2013 yılında Avrupa ülkelerindeki ekonomik belirsizlik azalsa da gelişmiş ülkelerin içinde bulunduğu durgunluk ortamı ve küresel ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı yaşanmıştır. Türkiye ekonomisi de bu belirsizlik ortamından etkilenmiş ve yılın ikinci çeyreğinde Türk Lirası’nda değer kaybı yaşanmaya başlamıştır. Ayrıca, Ortadoğu ülkelerinde meydana gelen gelişmeler, siyasi belirsizlikler ve Gezi olayları da ekonomiyi olumsuz etkileyen faktörler olarak öne çıkmıştır. Bu gelişmelere rağmen hem ihracatın hem de iç talebin katkısıyla, Türkiye gelişmiş ülkelerin hemen hemen tamamından daha yüksek bir ekonomik büyüme gerçekleştirmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) oranı 2013 ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,4 ile beklentilerin üstünde büyümüştür. Böylece 2013 yılı ikinci çeyreğinde GSYH cari fiyatlarla 385.113 milyon Türk Lirası’na ve 209.715 milyon Amerikan Doları’na ulaşmıştır. 2013 yılı ikinci çeyreğindeki pozitif büyüme ile birlikte 2009 yılı son çeyreğinden itibaren 15 çeyreklik dönem boyunca aralıksız pozitif büyümesini sürdürmüştür. Gerçekleşen bu büyüme oranı ve 6 aylık dönemde gerçekleşen yüzde 3,7 büyüme ile birlikte, 2013 – 2015 Orta Vadeli Program’da (OVP) hedeflenen yüzde 4,0 büyüme hedefine yaklaşılacağı öngörülmektedir. Gerçekleşen bu ekonomik büyüme Gezi olayları, Ortadoğu’daki gelişmeler ve küresel ekonomideki dalgalanmalar gibi öngörülmeyen olumsuz faktörlere rağmen, Türkiye ekonomisi için önemli bir performans ve şoklara dayanıklılık göstergesi olmuştur..