Türkiye Barzani’nin referandum kararında ısrar etmesi durumunda bir dizi ekonomik, siyasi ve askeri yaptırımın uygulamaya koyulacağı konusunda net bir duruş sergilemişti. Referanduma karşı çıkmasının oldukça rasyonel sebepleri vardı. Bunlar arasında etnik ve/veya mezhebi çatışmalara neden olması, Irak’ı dış müdahalelere açık hale getirmesi, oluşacak güç boşluklarının PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleri tarafından doldurulması ve kontrolsüz insan hareketlerini tetiklemesi gibi gerekçeler bulunmaktaydı. Böyle bir adımın Barzani’nin IKBY’deki konumuna da zarar vereceği konusunda uyarılarda bulunmuştu. Geldiğimiz noktada uyarılarının haklılığı kısa sürede ortaya çıkan Türkiye, IKBY yaptırımlarını uygulamaya soktu.
Ovaköy sınır kapısı ile Türkiye’nin Bağdat’la doğrudan ticaret geliştirmesi ve iki ülke arasındaki geçiş noktası konumundaki IKBY’nin devre dışı bırakılması amaçlanmakta. Bu adım atılırken Kuzey Irak halkının zarar görmemesine de azami dikkat gösteriliyor. Habur IKBY’nin enerji hatlarıyla birlikte en büyük gelir kalemlerinden bir tanesiydi. Türkiye’den gelen mallar, IKBY’de hem iç piyasada tüketiliyor hem de bir nevi “ihraç” ediliyordu. Irak’ın diğer bölgelerine ihraç edilen bu mallardan IKBY ciddi vergi elde ediyordu.
İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRECEK
Ovaköy sınır kapısından Telafer üzerinden Musul’a ve Bağdat’a ulaşması planlanan karayolu güzergâhının güvenliğinin sağlanması durumunda kullanılabilir bir hat olacaktır. Ovaköy Irak ve Türkiye arasında güvenlik işbirliğini de güçlendirecek. Ovaköy-Bağdat hattına çok yakın mesafede bulunan Sincar’daki PKK varlığı ve PYD ile senkronize hareket etmesi, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit etmektedir. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda Bağdat’a verdiği destek karşılığında en somut talebi PKK ile mücadeledir. Sincar’daki PKK varlığı, Türkiye ile Irak arasında potansiyel bir işbirliği alanıdır. Bağdat hükümetinin Kerkük operasyonu öncesi yaptığı açıklamada PKK’nın Irak topraklarından komşu ülkelere saldırmasına müsaade edilmeyeceğini söylemesi iki ülke arasındaki müzakerelerin sonucudur. Türkiye de Kerkük’ün Bağdat’ın kontrolüne geçmesinin ardından yaptığı açıklamada PKK tehdidi vurgusu yapması, gelecekte mücadelede işbirliğine işaret etmektedir.
YENİ BİR DÜZLEME GİRİLDİ
KDP-KYB arasındaki tarihi ihtilafların kullanılarak IKBY’nin askeri ve siyasi reflekslerinin felç edilmesi, Kerkük içindeki Şii Türkmenlerin operasyonda aktif olarak kullanılması ve Kerkük Valisi olarak bir Arab’ın atanarak Arapların sürece dâhil edilmesi, KYB yönetimine Süleymaniye’nin geleceğine ilişkin bazı sözlerin verilmesi Irak’ta yeni bir düzlemin göstergesidir. Her halükarda yeni bir müzakere masası kurulacak ve Türkiye’nin tüm telkinlerine rağmen Barzani bu masada oldukça zayıflamış bir şekilde yer alacaktır.
[Akşam, 18 Ekim 2017]
.