[Türkiye, 6 Temmuz 2019].