SETA > Yorum |
İdlib'de Suriye Kazandı

İdlib'de Suriye Kazandı

İdlib'in merkezi ele geçirildi ama rejim havadan bombardıman imkanına hala sahip. İdlib'in 4 günde düşmesi, rejimin karizmasını yerle bir etti. Bu da rejimin şehir merkezine yönelik havadan ve füzelerle saldırma ihtimalini yükseltiyor.

Suriyeli muhaliflerin İdlib vilayet merkezini ele geçirmeleri haklı olarak basında geniş yer buldu. Muhalifler halihazırda önemli bir kısmını ellerinde tuttukları İdlib'in, merkezine doğru son 4-5 gündür operasyon başlatmışlardı. Çeperdeki kontrol noktalarını birer birer düşürdükten sonra önce merkezdeki önemli noktaları aldılar ardından da tüm hakimiyeti ele geçirdi. Rakka'dan sonra ilk defa bir vilayet merkezi muhaliflerin eline geçerken Esed rejiminin şebbihaları da fazla mukavemet gösteremeden güneye doğru kaçtı.

Operasyona dair belki ilk altının çizilmesi gereken konu, muhaliflerin birlikte ve eşgüdümlü hareket ettikleri zaman ne kadar verimli olabilecekleri. Operasyondan önce 7 muhalif grup bir araya gelerek Fetih Ordusu'nu kurdu ve ortak operasyon odasından "İdlib Gazvesi"ni yönetti. Bu gruplar Ahrar'uş-Şam, Cund'ul-Aksa, Ceyş'ul-Sunne, Liva'el-Hak, Ecnad'uş'Şam, Feylak'uş-Şam ve Cebhet'un-Nusra idi. (Bu gruplara ait ayrıntılı bilgiyi SETA'dan Kılıç Buğra Kanat ve Can Acun ile benim kaleme aldığım "Sınırları Aşan Kriz: Suriye" analizinde bulabilirsiniz) Her grup kararlaştırılan yönden merkeze doğru saldırıya geçti ve nihayetinde gruplar ortada buluştuklarında rejim muhaliflere stratejik bir kayıp vermiş oldu.

KOORDİNASYONUN ZAFERİ

Basın bu yedi gruptan sadece Cebhet'un-Nusra'yı gördü. Suriye rejimi ve yardakçıları da İdlib'in Cephet'un-Nusra tarafından ele geçirildiğini, hem rejimin yapmasını umdukları varil bombası saldırılarını vs. meşrulaştırmak için hem de Batı'yı alarme etmek için işleyip durdular. Utançlarını Cebhet'un-Nusra bahanesiyle örtmeye çalıştılar. Oysa Suriyeli hemen her grup tarafından sevinçle karşılanan bu kazanım tüm Suriyelilerin kazanımı ve Cebhet'un-Nusra, Fetih Ordusu'nun unsurlarından sadece birisi.

Esed apolojistleri, bir sosyal medya kullanıcısının mizahi ifadesiyle, kendilerini üç bahaneyle avutmaya çalışıyorlar: 1- İdlib muhalifler için bir tuzak 2- İdlib'in ele geçirilme videoları sahte 3- İdlib diye bir yer yok. Oysa İdlib, Suriye'deki çatışmaların ortak bir özelliğinin sadece bir tekrarı: Muhalifler kara muharebesinde çoğu yerde rejime, şebbihalarına ve İran-lı/cı milislere üstünlük sağlıyorlar. Rejimin en büyük kozu ise havadan çoluk çocuk, sivil vs. ayırt etmeksizin ölüm yağdırabilmesi, füzelerle bir tuşla toplu katliamlar gerçekleştirebilmesi. Yani rejimin elinden gelişmiş füzelerini ve hava hakimiyetini alsanız rejim de İran da ilk uçakla kendilerini Cenevre'ye, müzakere masasına atarlar.

DOSTLARIN DESTEĞİ ŞART

Sıkıntımız da tam burada başlıyor. İdlib'in merkezi ele geçirildi ama rejim havadan bombardıman imkanına hala sahip. İdlib'in 4 günde düşmesi, rejimin karizmasını yerle bir etti. Bu da rejimin şehir merkezine yönelik havadan ve füzelerle saldırma ihtimalini yükseltiyor. Hatta birkaç gün önce Binniş'te yaptığı gibi kimyasal silaha bile tekrar başvurabilir. Eldeki imkanlarıyla muhalefetin hava saldırılarına karşı koyabilme şansı oldukça düşük. Bu sebepten İdlib'de çatışmalar ve yıkım maalesef devam edebilir.

İran bölgede kapasitesinin üzerinde yayılmış durumda. Aynı anda üç sıcak cephede askeri varlığını devam ettirmeye veya proksilerine yardım akıtmaya çalışıyor. Yemen'deki "Kararlı Fırtına" operasyonuyla birlikte ilk defa net bir karşılık almış durumda. Muhaliflerin hem İdlib'deki hem de güneyde Busra'daki ilerlemesi de imkanlarının sınırına dayanmış İransız Esed rejiminin ne hallere düşebileceğini gösteriyor. Suriye'nin dostları bu olumlu havayı iyi değerlendirmeli ve muhaliflere desteğini oyun değiştirici bir şekilde artırmalı. Aksi takdirde Esed rejiminin yeni bir k