2022’nin ilk aylarına yüzde 36 ile başlayan enflasyon rakamları Ekim ayında yüzde 85 ile zirveyi görerek düşüş eğilimine girdi. Baz etkisiyle Ocak, Şubat ve Mart aylarında yüzde 50’in altına gevşeyecek olan enflasyonun 2023 yılını yüzde 22,3 ile tamamlaması bekleniyor.
Devamı
TEM, sağlam ekonomik temeller, güçlü altyapı, eğitimli ve genç yüksek beşerî sermayesi ile Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir vizyonu ifade amaçlıyor görünüyor. Son bir yıllık bu performansın üzerine yeni yılda da makro-finansal istikrarda sağlanacak başarı, cari fazla ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması açısından önem arz etmektedir.
Devamı
Türkiye halen 125 milyar dolarlık üretimle dünyanın 16. büyük imalat sanayisi. Hedef ilk 10'a girmek.
Gelişmeler perspektifinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar ziyaretinin ne anlama geldiğini ve Ankara-Doha ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceğini bu konunun uzmanlarına sorduk.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’in on yıl aradan sonra ilk kez 24 Kasım 2021’de Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor. Ziyaret Ortadoğu’da normalleşme dalgasının şekillendiği bir zamanda gerçekleşiyor. Türkiye ve BAE uzun yıllardır çeşitli bölgesel meselelerde karşıt tarafları destekliyor. Bundan dolayı iki liderin görüşmesi “yeni bir dönemin başlangıcı” olarak kabul ediliyor.
Kripto paralar ödeme mi yoksa yatırım aracı mıdır? Kripto paraların arkasında nasıl bir teknoloji var? Kripto paralara ilgi neden bu kadar hızlı arttı? Kripto para borsalarında dünya genelinde nasıl gelişmeler yaşanıyor? Ülkelerin kripto paralara ve borsalara bakışı nasıl farklılaşıyor?
Merkez Bankası’ndan faizleri yüzde 19’un üzerine çıkarmasını bekleyen yoktu. Şimdi TL’de yaşanan son değer kayıplarının bu senaryoyu değiştirip değiştirmeyeceği meselesi kritik
Devamı
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür, siyasetin gündeminde yer alan rezerv politikası tartışmaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
On yıllık bir iç savaşın ardından Suriye ekonomisi can çekişiyor. Son zamanlarda yaşanan ekonomik krizler Esed'in en yakın destekçileri arasında bile şikayetlere neden olmaya başladı. Kendi toplumsal tabanı dahi sokak gösterilerine başladı.
Enerji kaynakları bakımından 'kendi kendine yeterli olmanın' ne çıktığı Kovid-19 salgını döneminde, Türkiye'nin petrol ve gaz arama çalışmaları daha kritik bir hale geldi.
Son birkaç yıldır doların 'hareketlendiği' dönemlerde dış borçlardan bahsetmek adet oldu. Hatırlayınız, tık avcıları, kronik muhalifler ve etki ajanları Ağustos 2018'de yaşadığımız kur krizinin hemen akabinde kur 6 TL civarında seyrederken doların 8-9-10 TL düzeylerine çıkacağını söylüyordu.
Eğer uluslararası finans spekülatörleri Türk lirasına saldırıyorsa, yabancı medyanın Türkiye uzantıları “Türkiye’de salgın yüzünden 300 bin kişi ölecek” diyerek onların bu saldırıları için uygun zemini hazırlama gayreti içindeyse muhalefetin yapması gereken bellidir: Ülkesine sahip çıkmak.
Finans kurumlarının ellerinde varlık olmadan yaptıkları açığa işlemler, küresel finans sistemini kumarhaneye çeviriyor. Bu kumarı Türkiye, Meksika, Brezilya vb. ülkeler üzerinde oynamaya çalışıyorlar. Ancak Türkiye’deki ekonomi yönetimi ‘olağan şüphelilerin’ oyun alanlarını daraltıyor
Dolar kurunun bu hafta 7 TL'nin üzerine çıkması epey konuşuldu. Bunda 7 TL'nin psikolojik bir eşik olması etkili oldu. Yine, Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor oluşu da önemli bir faktördü. Bununla birlikte, Türkiye'de kur tartışmalarının sağlam bir zemin üzerinde yükseldiğini söyleyebilmek gerçekten çok zor.
Türk ekonomisi olarak gerçekten ilginç bir dönemden geçiyoruz. Normalde ülke ekonomileri belirli bir dönemde tek bir şok yaşar. Örneğin 2018 Ağustos'ta yaşadığımız bir arz şoku idi. Türk lirası kısa sürece ciddi bir şekilde değer yitirdi ve daha sonraki süreçte bunun sonuçlarıyla yüzleştik. Yaşadığımız Korona krizinin temel özelliği ise çok boyutlu olması. Ekonominin her iki cephesi (arz ve talep) kendi şoklarını ayrı ayrı ve çok katmanlı bir şekilde yaşıyor. Birçok krizi aynı anda yaşıyor gibiyiz.
Merkez Bankasının eline geçen fırsatı iyi bir şekilde değerlendirerek faizi "düşürebildiği kadar düşürmesi" gerçekten takdire şayandır. Dolar kurunun bu süreçte oldukça stabil bir seyir izlemesi ise bu faiz indirimlerinin ne kadar "doğru" olduğunun şık bir göstergesidir.
90'lı yıllar siyasi/ekonomik/toplumsal açılardan kabus gibi bir dönemdi. Türkiye bu dönemde hem çok zarar gördü hem de çok vakit kaybetti. 2002'de daha bir yaşını yeni doldurmuş bir partinin tek başına iktidara gelebilmesinin arkasında işte bu "sevimsiz tablo" bulunuyordu. Oldukça genç ve enerjik bir nüfusa sahip olan Türkiye ekonomisi kendisine gelişecek uygun/istikrarlı bir zemin arayışı içindeydi.
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür seçim sürecinin ardından Türkiye’nin izleyeceği ekonomi politikası hakkında değerlendirmede bulundu.
TÜİK, pazartesi günü Türkiye’nin 2018 yılına dair ekonomik büyüme rakamlarını açıkladı..